İslam Devrimi'nden önce İngiltere'ye giden ve hayatının kalan bölümünü orada geçiren İranlı yönetmen, ünlü şair Füruğ'un sevgilisi İbrahim Gülistan 100 yaşında aramızdan ayrıldı.
İranlı film yapımcısı ve yazar İbrahim Gülistan, 100 yaşında İngiltere’de hayatını kaybetti.
Kızı Lili, Çarşamba günü Instagram’da paylaştığı kısa bir gönderiyle Gülistan’ın ölümünü doğruladı: “Babam gitti. Elveda.”
Haberi yazar Makbule Aras Eyvazi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla şöyle duyurdu:
İbrahim Gülistan bu dünyadan göçtü. Tek başına bir okuldu, sinemada yeni yollar açan bir devrimciydi. Sanatın hakkını veren, sözünü asla esirgemeyen cesur ve onurlu bir adamdı. Furuğ'un yoldaşı, sevgilisi, aziziydi…#ابراهیم_گلستان #ebrahimgolistan #furuğ #ibrahimgülistan pic.twitter.com/lHkIF83QyF
— Makbule Aras Eyvazi (@ArasEivazi) August 23, 2023
“İbrahim Gülistan bu dünyadan göçtü. Tek başına bir okuldu, sinemada yeni yollar açan bir devrimciydi. Sanatın hakkını veren, sözünü asla esirgemeyen cesur ve onurlu bir adamdı. Furuğ’un yoldaşı, sevgilisi, aziziydi…”
İBRAHİM GÜLİSTAN KİMDİ?
1922’de İran’ın güneyinde, ülkenin dış dünyaya açıldığı Şiraz’da doğdu. Siyasi ve kültürel anlamda 20. yüzyıl İran’ının şekillenmesine yardımcı olan bir entelektüel neslin ortaya çıkmasına yol açtı.
Gülistan, 1950’lerin başında hız kazanan İran petrol endüstrisinin millileştirilmesi hareketini yakından gözlemledi. Komünist Tudeh Partisi’ne katıldı, ancak kısa sürede hayal kırıklığına uğradı ve kendisini belgesel yapımına ve yaratıcı yazarlığa adadı.
Başbakan Muhammed Musaddık’ın sömürge karşıtı hükümetini deviren İngiliz ve ABD destekli 1953 darbesi muhtemelen bu karara katkıda bulundu.
1960’ların başında Gülistan belgeselleriyle uluslararası beğeni toplamaya başladı.
İran’ın güneybatısındaki devasa bir petrol kuyusu yangınının son derece görsel bir anlatımı olan Ateş, Venedik Film Festivali’nde iki ödül kazandı.
Gülistan, arabasının arka koltuğunda terk edilmiş bir bebek bulan ve geceyi ondan kurtulmaya çalışarak geçiren bir taksi şoförünün hikayesini anlatan, çığır açan The Brick and the Mirror (1965) filmini çekti. Bu, İran Yeni Dalgası’nın ilk eserlerinden biri olarak kabul edildi ve yeni nesil İranlı film yapımcılarına ilham kaynağı oldu.
Yazdığı birçok kısa öykü derlemesinde ve daha uzun öykülerde Gülistan, ritmik ve iyi hazırlanmış bir anlatım diline özellikle dikkat etti. Güçlü sesine yansıyan klasik Fars şiiri ve düzyazısına olan derin aşinalığından yararlandı.
Gülistan, 1960’larda Muhammed Rıza Pehlevi’nin monarşisine karşı artan hoşnutsuzluğunu ifade eden birçok İranlı sanatçıya yardım etti, ancak kendisi açık siyasi faaliyetlerden uzak durmaya karar verdi.
Aynı zamanda seçkin kadın şair Füruğ Ferruhzad ile de bu dönemde yakın bir ilişki kurdu.
Ferruhzad, 1967’de 32 yaşındayken bir araba kazasında ölmeden önce İranlı kadınların edebi sesi oldu.
Pek çok İranlı eleştirmen onun Gülistan’la olan ilişkisinin onun edebi üretimini şekillendirmede etkili olduğuna inanıyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
1975’te, Şah’ı deviren İslam Devrimi’nden dört yıl önce Gülistan, İran’ı terk edip İngiltere’ye taşınmaya karar verdi. Sonunda Batı Sussex’in Bolney kentine yerleşti ve Viktorya döneminden kalma bir malikane satın aldı.
Sonraki elli yıl boyunca İran’a hiç dönmemesine rağmen Gülistan, çoğu kendisinden ilham alan İranlı kültürel figürlerle temasını sürdürdü.
Ancak bu uzun yıllar boyunca onu ziyaret edenler, onun sanatsal üretimden kaçınıp kendi mirası üzerine nadiren röportajlar vermesine sıklıkla üzülüyordu.
2003 yılında BBC kameramanı oğlu Kaveh Gülistan’ın Kuzey Irak’ta mayına bastıktan sonra ölmesiyle kişisel bir trajedi yaşadı.