Yıllardır cezaevinde tutulan eski Yargıtay Üyesi Hüsamettin Uğur, yaşadığı süreçte ilk olarak hukuk mücadelesi vermeyi denediğini belirterek, “Ama çabuk uyandım” dedi. 'Silahlı terör örgütü üyeliğinden' hapse atılan Uğur, "Sabır ve duadan başka silahım yok" ifadesini kullandı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra meslekten ihraç edilerek yargılanıp tutuklanan eski Yargıtay üyesi Hüsamettin Uğur, 5,5 yıldır cezaevinde tutuluyor. Cezaevindeyken fiziki saldırı da dahil birçok hukuksuzlukla karşılaşan Uğur, mevcut durumda adaletin tecellisi için değil, adaletsizlikle hukuksuzluğun tescili için mücadele verdiğini anlattı. Afyon 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulan Uğur, 5,5 yıllık hapsin büyük bir kısmını hücrede geçirdi.
Gazete Duvar’dan Zafer Kıraç’ın sorularını yanıtlayan Hüsamettin Uğur, “Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkındaki yasalara uyulduğunu söyleyebilir miyiz?” şeklindeki soruya, “Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkındaki yasalara uyulduğunu söyleyebilir miyiz?” yanıtını verdi.
‘ADALETİN TECELLİSİ İÇİN DEĞİL, HUKUKSUZLUĞUN TESCİLİ İÇİN UĞRAŞIYORUM’
Yaşadığı hukuksuzluk sürecinde ilk dönemler karşısında hukukçular olduğunu düşünerek buna göre davrandığını ancak yanıldığını anlatan Uğur, “İlk başlarda kendimi çok zorlayarak (hatta aldatarak) muhataplarımızı hukukçu kabul ederek hukuk mücadelesi vermeyi denedim ama çabuk uyandım. Artık sadece hukuksuzluk mücadelesi veriyorum. Yani adaletin tecellisi için değil adaletsizliğin, hukuksuzluğun tescili için uğraşıyorum. Tabii bunun da bir bedeli, bir geri dönüşü var. Sahte belge ve beyanlarla disiplin soruşturmaları var” ifadelerini kullandı.
‘BENİM SABIR VE DUADAN BAŞKA SİLAHIM YOKTUR’
“Yoruldum mu?” diye soran Uğur, “Evet, çok yoruldum ama mahpusluk ürettiriyor. Şimdiden isimleri de belli olan birkaç kitabın malzemesi hazır. Örneğin; ‘Yargısız İnfaz Hakimleri’, ‘İthamları Reddediyorum’, ‘Kifayetsiz Muhterisler devrinde Hukuk(suzluk)’ gibi. Duruşmada da söyledim, silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorum. Benim sabır ve duadan başka silahım yoktur. Haksızlığın hak bilindiği yerde hak aramak en büyük suç oldu” dedi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
‘NEREDEYSE KİTLE İMHA SİLAHINA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA’
Kanunların acemi ellerde adeta kitle imha silahına dönüştüğünü kaydeden eski Yargıtay üyesi, şunları anlattı: “Cezaevinde yönetim anlayışı ‘insan odaklı’ olmayınca, başka söze gerek kalmıyor. Aslında ne altyapı ne mevzuat eksikliğimiz var. Ünlü hukukçu Ali Fuat Başgil ‘kanunlar acemi ellerde bir zulüm kılıcı haline gelir’ demiş. Bugünse neredeyse kitle imha silahına dönüşmüş durumda. Bu konjonktür de memurlar bize karşı genelde ya nötr ya da mesafeli, bazen de haşin davranırlar. Memurlar görevlerini yaparken insanlığı elden bırakmamalılar. Zaten infaz yasası tam da bu nedenle, sürekli ve güçlü bir şekilde insan onuruna uygun davranmanın altını çizer.”