Karar yazarı Yusuf Ziya Cömert: "En anlamadığı alan eğitim. Biz kaliteli eğitimin nasıl bir şey olduğu konusunda doğru dürüst bir fikre sahip değiliz. Derin devlet bu işlerden anlasaydı böyle mi olurduk. İşin kötüsü derin olmayan devlet de bu işlerden anlamıyor."
Karar yazarı Yusuf Ziya Cömert, Türkiye’de hem derin devletin hem de derin olmayan devletin hiçbir alanda bir şey anlamadığına dikkat çekti. Mehmet Ocaktan’a göre derin devletin en anlamadığı alan ise eğitim. Cömert, “Derin devlet bu işlerden anlasaydı böyle mi olurduk. İşin kötüsü derin olmayan devlet de bu işlerden anlamıyor” dedi.
“Diyelim ki derin devlet diye bir şey var” diyen Cömert, “Mesela, ekonomiden hiç anlamıyorlar. Biraz anlasalardı, memleketin ekonomisi beş on yıl içinde yere çakılır mıydı? Eğer varsa bizim derin devlet yolsuzluklara karşı da duyarlı değil. Hatta bizzat kendisi yolsuzluk faaliyetlerinin ta ortasında. Kültürden? Ondan da anlamıyor. Kitapla pek alış-verişi yok. Bazı dizilerin müptelası olmuş olabilir hatta bazı dizileri yönlendiriyor da olabilir. Hepsi o kadar” ifadelerini kullandı.
“Turizmden anlıyor. Otellerin arsaları, yerleri, raconları konusunda lüzumu halinde fikir beyan edebilecek durumda” diyen Cömert, şunları söyledi:
“Futboldan anlıyor mu? Anlamıyor, ama karışıyor. Kimin şampiyon olacağına, kimin küme düşeceğine, hangi maçı hangi takımın kazanacağına, kimin kimi transfer edeceğine kadar her şeye burnunu sokmak istiyor. Anlasaydı herhalde ülkemizde futbol, bütün kulüpleri, bütün taraftarları canından bezdirecek ya da futboldan soğutacak bir keşmekeşin içine düşmezdi. Eğitimden anlıyor mu? En anlamadığı alan eğitim. Ülkesinin gelişmesini, kalkınmasını, müreffeh bir hale gelmesini isteyen bir ‘derin devlet’ mevcut olsa bunu başarmak için önce eğitime çeki düzen verme ihtiyacı duyardı.”
‘DERİN DEVLET BU İŞLERDEN ANLASAYDI BÖYLE Mİ OLURDUK?’
Derin olmayan devletin de eğitimden anlamadığına dikkat çeken Cömert, “Biz kaliteli eğitimin nasıl bir şey olduğu konusunda doğru dürüst bir fikre sahip değiliz. Öğrenci sayımız çok, yetişmiş, nitelikli insan sayımız az. Eğitimin kalitesini düşürerek çoğaltmayı becerebiliyoruz. Bir de ara sıra müfredat değiştirmeyi. Derin devlet bu işlerden anlasaydı böyle mi olurduk. İşin kötüsü derin olmayan devlet de bu işlerden anlamıyor” dedi.