Tanker vakası bir kere daha gösterdi ki Ali Koç’un Erdoğan ile sık sık görüşmesi dahi Nakkaştepe ile Saray arasındaki soğuk rüzgârları dindirmeye kâfi gelmedi. Erdoğan her kozu kendi hanesine yazıyor. Türkiye’nin en büyük holdingine ait petrolü çalarak, Ankara’ya meydan okuyan İran’a herhangi bir cevap verilmedi.
Koç Holding’in petrolü İran tarafından çalındı. Ankara kulağının üzerine yattı.
Kızıldeniz’de güpegündüz İran Deniz Kuvvetleri tarafından kaçırılan “St. Nikolas” isimli tanker, Koç’un iştiraki Türkiye Petrol Rafinerileri Anonim Şirketi (TÜPRAŞ) tarafından Irak’ın millî petrol şirketi SOMO’dan satın alınan 150 bin ton ham petrolü İzmir Aliağa Rafinerisi’ne teslim edecekti.
Yemen’in İran destekli Husî milisleri Kızıldeniz’de terör estirdiği sır değil. Ancak bu vakada bizzat İran donanmasın Koç’un petrolüne el koydu.
Silahlı davetsiz misafirler, Umman’ın Sohar şehri açıklarında seyreden St. Nikolas’a helikopterle indi. Gemi İran’ın Bandar-e-Jask Limanı’na doğru giderken AIS takip sistemi kapatıldı.
18’i Filipin ve 1’i Yunanistan vatandaşı olmak üzere 19 kişilik mürettebatın bulunduğu gemi ile dokuz gündür temas kurulamadı. İran, tankere inen askerlerin görüntülerini yayınlayarak, adeta nispet yaptı.
ERDOĞAN-FİDAN İKİLİSİ DUT YEMİŞ BÜLBÜL MİSALİ
Irak’ta hükûmette Şiîlerin ağırlığı dikkate alındığında tankerdeki yükün Türkiye’nin en büyük holdingine ait olduğu bilgisi Tahran’a sızdırılmış olabilir.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudanî, Şiîleri temsil ediyor. Hangi tankerin hangi limandan kalkacağına ve hangi limana yanaşacağına dair gizli bilgilere sadece liman başkanlığı ile gümrük idaresi vâkıftır.
Bu sayede İran; St. Nikolas tankerini, mürettebatı ve Koç’un petrolünü gasp ederek, hem Türkiye’ye hem de Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) mesaj verdi. Mesajın muhataplarından ABD, İran’a misillemede bulunacağını ilan etti.
Beyaz Saray Millî Güvenlik Sözcüsü John Kirby, “Tankeri ele geçirmek için hiçbir gerekçe yok. Derhal bırakmaları lazım.” dedi.
Türkiye cenahında ise, ölüm sessizliği hâkim. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın böyle bir meydan okumaya en azından “Eyy..” diye haykırdığı cümlelerden biri ile İran’a haddini bildirmesi beklenirdi.
Dombra müziği eşliğinde âleme nizam veren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da birkaç sosyal medya diplomasisi için teşebbüste bulunabilirdi. İkisi de sessiz kaldı.
Türkiye’nin en büyük holdingine ait petrolü çalarak, Ankara’ya meydan okuyan İran’a herhangi bir cevap verilmedi. Resmî ya da gayriresmî bir adım atılmadı.
Başka bir ifade ile Koç’un 150 bin ton petrolü çalındı, Ankara’da kimse oralı olmadı.
KOÇ İLE ERDOĞAN ARASINDA İSMİ KONULMAMIŞ SAVAŞ
Erdoğan ile Koç arasında devam eden ismi konulmamış soğuk savaşta bu defa avlanan Koç oldu.
Türkiye Kupası Final Müsabakası için Suudî Arabistan’ı seçen Erdoğan son dakikada patlak veren kriz yüzünden Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’a öfkelenmişti.
Erdoğan’ın Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ile Koç’a telefonda neler söylediğini o esnada odada bulunanlar iki başkanın yüz hatlarından anlamıştı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Telefonun diğer ucunda hiddetlenen Erdoğan konuştukça iki başkan renkten renge girmişti. Kupa krizinde iki kulüp 45 milyon dolar kaybetse de fiyasko Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile gizli ele 55 milyon dolara mâl olmuştu.
O kaybın öfkesinin dinmediği bir dönemde Koç’un petrolü çalındı. Erdoğan duymazdan geldi.
Oğulları Bilal ile Burak’ın gemilerinden birinin İran tarafından el konulsaydı ya da yandaş armatörlerin tankeri kaçırılsaydı Erdoğan nasıl bir mukabelede bulunurdu. Muhtemelen İran’a 24 saat mühlet vererek ilk adımı atardı.
Erdoğan ile Koç arasında soğuk rüzgârlar estiği sır değil. 2005 yılında TÜPRAŞ’ın 4,5 milyar dolara Koç’a devredilmesi hariç Erdoğan, Koç’a elle tutulur tek ihale vermedi.
Siyasette çıraklık döneminin hatalarından biri o ihale. Erdoğan iktidarda ustalaştıkça, dahilî ve haricî meşruiyet endişesi azaldıkça Beyaz Türkler ile olan görülmemiş hesabı görmeyi hızlandırdı.
ERDOĞAN’DAN KOÇ’A OTOYOL VE ALTAY TANKI DARBESİ
Aynı Erdoğan, 2013 yılında Koç-Ülker ortaklığının 5,7 milyar dolar teklif ile kazandığı Otoyol ihalesini iptal etmişti. Hatta, “Bu ihaleyi mevcut şartlarda onaylamak vatana ihanettir.” demişti.
O gün Mustafa Koç hayatta ve holdingin kaptanı idi. Mustafa Koç’un Erdoğan’ı eleştiren mülakatları, “patronlar kulübü” TÜSİAD’da Koç etkisi ipleri daha da germişti.
Erdoğan; Altay Tankı projesini Koç’tan alıp evvela Ethem Sancak’a, akabinde Fuat Tosyalı’ya verdi.
Tosyalı’nın Katar Silahlı Kuvvetleri ile ortaklaşa işlettiği BMC kamyon fabrikasının tank imal edemeyeceğini anlaşıldı.
Bunun üzerine Sakarya’nın Arifiye ilçesinde 1974 yılından beri Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde faaliyet gösteren Tank-Palet Fabrikası’nı 50 milyon dolara BMC’ye devretmişti.
Arazi, fabrika ve Hazine teşviki derken, aradan yıllar geçmesine rağmen ortada tankın T’si yok.
ALİ KOÇ, SARAY’IN KAPILARINI AŞINDIRSA DA…
Tanker vakası bir kere daha gösterdi ki Ali Koç’un Erdoğan ile sık sık görüşmesi dahi Nakkaştepe ile Saray arasındaki soğuk rüzgârları dindirmeye kâfi gelmedi. Erdoğan her kozu kendi hanesine yazıyor.
Güney Kore’nin teknoloji devi LG ile Koç, Ankara’da batarya tesisi inşâ edecekti.
LG’den evvel yine G. Koreli SK On ile mukavele imzalayan Koç, yatırım için yazılı olmayan şartları muhataplarına anlatamadı. Her iki grupla müzakerelerde netice alınamadığı için 2 milyar dolarlık tesisin yerinde yeller esiyor.
Türkiye’nin bir numarası Koç’un 100 milyon dolarlık petrolü çalındığı hâlde kimse oralı olmuyor…
Servet transferinde sıra büyüklere geldi… Şaka değil, hele hele Nisan 1 şakası hiç değil.
—————————————
İletişim için:
https://www.youtube.com/turhanbozkurt
Twitter: @turhanbozkurTV
https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/
e-posta: [email protected]