Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, Sinan Ateş cinayetinde çok sayıda MHP yöneticisinin adının geçtiğine dikkat çekti ve Yargıtay Başsavcılığı'nın parti hakkında soruşturma başlatması gerektiğini vurguladı.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soruşturma devam ederken, suikastın MHP ile ilgili bağlantısına yönelik de soru işaretleri bulunuyor.
Sinan Ateş cinayetine ilişkin değerlendirmelerde bulunan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, Yargıtay Başsavcılığı’nın MHP ile ilgili soruşturma başlatması gerektiğine dikkat çekti.
Hanefi Avcı, “Siyasi partiler hakkında Emniyet tahkikatı olmaz. Normal yargı kurumları soruşturma yapamaz. Soruşturma yapmak, partinin hareketlerini, hesaplarını vs. bütün işlemlerini incelemek veya inceletmek Yargıtay Başsavcılığı’nın görevidir. Yargıtay Başsavcılığı böyle bir inceleme yapmalıdır. Çünkü olayın ölçüsü, vahameti, yıllardır devam ediyor olması, bazı insanların organik bağının çok net ortaya çıkması gibi nedenlerle böyle bir soruşturma ve araştırmaya ihtiyaç olduğu kanaatindeyim” dedi.
Serbestiyet’e konuşan Hanefi Avcı, “Bu tahkikat da gösterdi ki bu olayların evveliyatı var. Evveliyatını çok geniş bir çevre biliyor. Baktığınızda otuzdan fazla olay var. Bu tip olayların yaşanabileceğiyle ilgili emareler oluşmuş. On ay önce Mersin’de benzeri bir olay yaşanmış. Kamuoyunun bildiği birtakım insanlar dövülüyor, darp ediliyor. Bunların hepsinin de belli bir merkezden birileri tarafından yönlendirildiği anlaşılıyor. Bu olaylardaki kişilerin hiçbirinin de kendilerine saldıranla kişisel bir ilişkileri, alışverişleri yok. Hiçbir sorunları yok. Saldırıya uğrayanların ortak noktası, belli bir şeyi eleştirmeleri ve belli bir konuda konuşmaları. Bu çok vahim bir husus” ifadelerini kullandı.
‘CİDDİ SORUŞTURMA OLMAMASI FAİLLERİ CESARETLENDİRDİ’
Devletin buna tepki göstermesi gerektiğini vurgulayan Avcı, şunları söyledi:
“36 olayla ilgili yeterli ciddiyette bir soruşturmanın yapılmaması; failleri ve arka planda organize edenleri cesaretlendirdi. Evet, ülkeyi susturamazlar. İnsanlar mutlaka eleştirir, mutlaka konuşur. Hatta bu olaylar arttıkça daha da fazla eleştirilir. Ama bunu bizlerin, sizlerin, gazetecilerin işlemesinden çok devletin çok ciddi bir reaksiyonel tepki vermesi, arka plandakileri soruşturması, aralarındaki bağlantıların ortaya çıkarılması gerekirdi. Sinan Ateş’in ölümünden önce bunlar yapılsa bu olaylar buraya kadar gelmezdi. Devlet büyük bir eksiklik ve hata içerisindedir. Çünkü siyasi partiler bir ülkenin geleceği, yönetim organları. Siyasi partilerin bütün faaliyetleri de siyaset yapma, fikir üretmek, düşünce üretmek, yeni yönetim anlayışlarıdır. Bu da sadece konuşmakla olur. Düşünce özgürlüğü, siyasi partilerin en önemli aracıdır.”
‘ORTAYA ÇIKANLAR HENÜZ A HARFİ’
Devletin bu olayda konunun içyüzünü biraz teşhir ettiğini belirten Avcı, “Ancak bu daha işin başlangıcıdır. Ortaya çıkanlar henüz A harfidir. Geriye doğru giderek, tüm bu olanların birbiriyle bağlantıları, bu olayları organize edenlerin ilişkilerinin ortaya çıkartılması lazım. Bunu kimler yapıyor? MHP içindeki bir klik mi yapıyor? Daha geniş bir çevre mi bu işin içinde? Yoksa başkaları mı organize ediyor? Bunların bütün boyutuyla ortaya çıkartılması ve hukuk önüne götürülerek yargılanması lazım. Bu hesap sorulmazsa ülkenin geleceği için ciddi sıkıntı oluşur” dedi.
Soruşturmada birçok MHP yöneticisinin adının geçtiğine dikkat çeken Avcı, şöyle devam etti:
“Şimdi burada birçok anormallik var. Böyle bir olay yaşandı. Birçok MHP yöneticisinin adı geçiyor. Eski Ülkü Ocakları yöneticilerinin adı geçiyor. Bu olay MHP’yi en azından bu açılardan da ilgilendiriyor. O zaman MHP yönetiminin etik olarak kendi içinde bir soruşturma yaparak incelemesi lazım. Buna karışanlar kendi içlerinde de tasvip edilmez ve teşhir edilirse ülkenin geleceği ve demokrasisi için çok önemli olur. Ama o yapılmazsa ciddi bir eksiklik olur. Eğer daha ileri taşınması gerekirse, parti içerisinde daha fazla bu işe karışan varsa bu dosyanın Yargıtay Başsavcılığı’na gönderilmesi gerekir. Yargıtay Başsavcılığı’nın bu dosyayı inceleyerek bir karar vermesi gerekir. Çünkü siyasi partiler hakkında Emniyet tahkikatı olmaz. Normal yargı kurumları soruşturma yapamaz. Soruşturma yapmak, partinin hareketlerini, hesaplarını vs. bütün işlemlerini incelemek veya inceletmek Yargıtay Başsavcılığı’nın görevidir. Yargıtay Başsavcılığı böyle bir inceleme yapmalıdır.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
‘BÖYLE BİR SORUŞTURMAYA İHTİYAÇ VAR’
“Çünkü olayın ölçüsü, vahameti, yıllardır devam ediyor olması, bazı insanların organik bağının çok net ortaya çıkması gibi nedenlerle böyle bir soruşturma ve araştırmaya ihtiyaç olduğu kanaatindeyim” diyen Avcı, Yargıtay’ın soruşturma başlatması gerektiği yönündeki sözlerini tekrarladı:
“Devlet görevlilerinin de, Emniyet’in, Milli İstihbarat’ın da bu olayları organize edenleri; ilişkilerini, irtibatlarını, alâkalarını ortaya çıkararak bu soruşturmayı yapan savcılığa, yargı makamına aktarması lazım. Yani üç boyutlu olarak; hem adli yargı boyutu, hem istihbarat boyutu hem de Yargıtay Başsavcılığı’ndan olayın incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.
MHP’nin, tutuklanan kişiler; basına intikal eden durumlar vb durumlarla ilgili kendi içinde bir araştırma başlatması gerekir. Buna karışan kişilerle ilgili kendi içtüzüğü açısından gereğini yapar. Bu, diğer kurumlara da topluma da önemli bir mesaj olur. Ama devletin diğer kurumlarının siyasi partilerle ilgili herhangi bir işlem yapma imkanı yok. Bir siyasi partide bulunan kişilerin böyle bir olayla ilişkisi varsa, bu ilişkinin incelenmesi, araştırılması, soruşturması veya buna dayanarak siyasi partiler hakkında bir şey yapma yetkisi Yargıtay Başsavcılığı’nın görevidir. Epey bir süredir bu tip olaylar oldu ve bunların MHP içindeki bağlantıları uzun süredir yazılıyor, çiziliyor. Kamuoyu gündemine gelen konuşulmuş, mektuplar yazılmış konular bunlar. Birçok olay var. Bu boyutuyla da Yargıtay Başsavcısı’nın bakması gerektiği kanaatindeyim.”