‘Demirören medyası, Eylem Tok’un oğlunun adını ve yurtdışına kaçtıklarını bile bile gizlemiş’

Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlunun karıştığı ölümlü kazaya ilişkin, Yıldırım Demirören ailesinin DHA muhabiri Rojda Altıntaş’ı arayarak habere müdahale ettiği iddialarını mercek altına aldı: "Bütün bunlar kazayı yapan kişinin Timur C.‘nin adının ilk haberden bile bile gizlendiğini ve korunduğunu gösteriyor."

KRONOS 10 Mayıs 2024 GÜNDEM

Yazar Eylem Tok’un 17 yaşındaki oğlunu, bir kişinin ölümüne neden olan kaza sonrası yurt dışına kaçırdığı olayda şimdi de iktidara yakın Demirören Medyası’nın sansür uyguladığı iddiaları gündemde. Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören’in şoförünün haberi yapan DHA muhabiri Rojda Altıntaş’ı aradığı ve haberi yayınlanmasını engellediği öne sürüldü. Hatta Revna Demirören’in de daha sonra muhabiri görüntülü arayarak habere müdahale ettiği iddia edildi. Kaza yapan araçta Demirören çiftinin oğulları Emre Cemal Demirören’in de olduğu başka bir iddia olarak gündeme gelmişti.

Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, bu konudaki iddialara ilişkin kaleme aldığı yazısında, “Bütün bunlar kazayı yapan kişinin Timur C. ‘nin adının ilk haberden bile bile gizlendiğini ve korunduğunu gösteriyor” dedi.

‘HABERİ BİR GÜN BEKLETMİŞLER’

DHA muhabiri Rojda Altıntaş’ın patron katından gelen telefonları şeflerine aktarmamış olmasının düşünülemeyeceğini belirten Bildirici, “Nitekim cenaze töreni 2 Mart’ta olmasına rağmen bir haber ajansı olan DHA’nın, o gün kazayla ilgili haber geçmemiş olması bir gün beklendiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Bildirici, kazanın ardından DHA muhabiri Rojda Altıntaş ile Feridun Açıkgöz imzası taşıyan “Eyüpsultan’da lüks cip emniyet şeridinde bekleyenlere çarptı: 1 ölü, 4 yaralı” başlıklı haberin, telefon görüşmelerinin etkili olduğunu gösterdiğini belirtti. Bildirici, “DHA’nın 3 Mart günü saat 18.41’de geçtiği bu haberde ‘sürücünün isminin öğrenilemediği’ yazıyordu. Oysa DHA gibi bir ajansın, aracın kime ait olduğunu, sürücüsünü o saate kadar öğrenememiş olması olanaksız” dedi.

Bildirici’nin yazısından öne çıkanlar şöyle:

“Muhabir Altıntaş haberi yazarken isimleri bildiğini sosyal medyadan paylaştığı görüntülerle doğruladı. Rojda Altıntaş, o paylaşımında DHA yönetimine somut sorular sordu:

“Türkiye’nin bu olaydan haberi yokken, olaydan 15 saat sonra DHA adına yaptığımız röportajları neden kestirerek yayınlattınız? Neden ‘yurt dışına kaçırıldı’ iddialarını kestiniz? Neden Eylem Tok’un yurt dışına kaçırdığı oğlunun adını ve babasının mesleğini röportajda kestiniz?

Olaydan 15 saat sonra yaralı olarak kurtulan Süleyman Keçiçi ve vefat eden Aci’nin arkadaşı Deren Kara ile yaptığımız röportajlar burada. 3 dakika 44 saniye olan bu röportajlar, 1 dakika 22 saniyeye kadar nasıl kesilip yayınlatıldı?”

Gerçekten de cenaze töreni sonrasında konuştuğu tanıklar, “Timur” adını da veriyorlardı, babasının doktor olduğunu ve en önemlisi annesinin onu yurtdışına kaçırdığını duyduklarını da söylüyorlardı. DHA’nın 3 Mart’ta ilk haberde o kişilerin bu sözleri de yoktu. Halbuki bu sözler teyit edildikten sonra rahatlıkla kullanılabilirdi.

DHA’nın, Altıntaş’ın görüntünün kesilerek yayımlandığı suçlamasına karşı bir açıklama yapmaması, yalanlamaya girişmemiş olması da kayda değer bir durum…

Bütün bunlar kazayı yapan kişinin Timur C. ‘nin adının ilk haberden bile bile gizlendiğini ve korunduğunu gösteriyor.

‘DEMİRÖRENLERDEN HENÜZ BİR AÇIKLAMA YOK’

Şu ana kadar Demirören Haber Ajansı’nın sahibi Yıldırım Demirören ve eşi Revna Demirören’den bir açıklama gelmemesi de son derece manidar. İlker adlı kişi de ortaya çıkıp böyle bir konuşma yaptığını yalanlamadı. Dolayısıyla Altıntaş’ın açıkladığı telefon görüşmesi kaydının gerçek olduğunu kabul edebiliriz.

Kaldı ki, DHA Genel Müdürü Celal Korkut, haberi yazmaması için müdahale edildiğinden bilgisi olmadığını savunduğu açıklamasında “Meslektaşım Rojda Altıntaş’ın kayda aldığı telefon görüşmelerinde tam olarak ne yaşadığını ve eğer varsa baskıyı benimle açıkça paylaşmasını beklerdim” diyordu. “Böyle bir baskı yok” yerine “varsa” demesi, suçlamayı tümden reddetmediği anlamına gelir.

Üstelik Korkut, Altıntaş’ın “Her şeyden haberiniz vardı. Başka ses kayıtları veya görüntüler olup olmadığını merak ediyorsunuz” yanıtını da karşılıksız bıraktı. Bu konuyu aydınlatabilmek amacıyla Korkut’a sorular gönderdim ama yanıt alamadım.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com