İki yıldır İzmir Menemen R Tipi Cezaevi'nde mahpus olan yüzde yüz görme engelli avukat Mehmet Ali Uçar, Adli Tıp Kurumu'nun 4 kez verdiği 'cezaevinde kalamaz' raporu rağmen serbest bırakılmıyor. Uçar, "Başımıza kaçınılmaz son ölüm gelince mi sesimizi duyuracağız?” diye sordu.
İzmir Menemen R Tipi Cezaevinde tutuklu olan görme engelli ve hemofili hastası avukat Mehmet Ali Uçar, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan cezaevinde kalamayacağına dair 4 raporu olmasına rağmen tahliye edilmiyor.
KHK ile kapatılan İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ders verdiği ve kamudan ihraç edilen kişilerin davalarına baktığı için daha önce 2 kez tutuklanan ve sağlık durumu nedeniyle tahliye edilen 32 yıllık avukat Mehmet Ali Uçar, Ocak 2021’de 8 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı ve tekrar tutuklandı.
Muayene için 3 kez İzmir’den İstanbul’a götürülen Uçar, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 26 Mayıs 2021, 14 Temmuz 2021 ve 28 Eylül 2022 tarihli ‘cezaevinde kalamaz’ raporlarına rağmen tahliye edilmedi.
Okuma yazma, yürüme, yemek yeme gibi temel haklarından mahrum bırakılan Avukat Uçar, sesini duyurabilmek için gazeteci İsmail Küçükkaya’ya mektup yazdı. Uçar mektubunda “4 adli tıp raporuna rağmen 2,5 yıldır burada tutuluyorum. Ancak başımıza kaçınılmaz son ölüm gelince mi sesimizi duyuracağız?” ifadelerini kullandı.
“HAKİM ZAMANI GELİNCE GÖRECEĞİMİ SÖYLEDİ”
Tahliye edilmemesini yargılama safahatında hakimle aralarında çıkan tartışmaya bağlayan Uçar, İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakiminin kendisine “Neden o üniversitede çalıştın?” diye sorduğunu aktardı. Hakimin bu sorusuna Uçar, “Benim orada okuyan yüksek lisans, doktora yapan öğrencilerim şu an hakim ve savcılık koltuğunda oturuyor, ben burada yargılanıyorum.” diye cevap verdiğini kaydeden Uçar, “Hakim zamanı gelince göreceğimi söyledi. Cezaevinde kalamayacağıma dair adli tıp raporuna rağmen hükümle birlikte tutukladı. İstinaf, Yargıtay aşamalarını beklemedi bile.” dedi.
Mehmet Ali Uçar, İsmail Küçükkaya’ya Halk TV’deki programında gündeme getirmesi için avukatı aracılığıyla gönderdiği mektubunda şunları yazdı:
“BURADAN ÖLMEDEN ÇIKMAM MUCİZE OLUR”
“Ben % 100 görme engelli, akademisyen ve avukat olan bir engelliyim. Aynı zamanda hemofili hastasıyım. Görme engelime hemofili rahatsızlığım da eklenince cezaevi şartlarında buradan ölmeden çıkmam mucize olur. Her gün kolumu bacağımı başımı bir yerlere çarpıyorum. Buna ziyarete gelen avukatlarım şahittir.
Şu an 17-25 öncesi kapatılan üniversitede akademisyenlik yaptığım ve terör sanıklarının davalarını aldığım için hükümlüyüm. Hakim bana neden o üniversite 17-25 öncesi haftada yarım gün çalıştın diye sorunca ben 17-25 öncesi o üniversitede çalıştığımı o üniversitede okuyan yüksek lisans doktora yapan kişilerin şu an savcılık hakimlik yaptığını benim neden sanık sandalyesinde oturtulduğumu sorduğumda hakimle aramızda bunu söylediğim için tartışma çıktı.
“RÜŞVET VERMEZSEM TUTUKLANACAĞIM DEFALARCA SÖYLENDİ”
Hakim zamanı gelince göreceğimi söyledi. Bütün mahkeme boyunca husumetimiz devam etti. Ve hakim beni hakkımda cezaevinde kalamayacağıma dair adli tıp raporu olmasına rağmen hükümle birlikte tutukladı. İstinaf, Yargıtay aşamalarını beklemedi bile. Bana mahkeme sürecinde eğer rüşvet vermezsem yüksek ceza verip tutuklanacağım defalarca ifade edildi. Ben hukukçu olduğum için bu hukuksuzluğa itibar etmedim. Cezaevine girdiğimde de bana aracılar gelerek bir milyon, üç milyon gibi rakamlar verdiğim takdirde bırakılacağım söylendi. Bu meblağın önemli bir kısmının hakimlere de verildiği söylendi. İzmir’deki “fetö” borsasının canlı şahidiyim.
“32 YILLIK AVUKAT, 10 YILLIK AKADEMİSYENİM”
İsmail bey… 32 yıllık avukat, 10 yıllık da akademisyenim. Şu an hapishanedeyim. Bize tahsis edilen havalandırmayı 12 farklı suçlu kullanıyor. Sıra gelirse 1-2 saat çıkabiliyorum. Akademisyenlik, avukatlık yaptığım için terörist olduğuma karar verildiğinden mahkumlar ben havalandırmadayken en az yüz kere küfrediyorlar. Öyle ya ben hainmişim. Şikayet ettim, bu kez küfreden katil beni örgüt propagandasından şikayet etti. Hakkımda propagandadan işlem başlatıldı.
Ben okuma yazma, yemek yeme ve yürüme tüm temel haklardan mahrumum. Hakkımda tam 4 tane cezaevinde kalamayacağıma dair rapor var. Ama sonuç değişmiyor. Suçum benden istenilen rüşveti vermemem. Ama sesimizi kimse duymuyor. Sesimizi duyun. 4 adli tıp raporuna rağmen hala hapisteyim ve rapora göre çıkmam gerekiyor. ”
ÜÇ KEZ TUTUKLANDI
OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edilen ya da tutuklanan kişilerin davalarına bakmaya başladıktan sonra ilk kez 2016 yılında gözaltına alınıp tutuklanan ve sağlık raporlarının mahkemeye sunulmasıyla tahliye edilen avukat Mehmet Ali Uçar, İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması devam ederken 6 Şubat 2018’de ikinci kez tutuklandı. Yaklaşık 6 ay hapiste kalan Uçar, Adli Tıp’ın 6 Haziran 2018’de verdiği ‘cezaevinde kalamaz’ üzerine tahliye edildi.
“SUÇU” ÜNİVERSİTEDE DERS VERMEK VE AVUKATLIK YAPMAK
11 Ocak 2021’de görülen karar mahkemesinde 8 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan ve halen İzmir Menemen R Tipi Cezaevinde tutuklu olan Uçar, muayene için İzmir’den İstanbul’a üç kez daha götürüldü. Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu Uçar’a üç kez daha cezaevinde kalamaz raporu verdi.
28 Eylül 2022 tarihli Adli Tıp raporu.
Kurul, Uçar’ın neden hapiste kalamayacağını 26 Mayıs 2021, 14 Temmuz 2021 ve 28 Eylül 2022 tarihli raporların sonuç kısmında aynı şekilde açıkladı. Raporda, “Mustafa oğlu 1966 doğumlu Mehmet Ali Uçar’ın dosyadaki mevcut belgeleri ve kurulumuzun 12/09/2022 tarihli muayene bulgularına göre her iki gözde ışık hissi olmadığı, halihazırda 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16/6. maddesi kapsamında değerlendirildiği, hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, ayrıca aynı maddede sözü geçen ‘toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturup oluşturmayacağı’ değerlendirmesinin adli tıbbi bir konu olmadığı oy birliği ile mütaala olunur.” denildi.
Adli Tıp 3. ihtisas Kurulu’nun dört raporda da ‘cezaevinde kalamaz’ hükmüne vardığı Avukat Mehmet Ali Uçar mektubunu, ‘2,5 yıldır burada tutuluyorum. Ancak başımıza kaçınılmaz son ölüm gelince mi sesimizi duyuracağız? diye bitiriyor.