‘Bir ikisi hariç hiçbir bakan gücünü Mehmet Uçum’la kıyaslamak istemez’

Önceki Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın büyükelçi atanma gayretlerinden sonra, milletvekilliği trenini yakalayamayan bazı medya vitrinlerinin -hiç değilse- büyükelçi olma arzuları açığa çıkmış, hatta bazı önemli Erdoğan muhaliflerinin bile. Neden olmasın, değil mi?'

KRONOS 22 Mayıs 2024 GÜNDEM

Deneyimli Ankara gazetecisi Murat Yetkin, aralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalifi olarak bilinen olarak bilinen isimlerin de olduğu bazı gazetecilerin büyükelçi olarak atanmak için kulis yaptıklarını öne sürdü.

Yetkin, AKP ikttidarında Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfının ağırlığının giderek artığını ele aldığı yazısında Ankara kulislerinden önemli bir fısıltıyı da aktardı. Yetkin, ‘Milletvekilliği trenini yakalayamayan bazı medya vitrinlerinin -hiç değilse- büyükelçi olma arzuları açığa çıkmış, hatta bazı önemli Erdoğan muhaliflerinin bile.’ dedi.

Yazısında Saray’ın atanmış danışmanlarının bir ikisi hariç hiö bir bakanın ya da AKP yöneticisinin sahip olmadığı güce sahip olduğunu kaydeden Yetkin ‘Belki bir-ikisi hariç hiçbir bakanın, bir-ikisi hariç hiçbir AK Parti yöneticisinin, hiçbir yüksek yargı kurumu başkanının gücünü Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanı Özel Kalemi Hasan Doğan veya Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’la kıyaslamak isteyeceğini sanmıyorum.’ ifadelerini kullandı.

Murat Yetkin şunları yazdı:

AK Parti’yi kuruluşundan bir yıl sonra, 2002’de iktidara taşıyan unsurlardan birisi de Türkiye’yi elitlerin yönettiği ve bu elitlerin halktan ve halkın ihtiyaçlarından koptukları şikâyetiydi. Haklı oldukları noktalar da vardı. Onlara göre, dış dünyayla ilişkiler, fonlar, eğitim imkânları filan da hep bu kendilerini “Beyaz Türk” sayan bu elitlerin ve çocuklarının tekelindeydi. Keza, atanmışların seçilmişlere üstünlük taslaması, parmak sallaması şikayetinin de seçmende karşılığı vardı. Yirmi yıl sonra geldiğimiz noktadaysa AK Partinin artık kendi eliti, kendi seçkinleri var. Bilal Erdoğan’ın mezun olduğu Kartal İmam Hatip Lisesi, hükümet kontrolündeki şirketlerin yönetim kadroları için, Avrupa Birliğine seyahat etmek için gerekli vize değerinde. Devlet yönetimindeyse Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfının ağırlığı giderek artıyor.

Dışişlerinde SETA seçkinleri

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 17 Mayıs’ta üç Dışişleri Bakan Yardımcısı atadı.
İki Bakan Yardımcılığı boşalmış; Ahmet Yıldız BM Genel Kurul Daimi Temsilciliğine, o atamayı kendisi için bekleyen Burak Akçapar da Cenevre’deki BM Daimi Temsilciliğine atanmıştı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek devlet kadrolarında tasarruf beklerken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın artık dört değil 5 yardımcısı var. Ayşe Berris Ekinci Dışişleri kökenli ve Türkiye’nin en iyi enerji, enerji diplomasisi uzmanlarından. İki yeni Bakan Yardımcısı Dışişleri Bakanlığı kökenli değil SETA kökenli.
Burhanettin Duran SETA koordinatörlüğünü Nebi Miş’e bırakarak Dışişleri’ne geçiş yaptı. Aynı zamanda, başkanlığını halen Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı Akif Çağatay Kılıç’ın yaptığı Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi. Nuh Yılmaz ise SETA Vaşington temsilcisiyken Fidan tarafından Milli İstihbarat Teşkilatına (MİT) alındı, sırasıyla Medya, Analiz ve Kontrespiyonaj başkanları olarak çalıştıktan sonra Fidan’ın Dışişleri bakanı olmasıyla Stratejik Araştırmalar Merkezi başkanlığına getirildi.
Hakan Fidan’ın MİT’den Dışişleri Başdanışmanlığa taşıdığı Gürsel Dönmez’in yolu da SETA’dan geçmiş.

MİT Başkanı İbrahim Kalın zaten 2006’da SETA’yı kurup yıllarca yöneten isim. O günlerin daha çoksesli Türkiye’sinde konuşmacı olarak davet edildiğimde, mütevazı makam odasında pide-ayran sohbetleri yapmışlığımız vardır. Kalın, yıllarca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önce başbakanlığı sonra Cumhurbaşkanlığında (ABD’deki Ulusal Güvenlik Danışmanına muadil) Güvenlik ve Dış Politikalar Başdanışmanı olarak paralel diplomasi sorumluluğu üstlendikten sonra istihbaratın başına atandı.
Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bu görevinden önce SETA İstanbul Koordinatörüydü. Halen Cumhurbaşkanının en yakın halkasında, sadece yetki değil etki sahibi bir konumda. Halen Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi olan Mücahit Küçükyılmaz, SETA’da İletişim Koordinatörlüğü ardından Cumhurbaşkanı baş danışmanı olarak çalıştı.
Hatice Karahan SETA uzmanlığından önce Beştepe’de ekonomi danışmanlığına oradan da Erdoğan tarafından Merkez Bankası Başkan Yardımcılığına atandı.
SETA ve Kartal İmam Hatip gibi ekosistemler Türkiye’nin AK Parti döneminde kabuk değiştiren yeni yönetim seçkinlerini oluşturuyor.

Kendilerine “Beyaz Türk” denmesinden pek hoşlanan eski Türkiye seçkinleri hiçbir zaman AK Parti elitleri kadar birbirlerini kayıran, gözeten konumda olamadılar.
Yeni Türk seçkinleri dışarıdan en küçük hamlede birbirlerine kenetleniyorlar. Dışarıdan derken buna AK Parti’nin seçilmişlerini de katmak gerekiyor.
Örneğin, gerçi onlar da atanmış ama, belki bir-ikisi hariç hiçbir bakanın, bir-ikisi hariç hiçbir AK Parti yöneticisinin, milletvekilinin, hiçbir yüksek yargı kurumu başkanının gücünü Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanı Özel Kalemi Hasan Doğan veya Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum’la kıyaslamak isteyeceğini sanmıyorum.
Baksanıza Uçum yargıya müdahil olma çıkışlarını Anayasa değişiklik çalışmalarında parti temaslarını üstelenen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a “Fikir tekeli” uyarısıyla yasama alanına genişletti.
Konu açılmışken Başkent kulisinden bir fısıltıyla bitireyim: Önceki Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın -hiç değilse- büyükelçi atanma gayretlerinden sonra, milletvekilliği trenini yakalayamayan bazı medya vitrinlerinin -hiç değilse- büyükelçi olma arzuları açığa çıkmış, hatta bazı önemli Erdoğan muhaliflerinin bile.
Neden olmasın, değil mi?

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com