KHK ile ihraç edilen İ.D., savcının ve polislerin kendisine yaptıkları baskı ve tehditleri mahkemede anlattı: Savcı bana, “Seni çocuğunun yanında gözaltına aldırırım, polis ne istiyorsa öyle ifade ver, yoksa hapiste Demirtaş'la selfie çekersin.” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan ihraç edildikten sonra örgüt üyeliği iddiasıyla İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan İ.D., 13 Eylül 2022’de görülen karar duruşmasında, savcının ve polislerin kendisini çocuğunun gözü önünde gözaltına aldırmakla tehdit ettiğini ve tanımadığı kişiler hakkında ifade vermeye zorladığını söyledi.
Kronos’un ulaştığı mahkeme tutanağına göre İ.D. Edirne Savcısı Adem Kirman’ın kendisine, “Polis ne istiyorsa öyle ifade ver, yoksa tutuklanırsın cezaevinde kalırsın. Selahattin Demirtaş F Tipi’nde, Adnan Oktar da orada, gidip onlarla selfie çekersin.” dediğini söyledi.
Mahkeme, savcının baskı ve tehditleri doğrultusunda ifade vermeye zorlanan İ.D.’ye etkin pişmanlıktan yararlandığı gerekçesiyle ceza verilmesine gerek olmadığına hükmetti ve dosyasını kapattı.
VERGİ DENETMENLİĞİ YAPIYORDU
Tutanağa göre Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 2009 yılında vergi denetmenliği sınavını kazanan İ.D., 2011 yılında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Bir yıl süreyle bakanlıkta görev yaptı. Bu süreçte denetim için Gaziantep, İzmir, İstanbul gibi farklı şehirlerde çalıştıktan sonra en son Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İzmir Müfettiş grubunda vergi denetmenliği yaparken ihraç edildi.
2013 yılında evlenen İ.D., okurken öğrenci evlerinde kaldığı için hakkında soruşturma açıldı. 10 Eylül 2021’de Edirne’de gözaltına alınan ve 4 gün gözaltında kaldıktan sonra etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan İ.D. ifadesinde üniversite okurken kaldığı farklı kesimlere ait öğrenci evlerini, o evlerde kimlerle yaşadığını, KPSS sınavlarına nasıl hazırlandığını anlattı.
‘BAK SENİ GÖZALTINA ALDIRIRIM, TEMASA GEÇTİKLERİNİ SÖYLE!’
Bakanlıkta çalışmaya başladıktan sonra görev nedeniyle diğer şehirlere giden İ.D.’ye polis, “Sen İstanbul’da, İzmir’de, Antep’te iken seninle (cemaatten) temasa geçen olmadı mı?” diye sordu. İ.D., böyle bir şey olmadığını söylese de polis memurunu kendisine bir türlü inandıramadı. “Biz bir sürü kişinin ifadesini aldık, nasıl olur da seninle temasa geçmezler.” diyen polis yine istediği cevabı alamayınca sinirlenerek “Bak seni gözaltına aldırırım, doğruyu söyle, daha önce ifadesini aldığımız birçok kişi böyle beyanda bulundu.” diyerek İ.D.’yi tehdit etti.
İ.D., tekrar “Ben doğru söylüyorum, otel kayıtlarım var, bakanlıktan kaldığım yerleri isteyebilirsiniz. Ben 1,5-2 yıl boyunca hiçbir şekilde Ankara’da kalmadım, o evde de kalmadım, dolayısıyla para vermemiş oldum.” diye cevap verince bu kez polis savcıyı aradı.
İ.D., Edirne Savcısı’yla aralarında geçen diyaloğu mahkemede şöyle aktardı:
“Savcı bey bana ‘Sen İstanbul’da, İzmir’de kaldığını söylemişsin ama burada herhangi bir temasın (cemaatle) olmamış, seninle kimse temasa geçmemiş, ondan sonra irtibatını kestiğini söylemişsin.’ dedi. ‘Evet sayın savcım’ dedim.
“BAK SENİ ÇOCUĞUNUN YANINDA GÖZALTINA ALDIRSAM…”
Savcının masasının yanında 15-20 dosya vardı. ‘Bak bunların hepsinin ifadesini aldım, bunların hepsi benzer şekilde bir yere denetime gittiklerinde temas kurduklarını söylediler.’ Ben de dedim ki ‘Her bakanlığın, her memurun iş akışı farklıdır, ben gittiğim yerde kesinlikle herhangi bir temasım olmadı. Varsa böyle bir şey söyleyen söyleyebilirsiniz, her türlü bilgi ve belgeye açığım’ dedim.
Ondan sonra savcı ‘Senin çocuğun var mı’ diye sordu. Var dedim. ‘Kaç yaşında?’ dedi. 6 yaşında. ‘Bak seni çocuğun yanında gözaltına aldırsam, evinde arama yapsam, hoşuna gider mi’ dedi. Gitmez dedim, yani biraz o anda şok oldum.
“SAYIN SAVCIM SİZ NASIL İSTERSENİZ O ŞEKİLDE İFADE VERMEYE HAZIRIM”
Ben her şeyi o ana kadar anlattım, geçmişten günümüze kadar, öyle olunca panikle ‘Sayın savcım siz nasıl isterseniz o şekilde ifade vermeye hazırım’ dedim. O da ‘Tamam seni gözaltına aldırıyorum’ dedi. Beni gözaltına aldırdı. Gözaltında iken polisler sürekli tahrik etti. ‘Ya bak polisin istediği gibi öyle ifade ver, yoksa tutuklanırsın cezaevinde kalırsın, Selahattin Demirtaş F Tipi’nde, Adnan Oktar orada, gidip onlarla selfie çekersin.”
İ.D., Mahkeme Başkanı Kadir Aykaç’ın “Polislerden gördüğün baskı neticesinde olmayan şeyleri mi anlattın, onu mu demek istiyorsun?” sorusuna “Evet” cevabını verdi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
“BANA BASKI KURDULAR, ZORLA İSİM SÖYLETTİLER”
İ.D. polisler baskı kurduğu için, tanımadığı bir kişi hakkında nasıl tanıklık yaptığını da mahkemede itiraf etti. İ.D.’nin mahkemedeki sözleri tutanaklara şöyle yansıdı:
“2011 yılında bizim eve gelen bir kişiyi bana gösterdiler. Bu kişi midir diye, ben hayır dedim, polis ısrarla gösterdi hayır efendim dedim. Daha önce ifade vermiş bir kişinin ifadesini göstererek bak oku, bu sizin eve gelen kişi dedi, ben de hayır dedim, ondan sonra dayanamadım tamam budur dedim. Sonra yargılama başladıktan sonra beni polisler aradı. Sen o zaman bu kişiyi teşhis etmişsin ama bu kişi bu kişi olmayabilir, dediler. Ben size söyledim bunu, sonra birkaç hafta sonra SEGBİS üzerinden savcı aradı beni, sen bunu demişsin ama bu o tarihlerde burada yokmuş dedi. Ben de sayın savcım ben polis arkadaşlara söyledim, bana orada baskı kurdular, zorla dediler ki bu budur.”