Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel: "Barışı devletin insafına bırakamayız. Halkın süreci omuzlaması gerekiyor."
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’ye el uzatmasıyla başlayan ve PKK lideri Abdullah Öcalan’a “Meclis’te konuşsun” çağrısıyla devam eden Kürtlerle ilgili yeni süreç tartışmalarına ilişkin Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, “Barışı devletin insafına bırakamayız. Halkın süreci omuzlaması gerekiyor” dedi.
İstanbul’da Sarıgazi Halk Festivali’nde düzenlenen panelde konuşan Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, yeni süreci değerlendirdi.
Kürdistan ve Filistin sorununun Ortadoğu’daki iki çözümsüz sorun olduğunu belirten Tuncel, “7 Ekim’den bugüne 50 bin insan yaşamını yitirdi. Halkların itirazına rağmen savaş, soykırım devam ediyor. Kürt tarihine baktığınızda tarihi, dili, kültürü, yasaktır. Sorunun kaynağı da budur. Bugüne kadar Kürt sorunu, Kürdistan sorunu devam ediyor. Kürtlerin coğrafyası dörde parçalanmışsa bunda İngiltere, ABD ve İsrail’in payı vardır. Tarihi doğru okuyup, şimdiyi doğru okuyarak geleceği örebiliriz” ifadelerini kullandı.
Hep PKK’nın ortadan kaldırılmak istendiğini belirten Tuncel, “Siz nedenlerini ortadan kaldırmazsanız sonucu da ortadan kaldıramazsınız. Ortadoğu’da kapitalist modernite krizi var. Kapitalizm artık kendisini sürdüremiyor, kendisini savaş ve çatışmalarla yeniden var ediyor. Ortadoğu’nun emperyalist güçler ve Avrupa Birliği (AB) tarafından yeniden şekillendirildiği ortada. Ortadoğu’da vekalet savaşları yürütülüyor. Bir 3’üncü Dünya Savaşı var bu savaş 1998’de Sayın Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması ile başladı” diye konuştu.
Tuncel, şöyle devam etti:
“AKP-MHP Ergenekon faşist iktidarı çöktürme planından vazgeçmiş değildir. Ülkede bir tek adam rejimi var. Anayasası yok, yasadışı bir yönetim var. İktidar bu rejimin Anayasasını yapmak istiyor ve bu Anayasayı Kürtsüz, Alevisiz, kadınsız yapmak istiyor. Kürtler bu coğrafyanın en kadim halklarından birisidir. Kürtler artık kendi kültürünü, dilini özgürce yaşamak istiyor, statü istiyor. 1993’ten bu yana Sayın Öcalan ile devlet arasında görüşmeler var.
Biz Kürt sorununun diyalog ve müzakereyle çözüleceğini söylüyoruz ve bunu söylediğimiz için de bedel ödedik. Biz söylediklerimizin arkasındayız. Kürt cephesinde değişen bir şey yok. Barışı devletin insafına bırakamayız. Biz halklar, kadınlar, gençler, sosyalistler, feministler yan yana gelirsek dediğimiz gibi olur. Barışı kimin getirdiği önemli bir meseledir. Halkın süreci omuzlaması gerekiyor. Bu sürece güvenmek için kendimize güvenmeliyiz.”