Erdoğan'ın şanslı aileleri var. Nedenine dair rivayetler muhtelif olsa da o ailelerin her ferdine birden çok görev ve ballı maaş bahşediyor AKP lideri. Eski Kültür Bakanı Atilla Koç ve Koç ailesi de o şanslı ailelerden. Buyrun, baba ve kızı bakan çıkan Koç ailesinin makam ve ballı maaş serüvenine...
Atilla Koç’u hatırlamıyor olabilir çoğu okuyucu. Ama bir zamanlar adını duyduğunuzda bir fotoğraf belirirdi kafanızda. Evet, evet doğru hatırladınız, o meşhur uyuklama fotoğrafı. AKP’nin eski kültür bakanlarından Atilla Koç zaman ya da ortam fark etmeksizin dilediği yerde uyuklaması ile bilinirdi.
Ama sanmayın ki “uyanık” bir siyasetçi değil eski bakan. Aksine belki de önemli özelliği bu uyanıklığı. Öyle ki gücü ve parayı her zaman takip edebiliyor, istediği makamları, yüksek maaşlı yönetim kurulu üyeliklerini tereyağından kıl çeker gibi elde edebiliyor. Hem sadece kendisi için de değil. Maşallahı var kendisine ayrı, oğluna ayrı, kızına ayrı birden fazla yüksek maaşlı koltuklar ayarlayabilen maharetli bir baba o. İşte tam da bu nedenle bürokraside çoktan bir “Atilla Koç ve evlatları” klasiğini oluşturmuş durumda.
Hikayeye baştan başlayalım. Abdullah Gül’e yakınlığıyla bilinen Atilla Koç, Gül’ün ayıklanıp AKP’den uzaklaştırılmasından sonra nereyi ve kimi tercih edeceğini iyi bilenlerden biri oldu. Bu yolda eski dostları ve arkadaşlarından bile uzaklaştığı söyleniyor. Paranın, makamın, mevkinin, ballı maaşın, koltuğun bolca bulunduğu Erdoğan rejiminin kendisine sunabileceği imkanları gördü ve yatırımını yaptı. Bu uğurda neler yapmadı ki Atilla Koç. Saray sevmiyor diye 40 yıllık dostları ile -Fehmi Koru dahil- selamı sabahı bile kesti. Ama karşılığını da aldı. Günü gelince karşılığını alacağını bilerek adım atmak neresinden bakılırsa bakılsın “iyi yatırım.”
Sonra bu yatırım meyvelerini vermeye başladı. Bugün Koç ailesinin her bir ferdi nerede ballı bir maaş varsa orada arzı endam ediyor. Az maharet değil nerede az iş, az emekle elde edilebilecek yüksek gelir ya da ne varsa şıp diye tespit edip talip olabilmek. Tam istediklerini elde edemediklerinde de öyle köşelerine filan çekilmiyorlar. “Mukabil” bir koltuğu elde edene kadar mücadele ediyorlar. Örnek mi istiyorsunuz?
Koç ve mahdumlarının koltukları saymakla bitmez ama… Yine de kısaca aktaralım.
BABA KOÇ ENFLASYONA EZİLMEDİ
Atilla Koç yıllarca oturduğu bakanlık koltuğundan sonra 7 yıl Turkcell Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. 2020’de bu görevi bıraktı görünürde ama Turkcell’in iştiraki olan Global Tower’da Yönetim Kurulu üyesi olarak oturmaya devam ediyor. Bakan ve milletvekilli emekli maaşının yanında böyle ballı maaş, tarihin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşayan Türkiyesi’de öpüp başa konulabilecek türden. Sayın eski bakan Koç, kendisini enflasyona ezdirmeyen Saray’a ne kadar şükretse azdır.
BAKANLIK SONRASI 3 KOLTUK BİRDEN
Baba bu yolda yürür de kızı durur mu? Zehra Zümrüt Selçuk bir dönem Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak da Saray’dan görev aldı. Bakanlık bitince da 2021’de KARDEMİR’e Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Ama bununla bitmedi tabi ki. KARDEMİR’e bağlı Çelik Yapı İmalat Şirketi KARÇEL’e de yönetim kurulu üyesi oldu. Tabii bu da yetmedi, geçtiğimiz martta İslam Ülkeleri Ekonomik ve Sosyal Eğitim ve Araştırma Merkezi Direktörü oldu. Zehra Hanım şimdi 3 koltuktan maaş alıyor. Tabii bunlar bildiklerimiz.
Bir de Zehra Zümrüt Selçuk hakkında kamuoyuna yansımayan şeyler var. Ankara’da dedikodu bitmez. Şimdi biraz bu “bilinmeyenler”i anlatalım: Meğer Zehra Hanım tekrar bakanlık koltuğuna oturamayınca, AKP elitlerinin, eski milletvekillerinin ödüllendirildiği “büyükelçilik” görevine talip olmuş. Hem de “en az iş en yüksek maaş” kadrosu olarak bilinen ve çok rağbet gören Japonya Büyükelçiliği’ni istemiş.
NEDEN ISRARLA JAPONYA BÜYÜKELÇİLİĞİNİ İSTEDİ?
Rivayet o ki babasının da devreye girmesiyle Zehra hanımın ismi tam bu görev için düşünülecekken, pat diye Bodrum’daki “adacık” meselesi patlayıvermiş. Nedir bu olay peki? Zehra hanım Bodrum’a çok yakın küçük bir adacığa deyim yerindeyse “çökmüş.” Bağlantılarını kullanarak adacığı alınca ve bu olay Saray’ın “derin kulağına” ulaşınca, Japonya hayali de suya düşmüş. Çıkacak rezaletten çekinmişler belki de.
Ama Saray hiç boş bırakır mı? Zehra Hanımı yüksek maaştan eden bu hamle sonrası gönlünü almak için başka bir formül devreye girmiş. 2021 yılında 50 bin TL maaşla (iki yılda enflasyon miktarını da düşünerek maaşının bunun en az iki katına çıktığını tahmin etmek zor değil) KARDEMİR A.Ş yönetim kurulu üyeliğine böyle atanmış. Bu ballı maaş da yetmeyince, pardon KARDEMİR’e yaptığı büyük katkılar nedeniyle bağlı şirketi KARÇEL’e de yönetim kurulu üyesi yapılmış. Yani Zehra hanım küçük bir “adacık” için Japonya Büyükelçiliği’nden olurken, üç ballı maaşlı koltuğa birden oturmuş.
ABLASIYLA YARIŞTA, GÖZÜ BAKANLIKTA
Gelelim 3 numaralı Koç’a. Yakın zamanda Saray’dan Turkcell’in genel müdürlük koltuğun transfer olan oğul Taha Koç. Yine Ankara dedikodularına göre o da çocukluğundan beri hayalini kuruyormuş. Hatta Turkcell’e genel müdür değil de, babası ve ablası gibi bakan olmak için epeyce hazırlık da yapmış. Ama Saray onu çok istediği Teknoloji Bakanlığına layık görmemiş. Ama yine de yıllardır kendisinden sadece 1 yaş büyük ablasıyla giriştiği “önce kim bakan olacak” kavgasını kaybeden küçük kardeşin bakanlık hevesi bitmemiş. Zira, babası Atilla Koç her koltuğu elde etmede oldukça usta.
Peki bir süre önce babasının yönetim kurulu üyesi olduğu Turkcell’in Genel Müdürlüğü’ne atanan Taha Koç nerede görev yapıyordu? Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığında. Taha Koç, aynı zamanda 2018’den bu yana Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV yönetim kurulu üyesei. Yani Taha Koç da üç koltuğa birden oturarak ablasından geri kalmıyor.
Bliyoruz ki Erdoğan’ın hep koruyup kolladığı -nedeni konusunda tevatür çok ama gerçek neden şimdilik meçhul- şanslı aileler var. Koç ailesi, kamu kurumlarında elde ettikleri ballı koltuklarla Erdoğan’ın kayırdığı o “şanslı” ailelerden biri. Tıpkı Sayan’lar, Varank’lar gibi…
“Atilla Koç ve çocukları” bahsinde henüz kamuoyuna ayan olmayan bir mesele var. Acaba Atilla Koç, ailenin diğer fertleri için de devletten ballı maaşlar ayarladı da biz mi bilmiyoruz. Yoksa onlar bu imkanlarda mahrum mı bırakıldı? Ama hemen kötümser olmayın, kim bilir belki onlara da ayarlanmıştır bir şeyler…
Nasıldı o slogan? Turkcell’le bağlan hayata, pardon maaşlara…