Saray'da toplanan Kabine sona erdi. Kabine sonrasında açıklamalarda bulunan Erdoğan, Diyanet'e yönelik "sinsi bir kampanya" yürütüldüğünü söyledi. Erdoğan, Diyanet'e "28 Şubat dönemi faşizan manşetler yine atılıyor" diyerek sahip çıktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Saray’da toplanan Kabine sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, 3 haftalık aranın ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. Erdoğan, Kabine’nin ardından açıklamalarda bulundu.
Erdoğan özetle şunları dedi:
“BİZ BALKANLAR’DA İSTİKRARIN KORUNMASINDAN YANAYIZ”
“Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren üst aklın son aylarda Balkanlar’da da toplumsal fay hatlarını kaşıdığını görüyoruz.
Ayrılıkçı gündemlerin körüklenmesinin gerisinde hangi niyetlerin olduğunu bellidir. Biz Balkanlar’da özellikle de Bosna Hersek’ten barış, huzur ve istikrarın korunmasından yanayız.
“28 ŞUBAT DÖNEMİ FAŞİZAN MANŞETLER YİNE ATILIYOR”
Son yıllarda bilhassa 15 Temmuz gecesi sergiledikleri yürekli duruş akabinde Diyanet teşkilatımıza yönelik sinsi bir kampanya yürütülüyor. 28 Şubat döneminden gayet iyi hatırladığımız faşizan manşetlerin tekrar atılmaya başlanması bu linç kampanyasının bir parçasıdır.
“BAZI KESİMLERİ ÖCÜ GİBİ GÖSTERMEYE KALKIYORLAR”
Ellerine geçirdikleri her fırsatta manşetleriyle darbecilere selam çakanlar, bakıyorsunuz bugün de 28 Şubat zihniyetini baş örtülü, çarşaflı, sakallı, cübbeli diyerek yeniden horlatmaya çalışıyor. Yıllarca millete yaşam tarzı dayatanlar şimdi farklı yaşam tarzlarının hayatın bütün alanlarında görünür olmasından rahatsızlık duyuyor. Milletimizin bazı kesimlerini adeta öcü gibi göstermeye kalkıyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Bu devlet hiçbir ayrım yapmadan tüm kurumlarıyla milletindir. Devletin sahibi hangi inanca, kökene, siyasi görüşe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamıdır. İnsanımızın kılık kıyafetinden dolayı devletin belli kurumlarına giremediği dönemler artık sona ermiştir. İnsanımızın baş örtüsünden, saçından, sakalından, çarşafından dolayı ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü günler artık mazide kalmıştır.
İnsanımızın takunyalı, tarikatçı, cemaatçi, inançlı-inançsız diye ayrımcılığa uğradığı günler artık geride kalmıştır. Sırf başındaki örtüsünden dolayı annelerin çocuklarını lojmanlarda ziyaret edemedi, yemin törenine dahi katılamadığı o kötü günler artık geride kalmıştır.
Bu makamlarda olduğumuz sürece Allah’ın izniyle hiç kimse o kara günleri bir daha geri getiremeyecektir. Bedel ödeyerek milletimize kazandırdığımız hak ve hürriyetlerin vesayet heveslileri tarafından gasp edilmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Demokrasiyi hazmetmekte sorunu olanlarla da mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar devam ettireceğiz.
“23 YILDIR GÜVEN VEREN ADALET HEDEFİMİZDEEN KOPMADIK”
Adalet hizmetlerinde ülkemizi hak ettiği yere getirmek için yoğun gayret sarf ediyoruz. 23 yıldır güven veren ve erişilebilir adalet hedefimizden asla kopmadık. 2002 yılında 9 bin civarında olan hakim savcı sayımız 15 Temmuz’da yaşadığımız ihanete rağmen yaklaşık 3 kat artışla 25 bini geçti.
Bağımsız, tarafsız, adil ve etkili bir yargı sisteminin kökleşmesi için bundan sonra da çalışmayı sürdüreceğiz. İnfaz sistemiyle ilgili zaman zaman medyaya da yansıyan bazı tartışmaları yakından takip ediyoruz. Vicdanları rahatlatacak, toplumda devlete olan güveni güçlendirecek, özellikle de cezasızlık algısının önüne geçecek adımları meclisimiz ile iş birliği içinde mutlaka ama mutlaka atacağız.
“TÜRKEVİ’YLE GURUR DUYUYORUZ”
BM 79. Genel Kurulu’nda 4 gün boyunca verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Çeşitli kesimlerle bir araya geldik. Verimli istişarelerimiz oldu. 2021 yılında hizmete açtığımız BM’nin tam karşısındaki Türkevi binamız bu yıl da görüşmelerimize ev sahipliği yaptı.
BM ile birlikte Türkevi’miz de küresel diplomasinin nabzının attığı merkezlerden biri haline geldi. Her ziyaretimizde görenleri kendine hayran bırakan böyle bir eseri ülkemize kazandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Ana muhalefet partisinin devrik, eski genel başkanının Türkevi’nden niçin bu kadar rahatsız olduğunu da açıkçası anlayamıyoruz. Türkevi binamız tıpkı şu an çatısı altında olduğumuz külliyemiz gibi 85 milyonundur, 85 milyonun iftihar vesilesidir. Kapısı da milletin evi gibi Türk milletinin her bir ferdine açıktır. Bundan ayıplanacak, eleştirilecek bir durum göremiyoruz. Türkiye’nin başarılarına sevinmek yerine bundan gocunanları bugün bir kez daha milletimizin vicdanına havale ediyoruz.”