İmparator yok artık, Galatasaray’ın yeni efsanesi Okan Buruk kimdir?

Bugün müsaadenizle siyasete biraz ara verip, dün 24. şampiyonluğa ulaşan Galatasaray’ın yeni efsanesi Okan Buruk üzerine biraz kalem oynatacağım mümkünse. Şimdi gazetecilikte ilk öğretilen kurallardan biridir gündemden kopmamak. Doğru, dertler, tasalar, zulümler hız kesmeden devam ediyor etmesine ama hayat da devam ediyor. Size bugün biraz 30 senedir tanıdığım Okan Buruk’tan bahsedeyim de hem biraz yüzünüz gülsün hem de bütün aksiliklere rağmen başaranın nasıl geldiğine siz de şahitlik edin.

‘İMPARATOR’ TERİM KRİMİNAL OLAYLARLA ANILIRKEN 

Okan Buruk için ‘Galatasaray’ın yeni efsanesi’ dedim yazıya başlarken. Laf olsun diye demedim. Futbola aşina olanlar ve dahi Galatasaraylılar bilir ki, kulübün özellikle son 30 yıldaki efsanesi Fatih Terim’dir. Gerçi İmparator lakaplı Terim, hem hoca olarak hem de ‘kriminal’ olaylara adını karıştırarak cepten yemeye devam ediyor. Ediyor etmesine de hocanın bu gidişi pek hayra alamet değil bunu de dipnot olarak araya sıkıştırayım.

Çok da hazzetmediğim bir söz vardır, ‘Kral öldü, yaşasın Kral’ diye. ‘ Gelen ağam giden paşamcı’ kafanın sloganıdır malum. Galatasaray’ın eski imparatoru kapak attığı Panathinaikos’tan da kovuldu ya, yeni Kral rekor üstüne rekor kurup koltuğunu sağlamlaştırdı iyice futbolda.

Peki eski dost Okan Buruk kimdir ve akranlarının ikinci lig takımlarında ‘takıldığı’ devirde zirveye nasıl çıktı bakalım mı beraberce.

Bir kere baştan yazayım. Buruk’un iki sene de kazandığı iki şampiyonluk ve başarı öyle az buz şey değildir. Neden? diye sorarsanız. Futbol hayatı sona eren süper lig topçuları için iki seçenek vardır. Ya spor yazarı-yorumcusu olur TV-gazetelerden ahkam keserler ya da zoru seçip teknik direktör olmak için yeşil sahada kalırlar. İşte Okan Buruk’u buraya getiren ilk şey cesareti ve mücadeleci ruhudur.

UEFA KUPASI’NI KAZANAN TAKIMI HAYAL EDİN, NEREDELER?

Şöyle bir düşünün ve 2000’de UEFA Kupası’nı kaldırın takımı gözünüzün önüne getirin. Kaç tanesi teknik direktör olarak hayatına devam etti, kaçı ekranda ahlam kesmekle meşgul. Teknik direktör olanların kaç tanesi bu işi başarabildi? Ve kaç tanesi de Galatasaray gibi bir devi çalıştırıp iki yıl üst üste şampiyonluk kazanabildi? Cevap veriyorum: Sıfır

Peki Okan bu işi nasıl başardı diye merak ediyorsanız. Yazının devamına da bekleriz sizi.

Trabzon göçmeni bir ailenin çocuğu olarak İstanbul Büyükçekmece’de 1973 haziranında doğan Okan, evin en küçük bireyi. Baba Ali Bey camcı esnafı, anne Zehra Hanım’sa ev hanımı. Ancak baba Ali Bey’in iki tutkusu var. Biri futbol diğeri de Galatasaray. Eyüp Şafakspor’da yöneticilik yapan Ali Buruk, hafta sonları da hemen hiç bir maçını kaçırmayacak kadar Galatasaraylı. Hal böyle olunca Ali Bey’in 3’ü erkek 1’i kız dört çocuğu da futbol ve Galatasaray tutkunu oluyor. Abilerden Fuat Buruk’u futbola ilgisi olan 40 yaş üstü herkes tanır zaten. Bakırköyspor’da forma giyen Fuat, dönemin önemli futbolcularından birisi. Diğer abi Tarık ise daha çok ikinci lig ekiplerinde forma giymiş bir futbolcu. E armut dibine düşer tabii, baba ve abiler böyle futbol tutkunu olunca Okan da daha küçük yaştan meşin yuvarlağın peşinde buluyor kendini. Ali Bey genç yaşta kalp krizinden vefat edince, Okan’ın en büyük destekçisi ablası Handan Hanım oluyor. 10-11 yaşlarında var ya da yok Okan, semt takımına seçiliyor. Oynadığı takımdaki arkadaşları kendinden 2-3 yaş büyük olmasına rağmen forma şansı da buluyor Okan Buruk.

11 YAŞINDA GALATASARAY’IN ALTYAPI SEÇMELERİNE GİRDİ

Sonra birkaç takım arkadaşı Galatasaray’ın altyapı seçmeleri olduğunu söylüyor Okan’a. İzin vermezler diye ailesine söylemekten çekinen Okan, daha 11 yaşında arkadaşlarıyla sözlenip gizlice seçmelere gidiyor. Galatasaray’ın efsane altyapı hocası merhum Salih Bulgurlu, bir tek Okan’ı beğeniyor gelenler arasında. Sene 1984. Ele avuca sığmayan top cambazı Okan için Galatasaray kapısı aralanıyor bundan 40 yıl önce. Hatta altyapı seçmelerinde Galatasaray’a seçilen Okan, konuyu aynı günün akşamı yemekte açabiliyor ailesine. Anne Zehra hanım yaşı küçük diye biraz kızsa da abla Handan sahip çıkıyor kardeşine.

İdman kaçırmadan altyapıda kendini gösteren Okan, adım adım A takıma kadar yükseliyor. Nasıl yükselmesin. Topla oymaya başladığında ayağından top almak mümkün olmuyor bücürün.

Okan daha altyapıdayken nam salıyor futbol dünyasında. Sonra seneler 1992’yi gösterirken dönemin Galatasaray hocası Mustafa Denizli ilk kez A takım forması verdi Okan’a. Kaderin cilvesi takip takım da abisi Fuat Buruk’un kaptanı olduğu Bakırköyspor’du. Harika bir maç çıkarak 1.68’lik Okan, iki de gol atarak manşetlere taşıdı kendisini. Aynı yıl Avrupa Şampiyonu olan genç milli futbol takımının da kaptanıydı Okan. Türk futbolu için yeni bir süperstar doğuyordu. Taraflı tarafsız bütün futbol otoriteleri aynı görüşseydi. Maradona lakabı takılmıştı Okan’a. Rüya gibi günler yaşıyordu 20 yaşındaki delikanlı. Sonra o rüya bir anda kabusa döndü. 10 Şubat 1993’te 1. ligde oynanyan Trabzonspor maçında yine döktürüyordu Okan. Sonradan takım arkadaşı olacak olan Soner Tolungüç, bir pozisyonda çift daldı Okan’a. Sağ ayağı kırıldı Okan’ın. Sedye ile sahayı terkederken ağlayışı haşa gözlerimin önündedir. Ayağı kırıldıktan sonra spor kamuoyunda ‘futbol hayatı bitti. Bitmese bile o kırıkla bir daha asla eski Okan olamaz’ yorumları yapılıyordu. Bir yıla yakın tedavi gördü Okan. O günlerde de en büyük destekçisi ablası Handan olmuştu. Bir yılın sonunda takıma geri döndü genç yıldız. Ancak ayağının kırılmasının verdiği korkuyu atması uzun sürdü.

HAKAN ŞÜKÜR’LÜ, HAGİ’Lİ, POPESCU’LU TAKIMIN DEĞİŞMEZ ADAMI OLDU

1994’teki Saftig ve sonrasındaki Sounes dönemleri nekahet dönemi olarak geçti Okan için. Bir ara satılması bile gündeme geldi. Buruk’un hayatı Terim’in 1996’da takımın başına geçmesiyle birden yükselişe geçti. Hakan Şükür’lü, Hagi’li, Popescu’lu kadronun değişmez adamı oldu Okan. Sonrasında Emre Belözoğlu ve Suat Kaya ile oluşturdukları çok koşan teknik orta saha modeli, Avrupa’da bile parmakla gösterilir hale geldi. Okan Buruk o takımla 4 şampiyonluk kazandı. Ardından Türk futbol tarihinin en önemli iki başardı sayılan UEFA Kupası ve Avrupa Süper Kupası zaferlerinde de büyük pay sahibiydi. Milli takımın da değişmez elemanı olmayı başaran Okan Buruk, Avrupalı gözlerin de takibindeydi.

Hazır Avrupa demişken Okan Buruk ve Emre Belözoğlu’nun İnter transferini de açığa kavuşturayım bana zahmet. Futbol kamuoyu ve özellikle de Galatasaraylılar, Okan ve Emre’nin İnter’e transfer oluş şekline çok kızdı. İki futbolcuyu da para için Galatasaray’ı satmakla suçladı. Ama emin olun işin aslı öyle değil. Sarı-Kırmızılı taraftarlar, şampiyonluğa giden Galatasaray’da ligin bitmesine 3 ay kala iki futbolcunun İnter’e imza atması sebebiyle hala kırgındır Okan’a. Ama Okan da Emre de 2001’de yönetime Avrupa’dan talipleri olduğunu ama önceliklerinin Galatasaray olduğunu iletti defalarca. Ancak Galatasaray’da gelenek olan ‘ilgisizlik’ ve ‘işbilmezlik’ yüzünden iki futbolcuya da cevap dahi verilmedi. İki yıldız da cevap alamayınca gidip İnter’e imzayı attı. İnter’de 3 yıl oynayan Okan, dönüşte yine Galatasaray’ın kapısını çaldı. Yine açan olmayınca bu kez de Beşiktaş’a gitti. İnanmıyor musunuz?

GALATASARAY’A İHANET Mİ ETTİ, BİR DE ERGÜN GÜRSOY’DAN DİNLEYİN

Peki ben susayım, Galatasaray’ın efsane yöneticisi Ergun Gürsoy konuşsun o zaman. Bakın Gürsoy, o dönemi 6 Temmuz 2006’daki yazısında nasıl anlatıyor. “UEFA Kupası’nın kazanılmasından sonra, ilgisizlik, bilgisizlik ve de parasızlıktan dolayı şampiyon kadro dağılmaya başladı. Ümit Davala, Popescu, Hakan Şükürpara kazanmak için satıldı. Diğerleri de imkansızlıktan gitti. Okan Buruk da bunlardan biridir. Okan, kendisine kabul edilebilir bir teklif yapılmamasına ve ödenmeyen sekiz aylık alacağına rağmen, Galatasaray’ı, diğer yabancı futbolcuların yaptığının aksine, UEFA’ya şikayet etmeden bugüne kadar bekleyen, kulübe büyük hizmetleri geçmiş bir oyuncudur. Geçen yıl Beşiktaş’a transfer olmadan önce bizimle görüştü. 800.000 dolar teklif ettik, kabul etti, ödeme takvimi istedi, veremedik. Bize haber verdikten sonra, 1.500.000 Euro’ya Beşiktaş’a gitti, “Hayırlı olsun” dedik”

İkna olduysanız devam edeyim.

Beşiktaş’ta 2 sene kalan Okan Buruk, sözleşmesinin sonuna doğru yeniden Galatasaray’ın kapısını çaldı. Sene 2006’ydı. Bu kez açıldı kapılar Buruk’a. Zaten futbol hayatının sonlarına yaklaşmıştı. 2 yıl daha oynadı gönlündeki takımda.

7 LİG, 6 TÜRKİYE KUPASI, 1 UEFA KUPASI, 1 AVRUPA SÜPER KUPASI KAZANDI 

Yine şampiyonluk yine kupalar kazandı. 2 yılın sonunda rota bu kez İstanbul Büyükşehir Belediyespor’a kırıldı. Büyükşehir’in başında Galatasaray’ın eski altyapı hocası Abdullah Avcı vardı. Buruk 2 sene de Avcı’nın takımında ter döktükten sonra futbola veda etti.

Buruk, futbolculuğu döneminde Türkiye’de 7 lig, 6 Türkiye Kupası, 1 Türkiye Süper Kupası, 1 UEFA Kupası ve 1 Avrupa Süper Kupası kazanarak ulaşılması zor bir kariyere imza attı. Real Madrid’i 2-1 yenerek Avrupa Süper Kupası’nı kazandıkları maçta ‘maçın oyuncusu’ seçildiğini de yazayım da yazının çileği olsun.

Yazının girişinde dediğim gibi futbolu bırakan topçular genelde spor yazarı ya da yorumcusu olmayı seçerler ki, bu en kolay olanıdır. Buruk futbolu bırakır bırakmaz ‘yeşil sahada devam’ diyerek zor olanı seçti. Abdullah Avcı’nin teknik direktör olduğu A Milli Takıma yardımcı hoca olarak da zoru seçti.

2 yıl Avcı’nın yardımcısı olarak çalışan Okan Buruk, Avcı’nın 2013’teki istifasının ardından görevinden ayrıldı. Elazığspor’un hocalığa geçen Okan, kurtlar sofrasındaki ilk deneyimine de ‘merhaba’ diyordu. Ancak Elazığspor ilk yılında küme düşünce Buruk da görevi bırakmak zorunda kaldı.

KIRILMA NOKTASI 2017’DE AKHİSAR’IN BAŞINA GEÇİNCE YAŞANDI

2014-15 sezonu öncesi Gaziantepspor’la 3 yıllık sözleşme imzalayan Okan, iyi bir sezon geçirmesine rağmen yönetimle anlaşamayınca yıl sonunda buradan da ayrıldı. Sonra sırasıyla Sivasspor ve Göztepe’nin başına geçen Okan Buruk, deyim yerindeyse buralarda da tutunamadı.

Okan için kırılma noktası 2017’de başına geçtiği Akhisar’da yaşandı. Ekibini yenileyen Okan, Akhisar ile Türkiye Kupası kazanma başarısı gösterdi. Akhisar’daki başarısının ardından Çaykur Rize’nin başında bir sezon geçiren Okan Buruk, burada da çıtayı bir kademe daha yükseltmeyi başardı. Bir sene sonra ise Okan Buruk’u eski hocası Abdullah Avcı’nın takımı İBB bekliyordu. Okan Buruk, kısıtlı kadrosuna rağmen dev kulüplerin arasından sıyrılarak Süper Lig şampiyonluğuna ulaştı. Sıradan bir futbol hocası olmaktan çıkmış, şampiyon teknik direktör apoletini omzuna kondurmuştu.

Okan Buruk’un bu başarısı, yuvası Galatasaray’da da görmezden gelinmedi. Geçtiğimiz sezonun başında 11 yaşında kapısından girdiği Galatasaray takımın başındaydı.

Yaklaşık 11 yıldır futbol camiasının içinde hoca olarak kariyer arıyordu ve onu şampiyon yapan şey yaptığı hatalardan ders alması ve analiz yeteneğiydi. Galatasaray’daki ilk yılında bütün aksaklıklara rağmen takımını şampiyon yapmayı başardı Buruk. Bu senenin başında ise elinde görünürde süper transferler ve arkasında duran Özbek yönetimi vardı. Okan Buruk, kendisini elit sınıfa sokan hamleleri art arda yapmayı başardı. Sağ beksiz, sol beksiz takımla Şampiyonlar Ligi’nde oynattığı oyunla takdir kazandı. Ligde de geçen haftaki Fenerbahçe kazasına kadar ligi sürklase etti.

EN UZUN GALİBİYET SERİSİ, EN YÜKSEK PUAN ORTALAMASI…

Süper Lig’in “en uzun galibiyet serisi”, “en uzun iç saha galibiyet serisi” ve “en yüksek puan ortalaması” rekorlarını kıran Okan Buruk, takımını ikinci kez şampiyon yapmayı başardı.

Okan Hoca, mütevazi halleri, beyefendi tavrı, şapkadan tavşan çıkaran futbol bilgisiyle futbol camiasından ikinci kez onay aldı.

Galatasaraylılar şimdilerde şampiyonluk coşkusunu yaşıyor doyasıya. Ama bilen biliyor ki aynı 2001’de olduğu gibi Avrupa takımları Buruk’un başarılarını yakından izliyor. Bana sorarsanız Okan Buruk yeni sezona İtalya’da başlarsa hiç sürpriz olmaz.