Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuştu. Burada yaptığı konuşmada, gazeteci Merdan Yanardağ'ı, "gazeteci kılıklı terör sevici" diye tanımladı. Aynı konuşmada emekli maaşlarında iyileştirme konusunda bakanlara gerekli talimatı verdiğini de belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genel Merkezi’nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Burada yaptığı konuşmada, tutuklanan gazeteci Merdan Yanardağ’ı hedef alan Erdoğan, onu “gazeteci kılıklı terör sevici” olarak tanımladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 ve 28 Mayıs’ta yapılan seçimlerin sonuçlarında partisinin oy oranında yaşanan azalmaya dikkat çekerek, “Tartışmasız zaferimize rağmen, önceki seçimlere kıyasla partimizin oylarında görülen negatif ayrışmanın farkındayız. Özellikle kimi şehirlerimizde, milletvekilliği ile Cumhurbaşkanlığı oy oranları arasında ortaya çıkan uyumsuzluğu görmezden gelmiyoruz” açıklamasında bulundu.
Emekli maaşlarına ilişkin konuşan Tayyip Erdoğan, “İyileştirmeler hususunda bakanlarımıza gerekli talimatı verdim. Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve ilgili bakanlarımız çalışmalarına başladı” diye konuştu.
“KAYIKÇI KAVGALARIYLA İŞİMİZ OLMAZ”
Seçimlerin ardından CHP’de başlayan ‘değişim’ tartışmalarını değerlendiren Erdoğan, “Dün baba-oğul videosu çekenlerin gırtlak gırtlağa gelmesinin hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. ‘Değişim’ adıyla yürütülen kayıkçı kavgalarıyla işimiz olmaz” diye konuştu.
Tayyip Erdoğan, “31 Mart 2024 tarihinde bu kötü gidişe de dur diyeceğiz. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 4 yıldır hiçbir hizmet alamayan şehirlerimizi, tekrar hizmet ve eser siyasetiyle buluşturacağız” dedi.
Erdoğan, kültür-sanat etkinliklerine ilişkin ise “Yaz aylarının gelmesiyle bu alanda kimi zaman dikkatsizlikten, kimi zaman özensizlikten, kimi zaman da hatalı yönlendirmelerden kaynaklanan bazı olumsuzluklara şahit oluyoruz. Kültür-sanat alanında yapacağımız işlerde kıstasımız, özgün, faydalı, milli kültürümüzü yaşatacak çalışmalardır” şeklinde konuştu.
Erdoğan, şöyle konuştu:
“KUSURLARIMIZI TESPİT ETMEYE ÇALIŞTIK”
“Alınan not kadar, nerede hata yaptığını görmek de sınavın bir parçasıdır. Siyasi partilerin istikbali için seçimlerin bu yönü çok daha mühimdir. Geleceğe dair hedefi olan her siyasi parti, sandık sonuçlarını muhakkak çok iyi okur, analiz eder, sandıkta seçmenin verdiği mesajları anlamaya özen gösterir. Bunları yapmayan ise siyaset sahnesinden silinip gider. Çok partili siyasi hayatımızda bunun nice örneği vardır. Arkasında büyük bir halk desteğiyle kurulan, hatta iktidara gelen ama bugün ismini dahi hatırlamadığımız birçok parti bulunuyor. AK Parti olarak şu ana kadar girdiğimiz tüm seçimlere hep bu zaviyeden baktık. Seçim sonuçlarını, partimiz için bir muhasebe ve murakabe vesilesi haline getirdik. Rakiplerinden daha kapsamlı, daha cesur, hatta çok daha objektif bir şekilde eksiklerimizi, hatalarımızı, kusurlarımızı tespit etmeye çalıştık.”
Sandıktan zaferle çıkmanın sevincini yaşarken, asla zafer sarhoşluğuna kapılmadıklarını vurgulayan Erdoğan, “Zaferlerimizle birlikte tevazuumuzu büyüttük. Başarılarımızla birlikte sorumluluğumuzun da arttığına inandık. Şımaranlardan, kibir ehlinden, yeryüzünde böbürlenerek yürüyenlerden asla olmadık. Bir çağı kapatıp yeni bir çağ açtığı Fethi Mübin’den sonra İstanbul’a hocası Akşemseddin Hazretleri’nin arkasında tevazuuyla giren Sultan Fatih’i kendimize örnek aldık. Bugün de aynı hassasiyetle hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, şunları ifade etti:
“SIKINTILARIN KAYNAĞINI İL İL, SANDIK SANDIK İNCELİYORUZ”
“Tartışmasız zaferimize rağmen, önceki seçimlere kıyasla partimizin oylarında görülen negatif ayrışmanın farkındayız. Özellikle kimi şehirlerimizde, milletvekilliği ile Cumhurbaşkanlığı oy oranları arasında ortaya çıkan uyumsuzluğu görmezden gelmiyoruz. Tüm bu sıkıntıların kaynağını, il il, sandık sandık inceliyoruz. İstişarelerimizi tamamlayıp, doğru teşhislerimizi koyduktan sonra hangi alanlarda sorunumuz varsa süratle müdahale edeceğiz. Nerede bir hatamız olmuşsa, hiçbir komplekse kapılmadan kabullenecek ve düzeltmenin yollarını arayacağız. Vatandaşın beğendiği yanlarımızı güçlendirecek, eleştirdiği hususları düzeltecek, yenilenme beklediği alanlarda gerekli adımları atacağız. Kadrolarımızı takviye etmemiz, yeni yüzlerle güçlendirmemiz gerekiyorsa, inşallah büyük bir titizlikle bunu da gerçekleştireceğiz. Ekim ayında yapmayı planladığımız Büyük Kongremize işte bu anlayışla hazırlanıyoruz.”
Erdoğan, seçim sonuçlarının işaret ettiği çizgide çalışmalara şimdiden başladıklarını belirterek “Kongremizi, 11 milyonu aşan üyesiyle tüm AK Parti ailesinin, dava ve yol arkadaşlığını yenilediği bir ahitleşme törenine dönüştürmekte kararlıyız. Yaş aldıkça gençleşen, dinamizmini ve heyecanını koruyan, kendini yenilemeyi başaran bir parti olduğumuz, bir kez daha görülecektir” dedi.
“HİÇBİR SEÇİMİ ÇANTADA KEKLİK GÖREMEYİZ”
Kongrelerinin aynı zamanda 31 Mart 2024’te yapılacak seçimler için ihtiyaç olan sinerjiyi de sağlayacağını söyleyen Erdoğan, “Hedef ve ölçek büyüttüğümüz mahalli idareler seçimlerine, diğer tüm seçimlerden daha fazla asılmamız gerekiyor. CHP zihniyetinin elinde her gün kan kaybeden, kötüye giden şehirlerimiz, kurtarılmak için adeta gün sayıyor” diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“NEREYE BAKSAK AYNI VİZYONSUZLUK”
“Muhalefetin yönettiği illerin belediye başkanları, şehirleriyle ilgilenmek yerine koltuk kavgasından başlarını kaldıramıyor. Vatandaş hizmet beklerken, bunlar tüm mesailerini, tüm enerjilerini parti içi çekişmelerde harcıyor. İki tanesi, zaten 3 ay boyunca ‘Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağız’ diye il il dolaşmaktan kendi şehirlerinin yolunu unuttu. Adana’dan Antalya’ya, Mersin’den Eskişehir’e, Aydın’dan İzmir’e nereye baksak aynı vizyonsuzlukla, aynı hizmet kıtlığıyla karşılaşıyoruz. İnşallah 31 Mart 2024 tarihinde bu kötü gidişe de dur diyeceğiz. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 4 yıldır hiçbir hizmet alamayan şehirlerimizi, tekrar hizmet ve eser siyasetiyle buluşturacağız.
Muhalefetin kavgalı, dağınık, gerçekten içler acısı haline bakıp da, gelecek seçimler dahil, hiçbir seçimi çantada keklik göremeyiz. Bugün birbirlerine demediklerini bırakmayanlar, yarın çıkarları uğruna ‘can ciğer kuzu sarması’ olmakta asla tereddüt etmezler. Son seçim sürecinde bunun sayısız örneğini gördük, yaşadık. ‘Masadan kalktı’ diye ittifak ortaklarına aşağılık hakaretlerde bulundular, 3 gün sonra hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ettiler. Dün baba-oğul videosu çekenlerin, bugün gırtlak gırtlağa gelmesinin bizim açımızdan hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Değişim adı altında yürütülen ‘kayıkçı kavgalarıyla’ bizim işimiz olmaz. Bugün ‘değişim’ diye Bolu’dan Ankara’ya yürüyenler ve ona her türlü hakareti yapanlar.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Önceki gün Genel Başkanınız Ankara’dan İstanbul’a yürüyordu. O zaman yollar yürümekle aşınıyor muydu? Şimdi ne oldu? ‘Yollar yürümekle aşınmaz’ demeye başladılar. Bunlar çok kısa bir süre öncesinin tarihini de unutuyorlar. Zihniyet değişmedikten sonra CHP Genel Müdürlüğüne, hangi kumpasla kimin getirildiğinin bizim nazarımızda hiçbir anlamı bulunmuyor. Zaten muhalefetin son bir aylık karnesine baktığımızda, bu tespitlerimizin ne kadar haklı olduğu anlaşılıyor.
KILIÇDAROĞLU’NA YÜKLENDİ
CHP Genel Başkanı bebek katillerini öven gazeteci kılıklı terör sevicilere sahip çıkmayı sürdürüyor. Gezi olaylarının organizatörlüğünün avukatlığını yapmaya devam ediyor. Zehir saçan diliyle hakaret ediyor, iftira atıyor. Bu zatın 11’inci seçim yenilgisini aldığı 14 Mayıs’ın üzerinden 53 gün, 12’nci seçim hezimetini yaşadığı 28 Mayıs’ın üzerinden 39 gün geçti ama bu zat Kandil ve Pensilvanya’ya hangi sözleri verdiğini hâlen açıklamadı.
Ülkemizin 5 ay önce yaşadığı deprem gerçeğine rağmen ne söz vermişsek hepsini tek tek yerine getirdik, getiriyoruz. Kamuoyunda EYT olarak bilinen emeklilikte yaşı bekleyenler meselesini çözüme kavuşturduk. Böylece 2 milyon 250 bin vatandaşımızın taleplerini karşılamış olduk. Yine geçtiğimiz aylarda en düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya yükseltmek suretiyle bu konudaki hassasiyetimizi ortaya koyduk. Malumunuz dün enflasyon oranı netleşince emeklilerimizin alacağı yeni maaşları da belli oldu. Yapılabilecek iyileştirmeler hususunda bakanlarımıza gerekli talimatı verdim. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Hazine ve Maliye Bakanımız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız çalışmalarına başladı.”