Türkiye, Avrupa Birliği üyeleri ve bölgesel ülkelerinin karşı çıkmasına rağmen Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerini sürdürüyor. Dış politikada büyük bir krize dönüşen bu faaliyet ile ilgili Ankara yine bir girişimde daha bulundu.
Türkiye, ikiye bölünen Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile bir anlaşma imzaladı. Ankara, Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla, güvenlik ve askeri işbirliğinin genişletilmesine yönelik olan bu anlaşmaları onay için Birleşmiş Milletler’e gönderdi.
Reuters bu iddiayı adını açıklamadığı bir Türk diplomata dayandırdı.
Türkiye, Yunanistan’ın karşı çıktığı anlaşmaların uluslararası hukukla uyumlu ve Türkiye’nin haklarını savunmaya yönelik olduğunu öne sürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlaşmalarla birlikte Libya ve Türkiye’nin bölgede ortak doğal kaynak arama faaliyetlerine girişeceğini söylemişti.
Yunanistan, anlaşmaya tepki olarak Libya Büyükelçisi’ni ülkeden gönderme kararı almıştı. Türkiye, anlaşmaları onay için Birleşmiş Milletler’e gönderirken Yunanistan söz konusu durumun uluslararası hukuk ve ülkelerarası anlaşmalara aykırılık teşkil ettiğini savunuyor.
Yunanistan AB’den anlaşmayı reddetmesini istiyor. Dün Reuters’da yer alan bir iddiaya göre AB yakın zamanda Türkiye’nin Libya ile imzaladığı anlaşmayı uluslararası hukuka aykırı sayacak.
BM’YE GÖRE SADECE SUDAN VE ÇAD’DAN GELEN SİLAHLI GRUPLAR VAR
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kaleme alınan bir rapor, Sudan ve Çad’dan gelen silahlı grupların Libya’daki çatışmaların aktif bir şekilde içinde olduğunu ortaya koydu.
BM, Sudan’dan beş, Çad’dan ise dört silahlı gruba bağlı binlerce militanın iç savaşta çatışmalara katıldığını duyurdu.
Basında çıkan haberlerin aksine raporda, Rusya’dan gelen paralı askerlerin bu ülkede iç savaşa katıldığına ilişkin bir bilgiye ise yer verilmedi.
Moskova yönetimi, son olarak paralı Rus askerlerin Hafter’e bağlı birliklerin yanında yer aldığı yolundaki haberleri yalanlamıştı.
Euronews’in aktardığı 376 sayfalık BM raporunda, Libya’daki iç savaşta iki tarafın da ABD, Rus ve Çin malı silahları kullanıldığı belirtildi ancak silahların bu ülkelerden doğrudan gönderildiğine dair kanıtların olmadığı bildirildi. BM raporunda, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Hafter’in güçlerine düzenli destek verdiği Türkiye’nin ise Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne arka çıktığı kaydedildi.