Afyon Savcılığı, gözaltında elektrikli işkenceye de takipsizlik verdi

Afyon Başsavcılığı, gözaltında başına çuval geçirilen ve ayaklarına elektrik verilen Aysun Işınkaralar'ın işkenceci polisler ve doktorlar hakkındaki suç duyurusuna takipsizlik verdi. Gergerlioğlu, 'Apaçık bir işkence var' diyerek karara tepki gösterdi.

SEVİNÇ ÖZARSLAN 14 Mayıs 2024 GÜNDEM

Afyonkarahisar’da kapatılan Özel Nezahet Kız Öğrenci Yurdu’nda müdürlük yaptığı için 7 Mayıs 2018’de gözaltına alınan Aysun Işınkaralar‘ın Afyon emniyetinde kendisine işkence eden poliler hakkındaki suç duyurusu 22 Nisan 2024’te Afyon Başsavcılığı tarafından reddedildi.

Afyon Emniyeti’nde ayak bileklerine elektirik verilen, boğazı sıkılan ve tehdit edilen Işınkaralar, suç duyurusunda kendisine kötü muamele ve işkence yapan polislerden ve işkenceyi kayıt altına almayan doktorların isimlerini de vermesine rağmen red kararında, Işınkaralar’ın ifadesinin delil niteliği taşımadığı ve yeniden soruşturma açmaya yeterli olmadığı ileri sürüldü.

Kararda “Her ne kadar müşteki ifadesinde, Muhammet Turan isimli doktorun verdiği ‘darp cebir izi yoktur’ raporunun sahte bir rapor olduğunu, ayrıca hapisten çıktıktan sonra Türkiye İnsan Hakları Vakfına başvurup, bir sene beni takipten sonra işkenceye uğradığına dair bir rapor aldığını, bu iki unsurun soruşturma açısından yeni delil teşkil ettiğini ileri sürmüş ise de, müştekinin yeni delil olarak beyan ettiği unsurların ceza hukuku kapsamında bu hali ile delil niteliği taşımadığı ve yeniden soruşturma açmaya yeterli olmadığı anlaşıldı…” denildi.

‘APAÇIK İŞKENCE VAR AMA SAVCILIK TAKİPSİZLİK VERDİ’ 

DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu Afyon Başsavcılığı’nın polislerle ilgili suç duyurusuna verdiği red kararına tepki gösterdi. İşkenceyi Meclis gündemine taşıyan Gergerlioğlu “Aysun Işınkaralar, Afyon Emniyeti’nde gördüğü işkencenin örtbas edilmesine karşı, yıllardır mücadele veren bir hanımefendi. Kendisi Afyon Emniyeti’nde işkenceye uğradı ve ardından Hipokrat yeminine ihanet eden doktorlar ve savcılar tarafından başvurularına takipsizlik verildi. Suç duyurusuna da takipsizlik verildi. Apaçık bir işkence var, Türkiye’de adil yargılama yok.” dedi.

 

Aysun Işınkaralar’ın, sağ ve sol ayak bileklerine elektrik verildiği, kafasına çuval geçirildiği, boğazı sıkılarak boğulmaya çalışıldığı ve tacize maruz kaldığı TİHV tarafından da raporlaştırılmıştı.

Işınkaralar, savcılığa yaptığı suç duyurusunda gördüğü işkenceleri şöyle anlatmıştı:

“07/05/2018 tarihinde Afyonkarahisar’da ‘fetö’ suçlamasıyla göz altına alındım. Olay günü Hatice Beyza Süzer isimli kadını aramak için evime gelmişlerdi. Polislere o kadının ben olmadığımı söylememe rağmen beni kim olursan ol bizim götürme yetkimiz var deyip il emniyet müdürlüğü terör şube müdürlüğüne götürdüler, sonra da kocatepe karakoluna götürüldük. Benim yanımda Elif Çolak isimli misafirim de vardı. 5-6 kadın 18/05/2018 tarihine kadar orada pislik içinde farelerle kötü koşullarda kaldık. Ertesi gün beni, Elif’i ve bir öğrenci kızı sarışın renkli gözlü bir erkek polis Afyon il emniyet müdürlüğüne götürdü.

Terör şubeye gittik. Orada çay ocağında bir süre bekletildik. Benim ismimi çağırdıklarında ayağa kalkıp yanlarına doğru gittim, daha kapıdan içeri girer gitmez kafama çuval geçirdiler. Yanımdan ahh diye bir ses geldi. Kafamı eğdiler, her tarafımda polisler vardı. Beni hızlı bir şekilde koşturup karakoldaki boş odaya fırlattılar. İçeri girer girmez kilolu toplu 170-180 cm boylarında erkek polis boğazımı sıkmaya başladı. Bylock’u kim yükledi, imam mısın imame misin dedi.

Diğer polisler de beni ortalarına aldılar. Arada nefessiz kalınca beni bırakıyorlardı. Sonra tekrar boğazımı sıkıyorlardı. Ayak bileklerimden elektrik vermeye başladılar. Bana sürekli Hatice Beyza nerede saklanıyor diye sordular, Elif’i sordular. Arkadaşım olduğunu söyledim. Önce sağımdan, sonra solumdan sonra iki tarafıma da aynı anda elektrik vermeye başladılar. Biz devletiz diyorlardı. Tem şube müdürlüğünde Aydın polis olarak bildiğim kişi (eve geldiğinde bana kimliğini tanıttığı için biliyorum) de vardı.

Ben her seferinde bağırıyordum. Bağırmazsam bana kötülük yaparlarlarsa neden bağırmadın demesinler diye düşündüm. Çuval halen başımda idi. İçlerinden biri bunu soyun dedi. Bana bunu yapamazsınız dedim. Dışarıdan bir adam geldi. Onlarla konuştu. Bana Aysun biraz daha az bağırabilir misin dediler. Bende neden böyle yapayım dedim. Bana neden sürekli Allah diye bağırıyorsun, bizim müslümanlığımıza mı laf ediyorsun dediler.

Sonra çapraz odaya götürüp kafamdan çuvalı çektiler. Melisa isimli kadın bir polis benimle konuştu. Bana silah doğrultup tetiği çekip çekip bıraktı. Sonra bana bir fotoğraf gösterdiler bu sen misin dediler, bendim ama korkumdan ben değilim dedim. Bu fotoğraf adliye önünde zaman gazetesi ile ilgili basın açıklaması sırasında çekilmişti. Şişman bir polis beni odadan çıkardı. Beni başka bir yere götürmeye başladılar. Bana tecavüz edeceklerini sandım. O polis benim gözlerime bakıp seni tekrar getireceğim dedi.

Beni nereye götüreceksiniz dedim. Geldiğin yere götüreceğiz dediler. Ramazan isimli başka bir şüpheli ile tekrar karakola götürdüler. Ayaklarım uyuşmuş ve şişmişti, yaralar oluşmuştu. Çünkü elektrik ayak bileklerimden vermişlerdi. Naylon çorabım ise tenime yapışmıştı. Orada bir bayan şüpheli gördüm ve bana işkence yaptılar dedim. Ertesi gün avukatım geldi. Adı Emin Çelik’ti. Bana işkence yaptıklarını söyleyip ayaklarımı gösterdim. Savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi, fakat bende kendimi düşünmek zorundayım diyerek bulunmadı. Polisler diğer şüphelileri ifade almaya götürdüklerinde bana tehdit içerikli sözlerle mesaj gönderiyorlardı.

09’undan 14’üne kadar hastaneye götürmediler. Ayın 14’ünde Afyonkarahisar Devlet Hastanesine götürdüler. Hepimizi Ali Konu isimli doktor muayene etti. Doktora işkence yapıldığını söyledim. Bana rapor yazacağını söyledi. Aydın adlı polis doktorun bana verdiği raporu elimden aldı ve bunu dosyaya biz koyacağız dedi. 1-2 gün sonra da karakolda ifadem alındı. Kafamdaki çuvalı orada çıkardılar. İşkenceye uğradığımı söyledim. Bana polisler bunu savcılığa söyleyeceksin dediler. 18/05/2018 tarihinde savcılığa götürüldük. Sonra da mahkemeye götürüldük. Sorguda avukatıma işkenceden bahsedeyim mi dedim. Ben söylerim sen bana güven dedi ama söylemedi. O gün tutuklanıp Afyon kapalı cezaevine götürüldük. 3 gün sonra pazartesi günü muayeneye götürüldük. Doktora işkenceyi söyledik. Suç duyurusunda bulunmak istediğimi söyledim. 21/05/2018 tarihinde cezaevinden gönderdiğim dilekçe ile Afyonkarahisar savcılığına suç duyurusunda bulundum. 1 ay sonra takipsizlik yazıldığını öğrendim. Karara itiraz ettim. Mahkemeden red geldi. Afyonkarahisar devlet hastanesinden raporlarımı istedim. Muhammet Turan isimli doktor darp cebir izi yoktur diye rapor vermiş. Ben o doktoru da şikayet ettim. Tekrar soruşturma açılması için şu anda sizin dosyanız kapsamında avukatım aracılığıyla başvurdum. Elimde iki yeni delilim var. Birincisi Muhammet Turan isimli doktorun verdiği darp cebir izi yoktur raporu, bu sahte bir rapordur. İkinci delilim ise ben hapisten çıktıktan sonra Türkiye İnsan Hakları Vakfına başvurdum. Bir sene beni takip edip psikolojik tedavimi yaptılar. İşkenceye uğradığıma dair bir rapor aldım bu vakıftan. Bu raporumu da dosyaya avukatım sundu.”

56 AY HAPİS YATTI

Afyonkarahisar’da kapatılan Özel Nezahet Kız Öğrenci Yurdu’nda 2,5 yıl müdürlük yaptığı için 7 Mayıs 2018’de gözaltına alınıp tutuklanan Aysun Işınkaralar’ın (35),  7 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası verildi. Afyon E Tipi Cezaevinde 56 ay hapis yatan Işınkaralar, 22 Aralık 2022’de cezanın yatarı bittiği için tahliye edildi. Yaşadıklarını Kronos’a anlatan Işınkaralar, “Devletin denetiminde olan, açılma izni olan bir yurtta müdürlük yaptım. 15 Temmuz’dan bir ay önce Haziran 2016’da yurdumuz denetim geçti. Hiçbir sıkıntı bulmadılar. Dört dörtlük bir yurttu. Bir ay sonra kapattılar.” demişti.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com