"Darbe girişimi" iddiasıyla görevden uzaklaştırılan üç polis müdürü konuştu: "AKP’ye darbe, siyasilere kumpas vs. gibi dedikleri doğru olsa bu verdiği emniyet ifadesi veya savcılık ifadesinde olmaz mıydı?"
Ankara Emniyeti’nde “darbe girişimi” iddiasıyla görevden uzaklaştırılan üç polis müdürü konuştu. Sözcü yazarı Saygı Öztürk, “Açığa alınan müdürler ne diyor?” başlıklı yazısında görevden alınan emniyet mensuplarının iddialarına yer verdi. Öztürk’ün yazısına göre, iddiaların hedefindeki polis müdürleri “AKP’ye darbe, siyasilere kumpas vs. gibi dedikleri doğru olsa bu verdiği emniyet ifadesi veya savcılık ifadesinde olmaz mıydı?” diye sordu.
Saygı Öztürk’ün yazısına göre polis müdürleri özetle şöyle söyledi:
“Zaten zorla ifadesi alınmış olsa ya da zorla okumadan imza attırılmış olsa kendi kaydettiği bu telefon görüşmelerinde ‘Müdürüm, müdürüm ben ne zaman geleyim, duruşmadan 4 gün önce söz geleceğim vs’ der mi? Olması gereken, ‘Bana ifadeyi zorla imzalattırdınız, parmak bastırdınız, hepinizi şikayet edeceğim vs ‘gibi konuşmalar olması gerekmez mi? Ayrıca çorbacıda vurulma olayından sonra açmış olduğu twetter hesabında ve işadamlarına gönderdiği whatsapp üzerinden mesajlarında para istediği, yoksa dosyaya ekletmekle tehdit ettiği de emniyet kayıtlarına girmiştir.
Bu kişinin konuşmasının başlangıç ve sonucuna kadar geçen iletişim şöyledir: ‘Ben geleceğim ama tanık koruma programından çıkmamanın garantisi ve bununla beraber programda sorun olacak ise yeni ifadeler vereceğim’ şeklindedir.
‘SES KAYITLARINI KENDİSİNE GÖRE KESTİ’
Geldiğinde yeni vereceği ifade için bahsettiği siyasi ve bürokrat şahısların adlarını vererek ‘Bunlar da örgüte yardım ediyordu’ şeklinde beyanları üzerine Şevket Bey, bu şahısların ismini telaffuz etmesini sağlamış ve devamında kendi söylediği isimlerin ‘Ne yaptı onlar?’ diye sorması, adlarının geçmesi ile bu şahıslar için yukarılara danışması gerektiğini anlattığı ses kayıtlarının kendisine göre kesilerek servis edilmesidir. Zorla ifadesi alınmış şahsın hiçbir şey olmamış gibi Şevket müdür ile görüşmüş olması mümkün müdür?
Kaldı ki, AKP’ye darbe, siyasilere kumpas vs. gibi dedikleri doğru olsa bu verdiği emniyet ifadesi veya savcılık ifadesinde olmaz mıydı? Neden kaçmış olan şahsın telefonla getirilmesini sağlarken bu yapılsın ki? İddia ettiği konular zaten ele geçirilmiş şahsın varlığında yapılmaz mıydı? Hiçbir siyasinin, işadamının ya da bürokratın adı, yapılan çalışmanın hassasiyeti açısından geçmemiştir. Sadece ispatlanmış konular ifadeye yansımıştır. Örgütün 2 numarasının her dediğinin doğru olduğu kabul edilmeyeceğinden tüm beyanları titizlikle incelenmiştir.”
Müdürlerin son sözleri ise “Gelsin bu dediklerini adalete söylesin. Türkiye Cumhuriyeti üç Emniyet mensubu, bir C. Savcısından mı ibaret? Gelsin elinde ne varsa herhangi bir şehirde iddialarını anlatsın. Madem böyle bir örgüt yoksa neden korkuyor?”