1o yıl hapis cezası verilen ihraç hakim Mustafa Başer, tutukluluğunun 8. yılında bugün üçüncü kez kanser ameliyatı olacak. Başer'in Kronos'a konuşan oğlu avukat İskender Başer, "Şu anda hürriyeti tahdit suçu işleniyor. Adalet herkese lazım olacak." dedi.
Gazeteci Hidayet Karaca’nın da aralarında olduğu tutuklu gazeteciler ve polisler için tahliye kararı verdiği için tutuklanan, iki yıl önce de cezaevinde kansere yakalanan ihraç hakim Mustafa Başer, yarın Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde üçüncü kez ameliyat olacak.
Başer’in Kronos’a konuşan avukat oğlu İskender Başer, “Babam iki senedir hapiste kanserle mücadele ediyor. 2019 yılının son ayında mesane kanseri teşhisi konuldu. Şubat 2020’de ilk ameliyatını oldu. İyileşti derken denetimli serbestlik hakkını vermedikleri için yaşadığı stres nedeniyle hastalığı nüksetti ve temmuzda ikinci ameliyatı oldu. Eylülde şartlı tahliye hakkı kazandı ancak o hakkını da vermediler. Böyle olunca hastalık üçüncü kez nüksetti. Büyük bir ihtimalle yarın ameliyata alınacak.” dedi.
Annesinin de refakatçi olarak babasının yanında olacağını belirten Başer, “Çünkü mesane kanserinin ameliyat sonrası çok zor. Yanında birinin olması gerekiyor.” diye konuştu.
“HÜRRİYETİ TAHDİT SUÇU İŞLENİYOR”
Babasının başka bir cezaevine sevk taleplerine de cevap verilmediğini hatta dilekçesinin işleme bile konulmadığını söyleyen İskender Başer, “Şu anda hürriyeti tahdit suçu işleniyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eylülde lehine karar verdi, tazminata hükmetti. Tutukluluğunun baştan itibaren hukuksuz olduğunu söyledi. Buna rağmen çıkartmıyorlar. Cezaevi ortamında bakamıyor kendine, sağlığından oldu. Her zaman o bize moral veriyordu, şimdi onun morale ihtiyacı var. Dayanma gücü kalmadı. Adalet herkese lazım olacak. 8 sene az bir süre değil. Çok zorluklar yaşadık, bundan sonra kimse yaşamasın diye dua ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“ŞARTLI TAHLİYE VERİRSEK BİZİ FETÖ İLE SUÇLARLAR KORKUSU VAR”
İskender Başer, babasının “denetimli serbestlik” ve “şartlı tahliye” hakkı gibi yasal haklarının neden verilmediğini ise şöyle açıkladı:
“Hakimlerde, savcılarda bana da ‘fetö’ derler korkusu var. Atama korkusu, meslekten ihraç korkusu nedeniyle hiçbir dilekçesini ve talebini dikkate almıyorlar. Talimatla hareket ediyorlar. 9 yılın yatarı 5 yıl 9 ay, son bir yıl da denetimliye ayrılıyor. Denetimli dahil hepsini yattı. Arkasından görevi kötüye kullandığı iddiasıyla 1 yıl daha hapis cezası verdiler. Onu da yattı ama hala daha tahliye etmiyorlar. Kesinlikle hukuk yok.”
12 SAYFALIK DİLEKÇE YAZDI
Mustafa Başer, 22 Eylül 2022’de Ankara İnfaz Hakimliği’ne 12 sayfalık bir dilekçe yazarak, Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun iyi halli olmadığına dair verdiği kararın hem yasaya aykırı, hem de esas yönünden hatalı olduğunu ve kararın iptal edilmesi gerektiğini söyledi.
Dilekçesinde hakkındaki değerlendirmelerin delilsiz ve temelsiz olduğu vurgulayan Başer, “Hem yasanın yeni haliyle hem de eski haliyle tamamen iyi halli olma şartlarını taşıdığım açık olmakla birlikte; yasa değişikliği ile getirilen yeni hükümlülükler, ‘lehe yasa uygulaması ilkesi’ne aykırı olarak gözlem kurulu kararının gerekçesinde kullanılmıştır. Lehe yasa uygulanmaması ve koşullu salıverilme hakkı verilmemesi nedeniyle şahsıma infaz edilen ceza miktarı fiili olarak artmıştır. Bu durum Anayasa’nın 38/1 ve AİHS’nin 7/1 maddesinde belirtilen “hiç kimseye suç işlendiği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez, hükmünü açık ihlaledir.” dedi.
“YA İYİ HALLİYİMDİR YA DEĞİLİMDİR İKİSİ BİRDEN AYNI ANDA OLAMAZ”
Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, 16 Nisan 2021, 11 Ekim 2021 ve 4 Nisan 2022 tarihlerinde yaptığı değerlendirmelerde aslında Başer’in iyi halli olduğuna karar verdi. Ancak aynı kurul daha sonra hiçbir somut olgu ve olay göstermeden önceki kararların tam aksine hükmetti. Gözlem Kurulu’nun bu çelişkili kararlarına da dikkat çeken Başer, “Ya iyi halliyimdir, ya değilimdir, ikisi birden aynı anda olamaz.” dedi.
“KURUL, HASTALIK, PİŞMANLIK VE İYİ HAL BEYANLARIMI DİKKATE ALMAMIŞTIR”
20 Eylül’de kurula sunduğu dilekçenin dikkate alınmadığını belirten Başer, “Dilekçede mesane kanseri rahatsızlığım olduğunu bir tanesi iki ay önce olmak üzere iki büyük ameliyat geçirdiğimi, cezaevi koşullarında strese bağlı olarak kanserin devamlı nüksettiği ve tedavimi devam ettirebilmek için tahliye olmam gerektiğine ilişkin sağlık durumumu da sayın İdare ve Gözlem Kuruluna arz etmiştim. İyi hallilik durumumu ve bu hususları bizzat kurula ifade etmek üzere kurul toplantısına katılmak için dilekçe verdim. Kurul dilekçeme istinaden beni çağırmadığı gibi yukarıda belirttiğim pişmanlık, hastalık ve iyi hallilik beyanlarımı da dikkate almamış ve tartışmamıştır” dedi.
Psiko-sosyal servisi görevlilerinin görüşme talebini geri çevirdiği iddia edilen Başer, dilekçesinde buna da cevap verdi: “Bu gerçek değildir. Her ay en az bir defa bazen daha fazla defalarca görüşme talebim olduğu ve görüştüğüm dilekçelerimle ve UYAP görüşme kayıtlarıyla sabittir.”
AİHM, TUTUKLULUĞUNU HAKSIZ BULDU
24 Nisan 2015 tarihinde Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan 62 polis ve kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın tahliyesine karar verdiği için ihraç edilen İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin eski hakimi Mustafa Başer, “hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek ve örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 1 Mayıs 2015’te tutuklandı. Ancak Gülen cemaatine üyelik iddiasıyla yargılanıp 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
1 aylık prematüre bebek İnci Feyza’nın annesi de serbest bırakılmadı
‘Dur’ ihtarına uymadığı iddiasıyla öldürülen KHK’lı polis toprağa verildi
AİHM, Başer’in tutuklanmasını Eylül 2022’de hukuka aykırı bulmuş ve Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum etmişti.