‘Geldik mi yeniden Süleyman Soylu’nun ‘Hukuk arkadan gelsin’ mantığına…’

Karar yazarı Taşgetiren: "Akış mahkemede herkesin aklına gelen soruyu sordu: 'Neden 4 ay önce değil, neden 1 yıl önce değil, neden 4 yıl önce yapılmadı bu yargılama?' Geldik mi yeniden Süleyman Soylu’nun 'Hukuk arkadan gelsin' mantığına. Türkiye bu “Bahçeli dili”yle nereye sürükleniyor?"

KRONOS 06 Haziran 2024 GÜNDEM

Yerel seçim sonrası Van’da yaşanan mazbata krizi sonrası iktidar DEM Partili belediyelere ilk kayyımı atadı. Hakkari Belediye eşbaşkanı Sıddık Akış’ın gözaltına alınır alınmaz yerine görevden alınması ve akabinde kayyım atanması tepkilere neden oldu. Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, Sıddık Akış’ın gözaltına alınması sonrası Hakkâri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamasının 61. duruşmasının yapıldığını ve 19 yıl 6 ay hapis cezası aldığına dikkat çekti.

Taşgetiren, “Akış mahkemede herkesin aklına gelen soruyu sordu: ‘Neden 4 ay önce değil, neden 1 yıl önce değil, neden 4 yıl önce yapılmadı bu yargılama?’ Sonra da yargılamanın siyasi olduğunu söyledi. Geldik mi yeniden Süleyman Soylu’nun ‘Hukuk arkadan gelsin’ mantığına… Türkiye bu “Bahçeli dili”yle nereye sürükleniyor, farkında mısınız, diye sormak istiyor insan” yorumunu yaptı.

31 Mart sonrası ilk gerilimin Van’da ortaya çıktığını anımsatan Taşgetiren, “Üzerinden 2 ay geçti, bu defa Hakkari’de ortaya çıktı gerilim odakları… Ayhan Bora Kaplan davası, Sinan Ateş cinayeti, Ankara Emniyeti’nde yaşananlar, Bahçeli ile görüşmeler…. Göreve geldiğinden beri ismi hep suç örgütlerine karşı operasyonlarla anılan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bu defa Hakkari’ye kayyım atanması işine girişti. DEM’den eş-başkan olarak seçilen Mehmet Sıddık Akış görevden alındı, yerine Hakkâri valisi Ali Çelik getirildi. Peki gerekçe ne? İçişleri Bakanlığı bir gerekçe açıklamış ki, Sıddık Akış adına hakikaten kapkara bir dosya. Ama 2010’da soruşturması başlayıp 2014’te dava haline gelen, 60 celsedir görüşülen dosya. Neler yok ki” ifadelerini kullandı.

‘NEDEN ADAY OLMASINA MÜSADE EDİLDİ?’

“Zaten suçlamalar ortada iken ilk akla gelen şey ‘aday olmasına neden müsaade edildi’ sorusu değil miydi?” diyen Taşgetiren, şöyle devam etti:

“Ardından ‘Acaba, mahkûm oluncaya kadar herkes suçsuzdur, şeklindeki masumiyet karinesi mi işletildi?’ sorusu gelmeyecek miydi? Ardından “Masumiyet karinesi işletildi ise, görevden alınırken bir ceza mı almıştı?’ sorusu, ve ardından “Görevden almaya gerekçe oluşturmak için mi alelacele yargılama yapılıp ceza yapıştırıldı?” sorusu… Geldik mi yeniden Süleyman Soylu’nun ‘Hukuk arkadan gelsin’ mantığına…


 

İş gelip ‘Kürt sorunu’nda iktidar kanalıyla bir “siyasi bilinç yükleme operasyonu”na dönüşüyor. Van’dan sonra yapıldığı gibi belli ki ‘riskli görülen iller’de gösteri yasağı gibi özel önlemler alınıyor. Bu gerilim ortamları, kadın – erkek her yaştaki insanda ayrımcılığa uğradıkları bilincini oluşturuyor. Bunu ise dışarda- içerde Amerika’daki odaklar da kullanıyor Avrupa’daki odaklar da…

Devlet Bahçeli’nin bu operasyonlara sahip çıkarken dili “Demir yumruk”tan aşağı inmiyor. Herkesin ne kadar hain veya vatansever olduğunun kumpası (ölçüm aleti) onun elinde.

İktidarın Ak Parti kanadı ise, nerede ise akıntıya kürek çekme rolünde… Hani insan ‘Var mısınız?’ diye sormak istiyor. Türkiye bu ‘Bahçeli dili’yle nereye sürükleniyor, farkında mısınız, diye sormak istiyor insan….”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com