AİHM Büyük Dairesi, Osman Kavala için 2019'da verilen tahliye kararının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle Türkiye'yi mahkum etti. Avukat Rumeysa Budak, kararın bağlayıcı olduğunu işaret ederek, "Kavala tahliye edilmesi gerekir" dedi.
AİHM Büyük Dairesi, Osman Kavala hakkında 10 Aralık 2019’da verilen, cezalandırılma amacıyla tutuklandığına ve derhal tahliye edilmesine hükmeden ihlal kararı sonrası, Türkiye’nin ihlal kararını yerine getirme yükümlülüğüne aykırı davrandığına karar verdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 18 Ekim 2017’den beri tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala davasında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 2 Şubat 2022 tarihinde başlattığı ihlal prosedürü kapsamındaki kararını açıkladı. Yüksek Mahkeme, Kavala ile ilgili 10 Aralık 2019’da verdiği ‘serbest bırakılmalı’ kararının uygulanmaması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 46’ıncı maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine hükmetti. Söz konusu madde uyarınca, davaya konu olan taraflar, yüksek mahkemenin verdiği kesinleşmiş karara uymayı taahhüt ediyor.
AİHM, ayrıca bu kararı gereğince Kavala’ya 7 bin 500 Euro mahkeme masrafı ödenmesine de hükmetti.
AİHM ‘KAVALA, DERHAL SERBEST BIRAKILMALI’ DEMİŞTİ
AİHM 10 Aralık 2019’da, Kavala’ya ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmişti. Mahkeme, bu durumun sona erdirilmesi için AİHS’in 46. maddesinin 4. fıkrası uyarınca Kavala’nın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar vermişti.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Mahkeme’nin kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetliyor.
Komite, 2019 tarihli AİHM kararının uygulanmadığı gerekçesiyle Türkiye’ye karşı 2 Şubat 2022’de resmen ihlal prosedürü başlatmıştı.
ANKA haber ajansına konuşan Avukat Benan Molu, ihlal kararının ilk kez Azerbaycan’a karşı uygulandığını söyledi.
Molu, “AİHM kararı uygulanmazsa, Sözleşme uyarınca ve Avrupa Konseyi statüsü uyarınca, Türkiye’nin Konsey organları nezdindeki oy kullanma hakkının ve Konsey üyeliğinin askıya alınması, hatta üyelikten çıkartılmaya kadar bir dizi yaptırım öngörülüyor. Bu yola bu kadar sık başvurulabileceği öngörülememiş olmalı ki yaptırımların ne zaman uygulanmaya başlayacağı, hangi yaptırımın seçileceği, hangi aşamaya kadar gideceği konusu çok belirsiz. Bunlar süreç içerisinde belli olabilecek” dedi.
‘KARARA GÖRE KAVALA’NIN TAHLİYE EDİLMESİ GEREKİR’
Avukat Rumeysa Budak, AİHM karanın bağlayıcı olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:”Büyük daire ihlal kararı, açıklandığı bugün itibariyle, Kavala’nın hükmüne karşı itirazları inceleyecek olan gerek istinaf gerek Yargıtay başta olmak üzere, Türkiye açısından bağlayıcı.Mahkumiyete esas alınan delillerin tutuklamaya esas delillerle aynı olduğu ve bu delillerin suç işlendiğine dair herhangi bir makul şüphe oluşturmayacağı şeklinde verilen ihlal kararı dikkate alındığında; kararın icrası, Kavala’nın tahliyesiyle birlikte beraatini gerektirmektedir.