Hakkari'de askerlik yaparken bir ayağını kaybettikten tam 24 yıl sonra KHK ile ihraç edilen Kemal Aktaş beraat kararı Yargıtay'da onandığı halde göreve iade edilmedi. KHK'lı gazi Aktaş, Adana'dan Ankara'ya 'adalet ve onur yürüyüşü' başlattı.
Hakkari’de komando olarak askerlik görevini yaparken 1994’te mayına basma sonucu sol ayağını kaybeden gazi Kemal Aktaş tam 24 yıl sonra, 2018’de KHK ile ihraç edildi ve Bylock kullandığı iddiasıyla terör örgütü üyeliğinden ceza aldı.
Altı yıl süren yargılamalar sonunda 6 yıl 3 ay hapis cezası bozuldu ve Aktaş beraat etti. Yargıtay da beraat kararını onadı. Ancak Aktaş, 1,5 yıl önce berat etmesine rağmen işine iade edilmediği için Adana’dan Ankara’ya ‘adalet ve onur yürüyüşü’ başlattı.
Sosyal medya hesabından bu sabah bir video paylaşan Aktaş, “2018 yılında haksızca işimden ihraç edildim. 6 yıl yargılanmamın sonucunda beraat ettim ve yaklaşık beraat edeli bir buçuk yıl oldu. Bu süre zarfında hala işime iade edilmedim ve haklarımı elde edemedim. Bu yüzden Adana’dan Ankara’ya #adaletveonuryürüyüşü ilk adımlarını atıyorum.” dedi.
https://twitter.com/kemalaktas1272/status/1724724064193777744
“AYAĞIMLA GİTTİĞİM ADLİYEDE TUTUKLANDIM”
1994 yılında gazi olduktan sonra 2001 yılında Bayburt Köy Hizmetleri’nde işçi olarak çalışmaya başlayan, Aktaş daha sonra Adana Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne geçti. Burada çalışırken ihraç edilen Aktaş, 2018’de kendi ayağıyla gittiği Adana Adliyesi’nde ‘terörist’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu. Kürkçüler ve Tarsus’ta 48 gün hapis yatan Aktaş, ByLock kullandığı suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verildikten sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
“ONUR VE ŞEREFİM HARİÇ HER ŞEYİMİ KAYBETTİM”
Altı yıl süren yargılamalar sonucunda 2022’de beraat eden, 23 Eylül 2023’te de beraati Yargıtay kararıyla kesinleşen ancak hala daha işine iade edilmeyen Aktaş, yürüyüşten başka çaresi kalmadığı için yola düştüğünü söyledi.
Kronos’a açıklamalarda bulunan Aktaş, “Terörist olmadığım, bir vatansever olduğum mahkeme kararıyla kanıtlandı. Bu zaman zarfı içinde maddi ve manevi birçok kayıplarım oldu. Onur ve şerefim hariç kısacası her şeyimi kaybettim. Haklarımı yeniden kazanmak için yürüyüşe başladım. Bu adalet ve onur yürüyüşünü Anıtkabir ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığında oturma eylemine kadar devam ettireceğim, ta ki hukuksuzca elimden alınan bu haklarım yeniden iade edilip tarafımdan özür dilene kadar.” diye konuştu.
“HİMMET VERDİN Mİ DİYE SORDULAR”
Aktaş’ın ihraç sürecinde yaşadıkları:
“15 Temmuz’dan sonra beni bakanlıktan aradılar. Birtakım sorular soracaklarını söylediler. ‘Bank Asya dekontlarını al gel’ dediler. Bende dekont mekont yoktu. Ankara’ya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gittim. ‘Himmet verdin mi’ diye sordular. Benim ne cemaatle, kimseyle hiçbir alakam yok. Sonra bana ‘Sen de ByLock’ görünüyor’ dediler. ByLock’un adının ilk defa orada duydum, yemin ediyorum ilk kez orada duydum. Ben gazi adamım. Evin oradan sinyal toplayıp karşılarına numara yazmışlar, benim numaram da öyle çıkmış. Adana’ya dönünce hemen avukatımı aradım, ifade için Adana Adliyesi’ne gittim. Ayağımla gittiğim adliyede savcı beni tutukladı.
“YARGITAY SAVCININ İTİRAZINI YERİNDE BULMADI”
Mahkeme 5 kere ByLock tespit tutanağı istedi, gelmedi. Yüz sene isteseniz de gelmez. Çünkü ben bu programı duymadım, indirmedim, kullanmadım. Buna rağmen bana 6 yıl 3 ay hapis cezası verdiler. Dosya Yargıtay’a gitti, bozuldu geldi, yeniden yargıladılar, Adana yerel mahkemesi 2022’de bana beraat verdi, savcı beraate itiraz etti, cezalandırılmamı istedi, dosya yine Yargıtay’a gitti, savcının itirazı yerinde görülmedi, beraat kararım onandı. 23 Eylül 2023’te de beraatim kesinleşti.
“ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETÇİ, ÜLKÜCÜ DEMOKRAT BİR İNSANIM”
Ama bu süreçte ben sosyal hayatımı kaybettim. Yeri geldi ailemle, çocuklarımla, eşimle dostumla… Ben sevilen, sayılan Atatürkçü, cumhuriyetçi, ülkücü demokrat bir insanım. Bana iftira atılması zoruma gitti. Ya ben şimdi bu cemaate gönül versem derim, bunu söyleyecek cesaret de yürek de var bende ama değilim arkadaş, benim kimseyle bir ilgim yok. Hakkımda bir mahkeme kararı yokken sen beni neden işimden atıyorsun? Ben bir gaziyim. Benim onurumla neden oynuyorsun? Şunu da söyleyeyim; AKP ile cemaat yakınken AKP’yi, cemaati eleştiriyorum diye mobinge de uğradım. Hatta bunlar davaya dönüştü. Elinden Zaman’ı düşürmeyenler kalkmış beni FETÖ’cü olmakla suçluyor. Onların başına bir şey gelmiyor ben suçlu oluyorum. Ben gelsin demiyorum, ben gitmedim, gazetesini okumadım ama hukuk devletinde bunlar suç olmaz. Ben adaleti savunan bir insanım.
“CEZAEVİNDE BENİ ZİYARTE GELEN KIZLARIMIN GÖZYAŞLARINI UNUTAMIYORUM”
Şu anda benim dosyam Danıştay’da. 1,5 yıl olmuş, sabrediyorum, yürüyüşten başka çarem kalmadı. Benim ciğerim çok yandı. Dört çocuğum var. Küçük kızlarım cezaevine beni ziyarete geldiklerinde gözyaşlarını unutamıyorum. Onların gözyaşları hala daha benim gözümün önünde. Haklı olduğum davada ben sonuna kadar giderim, sonunda ölüm de olsa, çünkü ben haklıyım. Kim masum olduğunu, zulme, haksızlığa uğradığını düşünüyorsa arkama düşsün, beni bulsun.”