İşgal günlerinde ‘Meşgul Şehir’ İstanbul’da hayat nasıldı?

İşçiler ayakta, Galata Kulesi'nde Britanya bayrağı dalgalanıyor, Haliç'te işgal donanması var, bir yandan salgınlar sürüyor ve yabancı askerlerin de etkisiyle şehirde süregiden spor müsabakaları düzenleniyor. "Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923" sergisi 100 yıl öncesine yolculuğa çıkarıyor...

SELAHATTİN SEVİ 12 Ocak 2023 KÜLTÜR

Bir İstanbul hayal edin: İşgal donanması Haliç girişini tutmuş, Galata Kulesi’nin tepesinde Britanya bayrağı dalgalanıyor, trafik işaretleri dört dilde ve en son Türkçesi yazılıyor, Dolmabahçe Sarayı dışındaki Rus mülteci kampında insanlar perişan halde… Tam da bugünlerde Spor Âlemi dergisi Fenerbahçe’nin “mühim bir davet” karşısındaki tavrını merak ediyor. Çünkü, sarı lacivertliler “şiddetli bir hasım” ve “düşman-ı bîaman” rakip tarafından kozlarını paylaşmaya çağrılıyor.

O günlerdeki İkdam gazetesinin aktardığı gibi, cevap olumludur. Galatasaray ile yaptığı turnuva şampiyonluk müsabakasında ihraz-ı muvaffakiyet eden Fenerbahçe, ahiren İngilizlerin Coldstream Guards takımı karşısına çıkacaktır.

Harington Kupası sırasında Zeki Rıza’nın (Sporel) Fenerbahçe adına Britanya karmasına attığı gol, 29 Haziran 1923. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu

FENERBAHÇE VE İNGİLİZ TAKIMI KARŞI KARŞIYA 

General Harrington Kupası, Birleşik Krallık işgal kuvvetleri komutanı General Charles Harington Harington’ın İstanbul’dan ayrılırken kendi adına düzenlediği bir futbol maçı olarak tarihe geçecek; 29 Haziran 1923 tarihindeki, Taksim Stadı’nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde İngiliz başkomutanının oluşturduğu karma takıma karşı Fenerbahçe kendi kadrosu ile karşı karşıya gelecektir. Fenerbahçe bu maçı Zeki Rıza Sporel’in iki golüyle 2-1 kazanacaktır…

İngilizce, Fransızca, Yunanca ve Osmanlı Türkçesiyle yazılan “Motorlu Taşıtlar için Hız Sınırı” tabelası. Arka planda Huber Köşkü görülüyor, 1919. Birleşik Krallık Savaş Müzeleri

İŞGAL ALTINDAKİ İSTANBUL’UN SERGİSİ 

Bugünlerde Beyoğlu’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün sergi salonunu ziyaret edenler bu unutulmaz maçın fotoğrafı ile birlikte işgâl altındaki İstanbul’dan başka önemli görüntü ve belgeleri görme imkânına sahip olacak. “İşgal Altında Bir İmparatorluk Başkentinin Hikâyesi: “Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923” adlı sergi ile Cumhuriyet öncesi İstanbul’un işgâl yılları mercek altına alınıyor.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü tarafından Cumhuriyet’in 100. yılında ziyarete açılan sergi, İstanbul tarihinin en sıra dışı ve çalkantılı dönemlerinden birini zengin bir arşiv çalışmasıyla gözler önüne seriyor.

İtilaf Devletleri kumandanı, bir sünnet düğününde. Suna ve İnan kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu

Bu yılın sonuna kadar açık kalacak sergi Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiliz, Fransız ve İtalyan orduları tarafından işgale uğrayan İstanbul’u yazılı ve görsel arşivlerin ışığında izleyiciye aktarıyor. Kasım 1918 – Ekim 1923 arasında süren işgal; sergide, askeri, sosyal ve kültürel boyutlarıyla ele alınıyor. Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 başlıklı sergi, Daniel-Joseph MacArthur-Seal ve Gizem Tongo’nun küratörlüğünde, uluslararası bir danışma kuruluyla birlikte hazırlandı.

“İstanbul Vilayeti Asya Kısmı Sivil Ahalisine Emirname,” Nisan 1921. Birleşik Krallık Ulusal Arşivleri

‘MEŞGUL ŞEHİR’ 

Etkinliğin duyurulmasından itibaren sosyal medyada sergi, adındaki “Meşgul Şehir” ve İngilizce karşılığı üzerinden tartışılsa çok zengin bir içeriğe sahip. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü arşivinin yanı sıra Türkiye, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Ermenistan ve Rusya’daki çeşitli kütüphane, arşiv ve koleksiyonlardan seçilmiş, birçoğu ilk kez sergilenecek belgeler arasında, resmi yazışmalardan resimlere, film ve fotoğraflara, bir dizi yazılı ve görsel malzeme yer alıyor. İtilaf devletlerinin İstanbul’dan ayrılışının ve Türk ordusunun şehre girişinin 100. yılı, kelimenin her anlamıyla meşgul bir şehri tanımlayan ama çoğu zaman unutulmuş olan bireylere, olaylara ve hareketlere yeniden bakmak için önemli bir fırsat sunuyor

Selahattin Ömer, Kurtar / Sauve. Milliyetçi propaganda kartpostalı, 1921. İzzeddin Çalışlar Koleksiyonu

İŞGAL DÖNEMİNDE BİR ŞEHRİN PORTRESİ

Enstitü tarafından bilgilendirme bülteninde belirtildiği gibi; Meşgul Şehir, işgal yılları boyunca yalnızca siyasal anlamda değil, toplumsal ve kültürel anlamda da sürekli bir hareketlilik halinde olan İstanbul’a ayna tutuyor. İstanbul o yıllarda kelimenin her anlamıyla meşgul. Kimin kentte kalacağı ve kenti kimin yöneteceği söylenti ve spekülasyon konularıydı ve bunlar İtilaf devletleri başkanlarının, birbirini izleyen Osmanlı kabinelerinin ve Ankara Hükümeti’nin çelişen beyanlarıyla daha da şiddetleniyordu.

Dolmabahçe Sarayı dışında bir Rus mülteci kampı, 1920–1923. Harvard Üniversitesi Charles Claflin Davis Koleksiyonu

PAYİTAHT YIKICI BİR KAOSUN İÇİNDE

İşte serginin yaratıcı ekibinin ifadeleri ile 100 yıl öncesinin İstanbul’unun portresi:

Şehrin sakinleri, şiddeti ve işgali protesto eden kitlesel eylemlere; daha iyi ücret ve koşullara erişmek umuduyla yapılan ve tramvay, vapur, havagazı hizmetlerini felç eden grevlere; savaş suçu işlemekle, yahut da İtilaf devletlerine veya padişaha karşı gelmekle suçlanan subay ve görevlilerin evine yapılan seher vakti baskınlarına; kahvehane müdavimlerinin silah ve yasak neşriyat nedeniyle aranma ve tutuklanmasına; İtilaf devletlerinin askerleriyle siviller arasında barlarda ve genelevlerde kopan kavgalara; silahlı çetelerce işlenen cinayetlere, linçlere ve adam kaçırmalara tanık oluyor veya katılıyordu. Bu çalkantının ortasında insanlar hayatlarını ve başkalarınınkini iyileştirmek için çabalamaya devam ediyordu. Okullar, kurumlar ve cemaat dernekleri kuruluyor; muhtelif yetenekli kişilerin ve hamilerin katkılarıyla konserler ve sergiler düzenleniyor; yeni siyasal, edebi ve sanatsal fikirler canlı basın ve yayın hayatının sayfalarını renklendiriyor; hayır kurumları mültecilere, savaş malullerine, yetimlere ve kentin yoksullarına destek olmak için para topluyordu.

Galata Kulesi tepesinde dalgalanan Britanya bayrağı,1919. Birleşik Krallık Savaş Müzeleri

İSTANBUL’DA HAYAT DEVAM EDİYOR

İşgal döneminde İstanbul’un demografisi, Balkanlar’dan Ortadoğu’ya dünyanın çatışmalı coğrafyalardan gelip İstanbul’a sığınan mülteci, göçmen, esir ve işçilerle katmerlenerek baştan aşağı değişti. Birinci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden 500 bin Osmanlı askerinin yanı sıra siviller de öldürülmüş; nüfusun önemli bir kısmı ise hastalık ve açlık gibi zor koşullar nedeniyle hayatını kaybetmişti. Öte yandan İstanbul cepheden, esaretten veya sürgünden dönenlerin sığınacakları bir liman olmuştu. Yabancı basın temsilcileri şehrin sokaklarında hasarlı ve yaralı bedenleriyle dolaşan askerlerin görüntülerini “yürek parçalayıcı” olarak niteliyordu. Yardım dernekleri çaresiz insanlar için hummalı biçimde çalışıyordu. İstanbul’a ulaşan en savunmasız kafileler ise yetim çocuklardan oluşuyordu.

İŞÇİLER AYAKTA

İşçi hareketleri açısından tarihin her döneminde merkez olan İstanbul, bu anlamda işgal yıllarında da hareketliydi. Meşgul Şehir sergisi, dönemin öne çıkan siyasi oluşumu Osmanlı Sosyalist Fırkası’nın liderliğinde işgal İstanbul’unda işçi örgütlenmelerinin seyrini izleyerek önemli belgeleri ziyaretçilere sunuyor.

Ucuz giysiler. Rublenin en pratik kullanımı.” Ano Kato, 1921. Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu Sismanoglio Megaro Kütüphanesi.

İŞGAL İSTANBUL’UNDA YAŞAMANIN BEDELİ

Birinci Dünya Savaşı ve devamında süregiden çatışmalar, kentin ekonomik anlamda yıkımına yol açtı. Ekonomik istikrarsızlık ve enflasyonun ezdiği kitlelerin iki yakayı bir araya getirmesi imkânsızdı. İşgal yıllarında kentin çeşitli noktalarında çıkan yangınlar binlerce İstanbulluyu evsiz bırakmıştı. Azalan konut sayısı, göçmenler ve sığınmacılarla artan nüfusun barınma talebi, İstanbul’da yaşam maliyetini dünya ortalamalarının üstüne çıkartmıştı.

Maslak’ta bulunan İtilaf Devletleri’ne ait askeri hastane. Fotoğraf: Sebah & Joaillier. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu.

ŞEHİR SALGIN HASTALIKLARLA BOĞUŞUYOR

1920’lerde tüm dünyayı sarsan İspanyol Gribi başta olmak üzere, olağanüstü nüfus hareketliliği nedeniyle oraya çıkan tifo, tifüs, verem, kolera gibi salgın hastalıkların yanı sıra cinsel yolla bulaşan hastalıklar da hem kent otoritelerini hem de işgal güçlerini endişelendiriyordu.

Karelin Mitritch, Müttefik polis devriyesi karikatürü, 1923. Zeynep Çulha Koleksiyonu

YENİ SANAT AKIMLARI VE MECRALAR

İstanbul’un müzikal eğlence sektörü askerlerin ve aralarında birçok müzisyenin ve önemli hamilerin de bulunduğu mültecilerin gelişiyle canlanmıştı. Klasik müzik İtilaf devletlerinin ve Osmanlıların hamiliğinde serpilip gelişiyor; Taksim Meydanı’nda kurulan Maxim gibi kulüplerde caz ve yeni müzik türleri çalınıyordu. Bu yıllar, Darültalim-i Musiki, Darülelhan, Bahriye Musiki Mektebi ve Darülbedayi’nin müzik bölümü gibi ateşkes öncesinde kurulmuş okullardan müzisyenleri bir araya getiren Şark Musiki Cemiyeti’nin ortaya çıkmasıyla alaturka müzik alanında da önemli gelişmelere sahne oldu. Resim alanında ise yerli ve göçmen sanatçılar icraları ve öğretimleriyle İstanbul’un sanat dünyasına ciddi katkılarda bulundu. Geleneksel konular çoğu ressamı meşgul etmeye devam etse de birçok sanatçı kentin yaşadığı dönüşümle etkileşime girdi. Mehmed Ruhi (Arel), Karelin Mitritch ve Georgios Theotokas çalışmalarında müttefik askerlerini betimlerken, Ermeni sanatçıların ortaya koyduğu birçok sanat eserinin konusu mülteciler ve yetimlerdi.

Karaköy’de geçit töreni yapan Britanyalı askerler. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu

SİLAHLARIN GÖLGESİNDE SPOR

Taksim Stadyumu’nda gerçekleştirilen olimpik etkinlik, Maslak’ta kurulan tilki avı kulübü, Kilyos ve Yeniköy’de düzenlenen yaz spor kampları, İtilaf devleti askerlerinin kentteki varlığının da yaygınlaşmasını tetiklediği spor dallarında müsabakalar, işgal İstanbul’unun bilinmedik öteki yüzünü gösteriyordu. Öte yandan, Birinci Dünya Savaşı’nın eğitim hayatında bıraktığı yıkıcı etki işgal döneminde de sürüyor; İmparatorluk şehrinde savaş zamanı Osmanlı’nın müttefikleri tarafından kurulan okullar kapatılıyor; bir bölümüne ise el konularak hastane ve kışlaya dönüştürülüyordu.

İşgal donanmasını Haliç girişinde gösteren hava fotoğrafı, 3 Ağustos 1919. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu

Sergi, 11 Ocak – 26 Aralık 2023 tarihleri arasında Beyoğlu, Tepebaşı’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde ziyarete açık olacak.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com