Mümtaz’er Türköne: Kazanan taraf köpekleri sokaktan toplayıp yok edenler olur

Siyaset bilimci Mümtaz'er Türköne: "İnsanın vicdanına dokunan basit bir sorunu, sorunun gerçek sahibi olan toplum çözmüyorsa, çözemiyorsa mesele büyür ve dev bir siyasî kutuplaşma eksenine yerleşir. Peki kim kazanır? Kazanan taraf, köpekleri sokaktan toplayıp yok edenler olur."

KRONOS 29 Mayıs 2024 GÜNDEM

Siyaset bilimci, akademisyen Mümtaz’er Türköne, AKP’nin sokak hayvanlarına çözüm için hazırladığı yasa taslağında “uyutulma” yönteminin olmasına karşı başlayan tartışmalar hakkında bir yazı kaleme aldı. Mümtaz’er Türköne, “İnsanın vicdanına dokunan basit bir sorunu, sorunun gerçek sahibi olan toplum çözmüyorsa, çözemiyorsa mesele büyür ve dev bir siyasî kutuplaşma eksenine yerleşir. Peki kim kazanır? Cevabı toplumun ikiyüzlü duruşundan çıkartabilirsiniz. Kazanan taraf, köpekleri sokaktan toplayıp yok edenler olur. Kısaca ikiyüzlülük yeni bir zafer kazanır”  değerlendirmesinde bulundu.

Belediyeler başta olmak üzere kamu otoritelerinin bu sorunu Avrupa standartlarında çözmesinin imkansız olduğunu belirten Türköne, “Meseleye örgütlü toplumun sahip çıkması ve kamu gücünün onlara destek olması lâzım. Bu işin başvurulacak üç temel prensibi var. Birincisi dışarıda (sadece şehirlerde değil, köylerde de) başıboş köpek kalmayacak. İkincisi, bu köpekler doğrudan sivil organizasyonların yönettiği, belediyelerin imkân ve destek verdiği barınaklarda tutulacak. Üçüncü olarak bu hayvanlar kısırlaştırılarak, sahiplendirilerek ve iyi bakılarak sorunun önce kontrol altına alınması, sonra da çözülmesi sağlanacak. Doğrudan gönüllülerin çalıştığı, merkezi yerlerdeki barınaklar köpeklerin bakımını sağlar, hayatlarını kurtarır” ifadelerini kullandı.

‘ÇÖZÜMÜN EKSİK AYAĞI TOPLUMUN KENDİSİ’

Bu basit çözümün eksik ayağının “toplumun kendisi” olduğuna dikkat çeken Türköne, “Eğer toplum inisiyatif geliştirip bu işi çözemiyorsa kimseyi suçlayamazsınız” dedi.

Türköne, Turkish Post’taki yazısına şöyle devam etti:

“İstanbul sokaklarında uyuşuk uyuşuk dolaşan obez köpeklere aldanmayın. Anadolu’nun köylerinde ve civarlarında aç ve hastalıklı köpek sürüleri o kadar çok ki. Altı aydan iki yıla kadar hapis cezası caydırıcı oldu ve köylüler kendi bildikleri yöntemle köpekleri itlaf etmeyi bıraktılar. Belediyeler bu işleri hizmet satın alarak gördürüyor. Bu şirketler de topladıkları köpeklerden en ucuz ve etkili yönteme başvurarak kurtuluyor: Kırsal kesime götürüp salıveriyorlar. Köy yollarına girerseniz, uyuza yakalanmış, karnı midesine yapışmış, melül-mahzun asfaltın üzerine yatan köpek sürüleriyle karşılaşmanız kaçınılmaz.

Çocukların baskısıyla temin edilip, bakması zor gelince otobanlara bırakılan cins köpekleri bu tabloya dahil ettiğiniz zaman durum daha vahim hale geliyor. Yolda birden önünüze çıkan köpek, her zaman kaza riski demektir.

Basit bir insanî-vicdanî sorun hemen büyük bir siyasî soruna dönüşüyorsa ve suç toplumda ise bu işten köpekleri yok etmeyi savunanlar kazançlı çıkar. Bas bas bağıran iki yüzlüler ise, bu kirli işi yerine getirdiği için güç sahiplerine içten içe saygı duyarlar. Demokrasi, sadece yönetimin sınırlandırılması ve halkın denetimine verilmesi demek değil, böylesine hassas sorunların çözümünün de halkın gücünde ve vicdanında bulunması demek. Böylesine zor bir sorunu çözen toplum, iktidarı denetleme işini de hakkıyla ifa edeceğini kanıtlamış olur. Gözlerini dikmiş hüzünle bakan köpeklerin hayatını kurtaran bir toplumun her şeye gücü yeter.

Sözüm hayvan hakları savunucularına: Buyurun size katılımcı demokrasi uygulaması. Kimseden izin almanıza, iktidar sahibini ikna veya protesto etmenize gerek yok. Üstlenin bütün sorumluluğu, örgütlenin, kampanyalar başlatın ve çözün. Elinizi tutan yok. Hiç olmazsa bu katliamdan kurtarabildiğiniz kadar köpeğin hayatını kurtarın.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com