İsmailağa Cemaati'nde yaşanan liderlik kavgasında Cübbeli Ahmet'ten yeni iddia geldi. Buna göre Cübbeli Ahmet cephesinin yeni 'Emir' olarak seçtikleri İbrahim Uslu'nun tehdit edildiği iddia edildi: "İbrahim Uslu'ya 'Yukarıdan sizin için ‘Bu işten vazgeçsin. Hükümet yakında Cübbeli’ye operasyon çekecek Hocamız da yanmasın' diye haber gönderilmiş."
İsmailağa Cemaati’nde şeyh Hasan Kılıç’ın hayatını kaybetmesinin ardından başlayan liderlik kavgası büyüdü. Cübbeli Ahmet adıyla bilinen Ahmet Mahmut Ünlü ile Hüseyin Avni ve Mustafa Özşimşekler gibi isimlerin kendilerine yeni ‘Emir’ olarak seçtikleri ‘İbrahim Efendi’nin (İbrahim Uslu), cemaat tarafından tehdit edildiği iddia edildi. Cübbeli Ahmet’in iddiasına göre cemaat heyetinin, İbrahim Uslu’ya “Yukarıdan sizin için ‘Bu işten vazgeçsin. Hükümet yakında Cübbeli’ye operasyon çekecek Hocamız da yanmasın” diye haber gönderildiğini söyledi. Bunun üzerine Uslu’nun “Bize de daha yukarıdan emir geldi; ihvânı başsız bırakamayız. Siz Fikri Hoca’yı tâyin ederken bize mi sordunuz?” diye karşılık verdiği belirtildi.
İsmailağa’nın yeni şeyhi ilan edilen Hasan Kılıç tarafından cemaatten kovulan Cübbeli Ahmet’in paylaşımı şöyle:
“İsmâîlağa heyeti Ahmet Ustaosmanoğlu başkanlığında bugün İbrâhîm Efendi (Sellemehullâh) Hazretleri’ni caydırmak için kapısına gittiler fakat eli boş döndüler.
Telefonda Seyfettin İnanç’a “Hoşgeldiniz! Vakıfta çayınızı-çorbanızı içebilirsiniz.” denilince Seyfettin: “Yukarıdan sizin için ‘Bu işten vazgeçsin. Hükümet yakında Cübbeli’ye operasyon çekecek Hocamız da yanmasın’ diye haber geldi” dedi.
‘SİZ FİKRİ HOCAYI TAYİN EDERKEN BİZE Mİ SORDUNUZ?’
Hoca Efendi Hazretleri tarafından: “Bize de daha yukarıdan emir geldi; ihvânı başsız bırakamayız. Siz Fikri Hoca’yı tâyin ederken bize mi sordunuz?! Şûrâ mı kurdunuz?! İstişâre mi yaptınız?! Ayrıca adamı ‘Silsilenin otuz sekizincisi(!)’ diye şeyh îlân ettiniz, râbıtanın da ona yapılmasını, Mahmûd Efendi Hazretleri’ne râbıta yapanın nâkıs kalacağını duyurdunuz. Hâlbuki bizim îtikādımıza göre Mahmûd Efendi Hazretleri son şeyhdir. Otuz yedinci haleka Hazret-i Mehdî (Aleyhi’r-Rıdvân) olarak bu nisbet-i aliyyeyi tekmil ve îtmâm edecektir.” diye cevap verdi.
Dolayısıyla bize: “Sen zâten İsmâîlağa cemâatinden uzaklaştırıldın, nasıl cemâatin başına adam seçiyorsun?!” diye soranlara cevâbımız şudur; bizim İsmâîlağa Vakfı ile ve resmî kurumlarıyla hiçbir alâkamız yoktur, evvelce de yoktu zâten. Biz Mahmûd Efendi Hazretlerimiz’in müridleri olarak hareket ediyoruz. Şu anda Hasan Efendi Hocamız’ın vefâtıyla “Vekillerin emîri” olma makāmı boş kaldığından biz de Mahmûd Efendi Hazretlerimiz’in vekilleri ve müridleri olarak, ayrıca bize vekâlet veren on binlerce kadın-erkek ihvânın vekâletini îfâ etmek üzere başımıza vekillerin emîri olarak İbrâhîm Efendi Sellemullâh Hazretleri’ni seçtik ve ona tâbi olduk.
Dolayısıyla biz İsmâîlağa Vakfı’nın ve derneklerinin, kurum ve kuruluşlarının üyesi değiliz ki veyâ onlardan para alan bölge başkanları ve vekillerinden değiliz ki özgür olmayalım!
Biz Mahmûd Efendi Hazretlerimiz’in vekilleri ve müridleri olarak en fazîletlimiz olduğuna inandığımız İbrâhîm Efendi Sellemullâh Hazretleri’ni, başımıza emir seçmeyi münâsip gördük, istihâreler ve istişâreler netîcesinde de buna muvaffak kılındık. İşte Salih Tuna (K.S)!!! kardeşimize bu cevap kâfî gelmiş olmalıdır.
Yine Mahmûd Efendi Hazretlerimiz’in buyurduğu üzere: “Siyah ile kara yakında netleşecek, Ahmet kendini çok üzmesin!” müjdesi tahakkuk etmiş ve çok zaman geçmeden hak ile bâtıl meydana çıkmıştır.
İşte böylece İsmâîlağa heyetinin derdinin râbıtayı bozmak ve Mahmûd Efendi Hazretlerimiz’i unutturmak olduğu herkes tarafından âşikâr olarak görülmüştür.
Bu fakirin gayretleriyle ve Merhum Hasan Efendi Hocamız’ın sebât ve direnişiyle râbıtayı Efendi Hazretleri’nden koparamayanlar, şu anda tamâmen tarîkattan çıkarak: “Mahmûd Efendi’ye râbıta yapan nâkıs kalır, Fikri Hoca’ya râbıta yapan kâmil olur.” diyecek kadar zıvanadan çıktılar. Zaten fetöçü Cevheri Güven’in Erenci Muhittin’i desteklemesi ve Halk Tv sitesinin yalanyere İbrahim Efendi’nin çekildiğini açıklaması ve fetöcülerin Fikri Hoca’yı desteklemesi bunun delilidir.”