Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde 'kalp' figürlü höyükteki kazıda, Tunç Çağı'nda 3 bin 700 yıl önce yıkılan evlerinden kaçamayıp ölen iki insana ait olduğu belirtilen iskeletlerden birinde karbonize olarak korunmuş "beyin ve deri kalıntıları" bulundu.
Havadan yapılan çekimlerde ‘kalp’ şeklinde görüldüğü için “Kütahya’nın kalbi” olarak anılan höyükte kazı, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Fidan başkanlığında sürüyor.
2021 yılında başlayan Tavşanlı Höyük kazılarından şaşırtan sonuçlar gelmeye devam ediyor. İlçenin hem yurt içinde, hem de yurt dışında tanıtan höyük kazılarının bu seferki rotası Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’a uzandı.
“AVRUPA ARKEOLOGLAR BİRLİĞİ TOPLANTISINA DAMGASINI VURDU”
29.’su düzenlenen ve Dünya’nın en önemli arkeoloji toplantısı olarak değerlendirilen Avrupa Arkeologlar Birliği (European Association of Archaeologists, EAA) toplantısına Tavşanlı Höyük damga vurdu. Dünya Arkeoloji ile ilgili yüzlerce bildirinin sunulduğu toplantıda Türkiye’den 5 sunum vardı. Bunlardan 2 tanesinde Tavşanlı Höyük konu edildi.
Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal’ın kapanış konuşması Tavşanlı Höyük’te savaş ve şiddetle ilgili günlük kazı sonuçlarına ayrılmıştı. Tavşanlı Höyük Kazı Başkanı Prof. Dr. Erkan Fidan ve Kazı Başkan Yardımcısı Nihan Naiboğlu’nun hazırladığı ‘’Tavşanlı Höyük, A large Bronze Age town in Inland Western Anatolia’’ başlıklı sunum ise Dr. Naiboğlu tarafından sunuldu. Büyük ilgi gören bildiri zaman zaman heyecan içinde izlendi.
EN ESKİ İNSANLARIN İSKELETLERI BULUNDU
Günümüzden 8 bin sene öncesine uzanan tarihi ile Tavşanlı Höyük Kütahya’nın en eski yerleşmesi konumunda. Bu seneki kazılar ise günümüzden 3 bin 700 ila 4 bin sene önceki tabakalarda gerçekleştirildi. Arkeologları bekleyen en büyük sürpriz ise evlerin yıkılmış molozlarının altında kalarak can veren iki insan kalıntısının bulunması oldu. Bu insanlar bugüne kadar Tavşanlı’nın bilinen en eski insanları olması açısından önem arz ediyor. Kazı ekibi önümüzdeki yıllarda Höyük’ten, desteğin artması ile daha fazla keşif bulacaklarına inanıyorlar.
“YIKILAN MOLOZUN ALTINDA CAN VERMİŞLER”
Çöken oda içinde ahşap bir raftan düştüğü anlaşılan kapların ve ev molozunun altında 15-18 yaşlarında genç olan erkek birey ve 40-45 yaşlarında bir erkek kalıntısı bulundu. Yaşlı olan birey odanın ortasında bir yere kaçamazken, genç birey kapıdan çıkmak üzereyken yıkılan molozun altında kalmış. Yerleşim yerine yapılan muhtemelen ani bir saldırı sonucu yıkılan şehrin, saldırıya çok açık olan kuzeydoğu kenarındaki bu yapıda insanların evden kaçamadıkları anlaşılıyor. Kazılarda bugüne kadar bulunan hançer, mızrak ucu ve ok ocu gibi tüm silahlar da bu yıkım tabakasından geliyor olması sebebiyle bildiride başka büyük bir gücün şehri kuşatma altına alarak yıktığı vurgulandı.
“ARKEOLOJİK İLK VE TEK ÖRNEK”
Ancak arkeologları ve bilim dünyasını heyecanlandıran sürprizler bunlarla sınırlı değildi. Hacettepe Üniversitesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal tarafından kazılan ve incelenen iskeletler çok yüksek ısıya ve şiddetli ateşe maruz kalmışlar. Bu yüzden de bu insan kalıntılarından bir tanesinde, kafatasının içindeki beyin, karbonize olarak korunmuş ve günümüze kadar ulaşmış. Ama İrlanda’da gerçekleştirilen sunumda daha önemli olarak tanımlanan başka bir keşif var. Diğer genç olan bireyin göğüs ve karnı arasında yine karbonize olarak günümüze gelmiş kendi deri parçaları bulunmuş. Bugüne kadar Anadolu’da yapılan kazılarda çok az sayıda da olsa beyin kalıntısı bulunmuştu. Ancak bu insan derisinin, Türkiye’de arkeolojik dönemlerde bulunan ilk ve tek örnek olması açısından gerçekten çok önemli olduğunun altı çizildi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
“EN BÜYÜK HEDEF TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİRMEK”
İslamiyet’ten ve Anadolu’ya Türklerin gelişinden binlerce yıl önce bu topraklarda yaşayan bu insan toplulukları, Tavşanlı’yı seçerek çok büyük bir şehir kurmuşlar. Tavşanlı’nın verimli toprakları ve çevredeki bakır madeni ve zengin ormanlık alanlar onlara bu alanda binlerce yıl yaşama şansı tanımış. Henüz yazılı belge bulunmadığı için şehrin adı bilinmiyor. Fakat kazı ekibinin en büyük hedeflerinden bir tanesi kazılarda kil tablet gibi yazılı belgeler bularak tarihin akışını Tavşanlı’dan değiştirmek. Her yıl Mayıs ile Ekim ayları arasında kazı çalışmaları gerçekleştirilen Tavşanlı Höyük mesai saatleri içinde tüm vatandaşların ziyaretine açık.