Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Mustafa Doğan İnal'ın adını verdi ve "Bu kadar kirli bir adam yoktur. Bu adamın malvarlığını açıklayın kardeşim. Kim bu adam! Asıl MASAK bunun için harekete geçmeli" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında yargıdaki çürümüşlüğü gösteren rüşvet tarifesine ilişkin çıkan iddiaları gündeme getirdi. Kılıçdaroğlu, “Yargıyı bu hale getirenler kim? Yargıyı adaletsizlik dağıtan bir kurum haline getirenler kim? Bu aktörleri geri çekecekler mi çekmeyecekler mi?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal’ın adını veren Kılıçdaroğlu, “Bu kadar kirli bir adam yoktur. Bu adamın malvarlığını açıklayın kardeşim. Kim bu adam! Salı günü bunları açıklayacağımı söyleyince Adalet Bakanı ‘Müfettiş görevlendirdik’ diyor. Sen yukarıdakilerle uğraşabilecek misin? 2 tane müfettiş görevlendirmiş beraat kararı çıkacak. Asıl MASAK bunun için harekete geçmeli” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Irak ve Suriye tezkeresine bir kez daha hayır diyeceklerini söyledi.
Partimizin TBMM Grup Toplantısı https://t.co/lNPHjLK63R
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) October 17, 2023
Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. CHP liderinin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Filistin halkının kendi topraklarına kavuşmasını istiyoruz. Biz akan kanların durdurulmasını istiyoruz. Orta Doğu’ya barışın Türkiye’ye getirmesini istiyoruz.
Amasra maden faciası dolayısıyla oraya gittik. 43 madencimiz hayatını kaybetmişti. Göz göre göre 43 işçi ölüme gönderildi. Yüzde yüz kusurlu bulunan TTK müdürü terfi edildi. Davayı yakından izliyoruz.
Yüzde 50 cinsiyet kotasını getireceğiz. Çünkü CHP büyük tarihsel dönüşümün her zaman öncüsü olmuştur, burada da olacaktır.
BAHÇELİ’YE: MEŞRU NE DEMEK?
Mecliste bir tezkere görüşülüyor. Biz CHP olarak ve doğrudan doğruya terör örgütü saldırısına uğrayan biri olarak teröre her zaman karşı çıktım. Bizden ne isteniyorsa eyvallah. Bir tezkere getirdiler, güzel. O tezkerede şunlar yazıyor: TSK sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunulması üzerine yabancı devletlere gönderilmesi… Eyvallah. Uluslararası hukukun da vereceği bir avantajdır bu. Ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin müdahalede bulunması…
Nasıl olur da yabancı askerler buraya gelir. Biz kendi ülkemizde yabancı asker postalı istemiyoruz.
Bahçeli bugün konuşmuş, böyle bir şey yok diyerek. Türkiye’ye meşru yabancı postallar gelebilir, ben onu da istemiyorum. Meşru ne demek ben el kaldıracağım yabancı asker istiyorum.
Kuzey Irak’ta bizim askerin başına çuval geçirdiler. Erdoğan’a sordular, Amerika’ya nota verecek misiniz? Müzik notası mı vereceğim dedi. Mavi Marmara’yı 20 milyon dolara sattılar. O sözleşmeyi de gece 12’de geçirdiler. Biz bunları biliyoruz.
‘YABANCI ASKERLERİN ÖNÜNDE DURACAĞIZ’
Bahçeli yok canımızı falan veririz değil. Yabancı askerlerin önünde bütün CHP’liler olarak duracağız, ve bunları göndereceğiz.
-Balzac’ın söylediği önemli bir cümlesi vardır: ‘Kanunlar güçlüleri delip geçtiği, ama zayıfların ise takılıp kaldığı bir örümcek ağına benzer.’ Haklı olanların mahkemede, haksız olanların dışarıda olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Osman Kavala, Demirtaş, Eray Ertük, Can Atalay içerdeler. Suçlular dışardalar. Cumartesi Anneleri ‘evlatlarının yerini gösterin’ diyorlar, ona bile izin vermiyorlar. Paranız varsa adalet var, paranız yoksa içeride kalabilirsiniz. Suçsuz insanlar içeride, uyuşturucu baronları cirit atıyor.
‘YARGI SİSTEMİNDEKİ ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜ ÖZETLİYOR’
Bir sorunla karşılaştığımızda nereye başvururuz, elbette bir avukat tutarız mahkemede hakkımızı ararız. Yargıdakiler adaletsizlik dağıtıyorsa tercihini güçten yana yapıyorsa, ileride terfi ederim diyorsa orada adalet ölüyor demektir. F.S. Mehmet yıllar önce söylemiş; ‘Kadıyı satın aldığım gün adalet ölür, adalet öldüğü zaman devlet ölür.’
Adaletin yargının yıpranmasını istemiyoruz. Bu ülkede uyuşturucu baronlarının serbest bırakıldığını, fetö borsası kurulduğunu, parası olanın dışarı çıktığını biliyoruz. Uyuşturucu baronlarına vatandaşlık bile verildi bu ülkede. Bir anayasa hukukçusu Kemal Gözler’in saptamalarını okuyalım. ‘Hakimler temel hak ve hürriyetleri koruyan değil, tersine bunlara müdahale eden görevliler haline geldi. Artık hukuk siyaseti çerçevelendirmiyor. O siyasetin cenderesi altında bulunmaktadır’ diyor.
Timur Soykan bir habere imza attı. BirGün gazetesine atılan imza son derece değerliydi. Yargıda rüşvet ağı. Apar topar yayın yasağı getirdiler. Bunun üzerine ki Soykanı kutlamak lazım. O belgelerin tümüne ulaştık, nedir bu olay diye baktık, araştırdık. Bir savcı bir çete ve bir rüşvet olayını bir dilekçeyle bildiriyordu. İsmail Uçar, bir dilekçe veriyor HSK genel sekreterine veriyor ve yargı sistemindeki çürümüşlüğü kokuşmuşluğu özetliyor. 15 ayrı savcının imzaladığı tutanaklar var.
Gökçer Tahincioğlu, T24’ün değerli yazarı. O da bir gerçeği daha paylaştı. Adliye koridorlarında sık sık konuşulan rüşvet tarifesi. Ne diyor? 200 bin liraya erişim engeli getirebiliriz. Adli kontrol kararının kaldırılması için 100-150 bin gerekiyor. Yurtdışı çıkış yasağı için 500 bin lira gerekiyor diyor. Yargıyı bu hale getirenler kim? Yargıyı adaletsizlik dağıtan bir kurum haline getirenler kim? Bu aktörleri geri çekecekler mi çekmeyecekler mi?
‘MASAK ASIL BUNUN İÇİN HAREKETE GEÇMELİ’
Mustafa Doğan İnal, Erdoğan’ın avukatı. Bu kadar kirli bir adam yoktur. Bu adamın malvarlığını açıklayın kardeşim. Kim bu adam! Salı günü bunları açıklayacağımı söyleyince Adalet Bakanı ‘Müfettiş görevlendirdik’ diyor. Sen yukarıdakilerle uğraşabilecek misin? 2 tane müfettiş görevlendirmiş beraat kararı çıkacak. Asıl MASAK bunun için harekete geçmeli.”