CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüne yasal güvence getirilmesine ilişkin girişiminden sonra tartışmalar devam ediyor. Gazeteci Lube Ayar, 15 yaşından 18 yaşına kadar başörtülü olduğunu söyleyerek Halk TV'de kişisel hikâyesini paylaştı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü sorununu Meclis’e getirmesi ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği tepkiler gündemdeki yerini koruyor. Halk TV’de Perdenin Önü Arkası programına katılan gazeteci Lube Ayar, 15 yaşından 18 yaşına kadar başörtülü olduğunu söyledi. Ayar “Başörtüsü ile ilgili bir özgürlük tanımlaması yapıldığında sadece başını kapatmanın özgürlük olduğ konuşuluyor da başının açmanın da özgürlük olduğu hiç konuşulmuyor” dedi.
‘İRAN’DA HAYATLARINI KAYBETMEYİ GÖZE ALIYORLAR’
Ayar, “Benim için zor olan kısmı başörtüsü ile ilgili bir özgürlük tanımlaması yapıldığında sadece başını kapatmanın özgürlük olduğu konuşuluyor da başının açmanın da özgürlük olduğu hiç konuşulmuyor bu ülkede. Evet İran’da bu konuşuluyor şu an. Bizim muhafazakarlarımız dönüp başını bakmıyor. İran’da el kadar çocukların istedikleri gibi yaşamak için hayatlarını kaybetmeyi göze alarak sokaklara döküldüğünü görmek istemiyorlar.” hatırlatması yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını çok değerli bulduğunu kaydeden Ayar, “Niyet olarak çok önemli büyük bir adım. Başörtülü kadınların sanki bir siyasi partinin seçmenleri gibi davranılmasına onların haklarına sadece bir partinin koruyabileceğine inandırılmaya çalışılmasını inanılmaz tehlikeli ve itici buluyorum.” şeklinde konuştu.
‘AİLEDEKİ TÜM KADINLARIN BAŞI ÖRTÜLÜYDÜ’
Dindar bir ailede büyüdüğünü söyleyen Lube Ayar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bana kadar gelmiş geçmiş ailedeki tüm kadınların başı örtülüydü. Dolayısıyla o baskının ne demek olduğunu ben çok küçük yaşta yaşadım. Muhafazakarlık yaşam tarzı olarak herkesin kendi bileceği bir iştir. Ama bunun bir siyasete dönüştürülmesinin ne kadar korkunç olabileceğini 20 yıldır Türkiye’de yaşıyoruz zaten. O yüzden ben inanç kişiseldir, kişisel alanda kalmalıdır, sözünü ısrarla söylememin nedeni bu. El kadar çocuklara taşıyamayacak yükleri yükleyen bu baskıcı aileler şu an siyasetin yarattığı baskıdan daha masum değiller. Eğer bir kız çocuğunun başını kapatmama özgürlüğünü de konuşacaklarsa bir gün bu ülkede buyursunlar ben başlatayım bunu.
‘BAŞÖRTÜSÜNÜ ERKEKLER KONUŞUYOR’
Bakıyorum yayınlara, gereğini yapan yayın yönetmenlerinin kanallarına 6 gazeteci çağırıyorlar, siyasetçi, neyse hepsi erkek, 6 erkek oturuyor, başörtüsü konuşuyorlar. Siz ne biliyorsunuz başörtüsünün ne olduğunu… Başörtüsüne dair bir fikri olabilir mi bir erkeğin. Bir kadın bunu isteyerek takıyorsa başımın üzerinde yeri vardır. Nasıl istiyorsa öyle yaşasın. Ama istemiyorsa, başörtüsü işkence aletine dönüşebilir. Ben bunu yaşadım. 15 yaşından 18 yaşına kadar ben başörtülüydüm.
‘AİLEM BU ŞARTLA OKULA GÖNDERDİ’
Liseye gitmemin şartı buydu. Ailem beni bu şartla okula gönderdi. Ve ben Üsküdar Kız Lisesi’ne Fıstıkağacı’ndan gittim geldim. Başka bir hayatım da yoktu zaten. Kafamda tek bir şey vardı. Ben bu cendereden nasıl çıkacağım. Ailemle çok çatıştım. 15 yaşındaki bir çocuktan ailesi ile bu kavgayı vermesini beklemek şu an düşünüyorum, şu anda yapamam… Her halde gençlik böyle bir şey… İstediğin şeyi yapmak için verdiğin kavga. Gençlik böyle bir şey.”
GAZETECİ LUBE AYAR KİMDİR?
Lube Ayar 1998’de Kocaeli Üniversitesi Fotoğraf Bölümü’nde okurken futbol tutkusu nedeniyle Fanatik gazetesinde gazeteciliğe başladı. Daha sonra Yeni Yüzyıl, Akşam, Star TV, Milliyet, Yurt ve Habertürk’te muhabir ve editör olarak çalıştı.
2006’da Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Canpolat’ın görevden alınmasıyla sonuçlanan haberi sayesinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından verilen “Siyasal Haber” dalında Başarı Ödülü’nü kazandı ve “Yılın Gazetecisi” seçildi. Aynı haberle Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü’ne de lâyık görüldü.
KİTAPLARI
Ayar, Yargıtay, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Alaattin Çakıcı arasındaki ilişkileri anlattığı Firar isimli kitabı 2006’da, Fenerbahçe’ye açılan davaları konu aldığı Ne Şikesi Memleket Elden Gidiyor adlı kitabı 2016’da yayımlandı.