Darbe girişiminden beraat ettikten sonra haklarında bu kez de terör örgütü üyeliğinden dava açılan 35 askeri okul öğrencisine yönelik suçlamalar şunlar: Örgüt ile iltisaklı dini kitapları okudular, göz ucuyla namaz kılmayı öğrendiler ve dini kitaplarda parmak izleri bulundu.
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Sultanbeyli Davası’nda müebbet hapis cezasına çarptırılan 116 Hava Harp Okulu öğrencisinden 35’i, Yargıtay’ın geçen yıl haziran ayında verdiği bozma kararından sonra başlayan yeniden yargılama süreci kapsamında çarşamba günü (24 Mayıs 2023) üçüncü kez hakim karşısına çıkacak.
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından müebbet verilen ve 7 yıl sonra darbe suçlamasından beraat eden öğrenciler, bu kez örgüt üyesi olmakla suçlanıyor.
İddianameyi yazan savcı, 35 öğrenciden 33’üne, ankesörlü telefondan arandığı, öğrenci evlerinde kaldığı, dini kitaplar okuduğu, vaaz dinlediği, göz ucuyla namaz kılmayı öğrendiği ve dini kitapta parmak izi bulunduğu için ceza verilmesini istedi.
GÖZ UCUYLA NAMAZ KILMAYI ÖĞRENDİ “İLTİSAKLI KİTAP” ÜZERİNDE PARMAK İZİ VAR
İddianameye göre örgüt üyesi olmakla suçlanan askeri öğrenci M.G. hakkında tanıklık yapan M.K., M.G. ile ortaokul öğrencisiyken tanıştıklarını ve Bursa’daki askeri okulu kazandıktan sonra M.G.’ye göz ucu ile namaz kılmayı öğrettiğini söyledi. M.K.’nın bu ifadeleri savcı tarafından dosyaya delil olarak yazıldı.
Askeri öğrenci B.E.’nin, Şaban Güler isimli şahsın konutunda Gülen cemaatine yakın bir yayınevinden çıkan kitap üzerinde parmak izinin bulunması” da iddianameye delil olarak girdi.
“KURAN, RİSALE OKUYOR, VAAZ DİNLİYORDUK”
Örgüt üyesi olmakla suçlanan bir diğer öğrenci O.T. hakkında tanıklık yapan M.B.C.’nin “S.K., O.T. ve ben görüşmelere gittik. Burada namaz kılıp, Kuran, Risale ve Fethullah Gülen kitaplarını okuyor ve vaaz videolarını izliyorduk.” şeklindeki beyanları da suç delili olarak gösterildi.
OTOGAR TELEFONUNDAN AİLEYİ ARAMAK SUÇ OLDU
7 yıldır Marmara (Silivri) Cezaevinde tutuklu olan Hava Harp Okulu 2. sınıf öğrencisi Burak Doğan da Yalova otogarının ankesörlü telefonundan babasını ve abisini aradığı için ‘terörist’ olmakla suçlanıyor. Doğan’ın hakkındaki suçlamalardan bir diğeri ise seçme sınavlarını kazandığı halde okumadığı Jandarma Astsubay Meslek Yüksek Okulu’na sızmaya çalışmak.
“EĞİTİMİ BAŞARIYLA TAMAMLADIĞI SÖYLEMEK İÇİN BABAMI ARAMIŞ”
Kronos’a konuşan Burak Doğan’ın abisi Serdar Doğan, “Kardeşim Burak Doğan, 7 yıldır darbe suçlaması ile cezaevindeydi. Yargıtay davayı bozdu ve beraat etti. Şimdi ise öğrenci seçme uçuşu eğitimi sonrası telefonu olmadığı için Yalova otogarından önce babamı ve sonra Diyarbakır’da görevde olan beni aradığı için suçlanıyor. 2015 yılı öncesinde ÖSYM’ye -cep telefonu olmadığı için- babama ait numarayı beyan etmiş ve bu kardeşime ait gibi kabul edildi. Ve sonra 2015 yılında yine telefon götürmenin yasak olduğu HHO intibak eğitimi öncesi yapılan Öğrenci Seçme Uçuşu Eğitimi (ÖSU) sonrasında Yalova otogarından önce babamı, ulaşamadığı için sonra Diyarbakır’da görev yapan beni arayarak eğitimi tamamladığını başarılı olduğunu ve eve gitmek için bilet aldığını gece yarısı olduğu için haber vermek istediğini söyledi.” dedi.
Savcının iddiasının doğru olmadığını kanıtlamak Milli Savunma Üniversitesi’nden ÖSU programını istediklerini de söyleyen Serdar Doğan, “Tam da belgedeki gibi o gün eğitim kardeşimin kamptan ayrılıp otogara gittiği günü ve saati gösteriyor. Telefon baz kaydında telefonun babamın çalıştığı yerden baz verdiği belgesi bilirkişi raporunda var. Numaranın 2010 yılından beri babama ait olduğu ve baz kayıtlarının onun maaş bordrosunda yazılı yerlerde olduğu belgesini kendileri raporda sunuyor. Tüm belgelere rağmen iddia makamı halen bunu kuvvetli suç şüphesi saydı. Heyet ise bu karara uydu.” ifadelerini kullandı.
“SAVCI DELİL BULAMAYINCA BENİM İHRAÇ EDİLMEM ÜZERİNDEN KARDEŞİMİ SUÇLUYOR”
Savcı delil bulamayınca, kendisinin ihraç edilmiş bir astsubay olmasının kardeşinin davasına eklediğini belirten Serdar Doğan şöyle devam etti:
“Suçun şahsiliğini hiçe sayarak benim durumum üzerinden suçlamaya devam etmiş. Şimdi soruyorum benim kardeşim ve arkadaşlarının böyle saçma sapan iddialarla 7 yılı çalındı. Birçok emsalleri gibi onlarda darbe iddiası olmasa bu dosyalardan tutuksuz yargılanacak eğitimi, gençliği, sağlığı ailemizin düzeni, mutlu anılarımız yok olmayacak ve eminim beraat edecekti. Kim nasıl hesap verecek? Amacınız bu çocukları öldürmek mi?”
YEDİ YILDA SULTANBEYLİ DAVASI
15 Temmuz’da Yalova’daki Tatbiki Eğitim Kampı’nda olan 116 Hava Harp Okulu öğrencisi o gece ‘terör tatbikatı var’ denilerek 4 otobüse doldurulup kamptan çıkarıldı.
İstanbul’daki okullarına götürüldüklerini zanneden öğrenciler Sultanbeyli Köprüsü’nde halkla karşı karşıya getirildi. ‘Darbe girişimi’ni köprüye geldiklerinde öğrenen öğrenciler, otobüslerinden inip halka birlikte İstiklal Marşı’nı okudukları halde darbeye teşebbüs iddiasıyla tutuklandılar.
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, 116 Hava Harp Okulu öğrencisine 25 Mayıs 2018 tarihinde müebbet, üç rütbeli askere ağırlaştırılmış müebbet, üç ere de beraat verdi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, öğrencilere verilen müebbet hapis cezası kararlarını öğrencilerin darbeden haberi olmadığı gerekçesiyle 21 Haziran 2022’de bozdu.
Darbeye teşebbüsten beraat eden öğrencilerden 66’sı, aynı gün “yurt dışına çıkış yasağı” şartıyla tahliye edildi. 50 öğrencinin ise tutukluluğunun devamına karar verildi. 21 Aralık 2022’de yeniden yargılanmaya başlayan öğrencilerden 35’i yarın üçüncü kez duruşmaya çıkacak.
Savcı, 2 Mayıs 2023’te görülen ikinci duruşmada haklarında ankesör ve tanık ifadesi bulunamayan askeri öğrenciler S.A ile G.G.’nin beraatini ve tahliyesini istedi ancak mahkeme heyeti tüm öğrencilerin tutukluluğuna karar verdi.