Mazlum-Der’e ‘operasyon’: Yönetim değişti, 16 şube kapatıldı

KRONOS 20 Mart 2017 GÜNDEM

Kısa adı Mazlum-Der olan İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği’nde 16 şubenin kapatılmasıyla sonuçlanan süreç geçen yıl başladı.

Türkiye’nin batı illerindeki bazı şubeler olağanüstü genel kurul toplanması talebiyle 192 delegeden imza topladı. Ancak bu girişime başka şubelerden itiraz geldi.

Bir taraf, kongre toplanması için delege sayısının, diğer taraf ise üye sayısının baz alınmasını gerektiğini savunuyordu.

Şubeler arasında başlayan tartışmalar mahkemeye taşındı. Mahkeme önce, tüzük gereği üye sayısının bazı alınması gerektiğini söyledi. Ancak sonra dosyayı bilirkişiye gönderdi. Bilirkişi ise delege sayısının baz alınarak kongre yapılabileceği yönünde rapor hazırladı.

MAHKEME KARARI BEKLENMEDEN

Raporun mahkemeye ulaşmasının ardından, mahkeme kongre isteyen grubun lehine karar verdi. Kararın ardından Mazlum-Der’e kayyım atandı. Bu sırada mahkeme kararına istinaf mahkemesinde itiraz edildi. Ancak bu itiraz mahkeme tarafından karara bağlanmadan, olağanüstü kongre kararı alındı.

Dün toplanan olağanüstü kongreden önce, birçok şube ve mevcut yönetim kurulu ortak bir bildiri yayınlayarak, kongreyi protesto etti.

Kongrede mevcut Genel Başkan Ahmet Faruk Ünsal’ın yerine Ramazan Beyhan seçildi.

Kongrenin aldığı kararlardan biri de protestocu şubelerin kapatılması oldu. Kongre, 24 şubesinden 16’sını kapattı. Kapatılan şubelerin 12’si Doğu ve Güneydoğu’da bulunuyor. Bu şubelerin bir çoğu Kürt sorununa ve bölgedeki hak ihlallerine ilişkin raporlar hazırlamıştı.

Kapatılan şubeler şöyle: Diyarbakır, Şanlıurfa, Van, Gaziantep, İzmir, Muş, Bitlis, Bingöl, Şırnak, Hakkari, Sakarya, Mersin, Kocaeli, Bursa, Antakya

‘İTİRAZ KABUL EDİLİRSE KARARLAR GEÇERSİZ OLACAK’

Kapatılan Diyarbakır Şubesi yöneticilerinden Reha Ruhavioğlu, itiraz sonucu beklenmeden kongre toplandığını söyledi.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Ruhavioğlu, itiraza olumlu yanıt verilmesi halinde, kongre kararlarının geçersiz olacağını savundu. Ruhavioğlu kararı şöyle değerlendirdi:

“Çatışma süreci başlamadan önce toplum biraz iktidarlardan uzakta değerlendirme yapabiliyordu. Çatışma süreci yeniden başlayınca, toplum tekrar kutuplaşmış kanaat üzerinden gitti. Bu esnada raporlarımız iki tarafı da rahatsız etti. Silvan raporuna PKK karşı çıktı, Cizre raporuna cumhurbaşkanı parmak salladı. Burada 12 şubemiz kapatıldı. İnsan hakları meselesine ilkesel bakan arkadaşlarla, konjonktürün etkisinde kalan arkadaşlar ikiye ayrılmış durumda. Mazlum-Der’i, mahkeme farklı bir karar vermezse, gayrimeşru şekilde ele geçirmiş oldular. İnsan hakları mücadelesi Mazlum-Der’le başlamadı, onunla da bitmez. Biz bölge şubeleri, ilkesel davrananlar olarak, kendi aramızda istişareler yapıp, hukuki süreci takip ederken, bir yandan da nasıl bir insan hakları mücadelesi veririz buna bakacağız. Bu moral bozucu bir süreç ama insan hakları mücadelesini bitirecek bir süreç değil.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com