Tutuklu beşiz annesi Nurcan Arslan, yüzde 80 işitme engelli oğlu başta olmak üzere tüm çocuklarının mağdur olmaması için HEDEP'li Gergerlioğlu'na mektup yazdı. Arslan'ın mektubunu merhum gazeteci Mehmet Ali Birand'ın eşi Cemre Birand seslendirdi.
İki ay önce Edirne’de gözaltına alınan ve halen Edirne L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan ev hanımı Nurcan Arslan, HEDEP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na mektup yazdı. Arslan, mektubunda “Verilebilecek birçok tedbir kararı varken kesilen cezanın benden çok çocuklarımı etkilenmesini istemiyorum. Adaletin kapımı çalmasını bekliyorum.” dedi.
Yüzde 80 işitme engelli oğlu başta olmak üzere tüm çocuklarının mağdur olmaması için mektup yazdığını belirten Arslan, “Bu mektubu sizin huzurunuzda tüm insanların vicdanlarına bırakıyorum.” ifadelerini kullandı.
Bugün #DünyaÇocukHaklarıGünü 5'i beşiz, 6 çocuğun anne, babası hapiste!
Çocukların zor durumunu, çektiklerini anne Nurcan ARSLAN bana bir mektup ile yazdı,@Cemrebirand1 okudu.
Çocuk hakları gününde zindanlarda bebekler var,ana babasından ayrı binlerce çocuk var!@yilmaztunc pic.twitter.com/0at5XzL0es
— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) November 20, 2023
Dosyaları Yargıtay’da bulunan Arslan çifti, Türkiye’de beşiz çocuk sahibi 5 aileden biri olarak biliniyor. Beşizler dünyaya geldiğinde ulusal medyada da haber olan Arslan ailesinin şu anda 7 yaşında olan Arif, Ahmet, Meryem, Yusuf ve Selahattin isimli beşizleri ve Vildan isimli 13 yaşında bir kızı bulunuyor.
Nurcan Arslan’ın Gergerlioğlu’na gönderdiği mektubu, son yıllarda cezaevindeki hastaların, bebeklerin sesi olan merhum gazeteci Mehmet Ali Birand’ın eşi Cemre Birand okuyarak videoya dönüştürüldü. Gergerlioğlu’nun sosyal medya hesabından paylaştığı işte o mektup:
“ÇOCUKLARIMIZDAN BİNLERCE KİLOMETRE UZAKTAYIZ”
“Sayın vekilim bu mektubu cezaevinde tutuklu olan bir insan olarak değil de 6 çocuğundan ayrı kalan suçsuz ve çaresiz bir anne olarak yazıyorum. Ben Nurcan Arslan. 6 çocuğa sahibim. Biri 12 yaşında, diğerleri ise 7 yaşında. Beşiz çocuklarımdan biri ağır engelli raporuna sahip. Altı çocuğumun hem annesi olarak ben hem de eşim Abdülkadir Arslan çocuklarımızdan binlerce kilometre uzakta Edirne L Tipi Cezaevinde tutuklu bulunmaktayız.
“ÇOCUKLARIM DERİN YARALAR ALIYORLAR”
6 Şubat depremine çocuklarımla Malatya’da yakalandık. O anı kelimelere dökmek dahi beni deprem anına götürüyor. Çocuklarım halen depremin travmasından kurtulamamışken şimdi de anne ve babalarından ayrı bırakılarak daha derin yaralar alıyorlar.
Çocuklarımın yaşları çok küçük. Bu korku ve endişeleri atlatmakta maalesef çok zorlanıyorlar. Ben depremden aylar geçmesine rağmen cezaevinde sarsıntı oluyormuş hissine kapılıp uyandığımda acaba çocuklarım da aynı korku ve endişeyle uyanıyorlar mı diye düşünüyorum. Çocuklarımda depremden sonra arda kalan tek uyuyamama, tek tuvalete gidememe, sıçrayarak uyanma gibi korku belirtileri karşısında yanında olamadığım her bir çocuğum için ayrı ayrı hüzün yaşıyorum.
“BEŞİZLERDEN BİRİ AĞIR ENGELLİDİR”
Belirttiğim gibi beşizlerden biri ağır engellidir. Yüzde 80 işitme engellisi olan çocuğumun hidrosefali, beyinde su toplaması durumu mevcuttur. Ağır engelli raporu olan bu çocuğumun ebeveyn takibi ile düzenli doktor kontrollerinin yapılması gerekiyor.
Beşiz çocuklarımın hepsi gözlük kullanmaktadırlar ve küçük oldukları için bu kontrollerin takibini yapmakta zorlanmaktadırlar. Çocuklarım şu an dayının yanında olsalar da sayıca fazla oldukları için ebeveyn bakımına muhtaçtırlar.
“ANNE NEDEN BURADA KALIYORSUNUZ”
Sayın vekilim, tutuklandıktan sonra çocuklarımın okulu, kilometrelerce uzaklık, o kadar çocuğun yolsa perişan olması nedeniyle yavrularımla sadece 1 defa görüşebildim.
Yanıma geldiklerinde, geldikleri yerin nasıl bir yer olduğunu bilemedikleri için sürekli “Anne, babam ve sen neden bizi bırakıp burada kalıyorsunuz? Anne, bizi özlemiyor musun. Bizi neden yanına almıyorsun” gibi sorular sordular. Çaresiz bir anne olarak hiçbir soruya cevap veremedim. Çocuklarımın soruları karşısında gözyaşlarıma hakim olamadım. Geldikleri andan gittikleri süreye kadar onların ağlamalarına merhem olamadım.
“ÇARESİZLİĞİ KATBEKAT YAŞIYORUM”
Çocuklarımla şimdiye kadar her hafta sadece 10 dakika telefon görüşmesi yapabilmekteyim. Kişi başı 2 dakika bile görüşemediğim için ne durumda olduğunu kavrayamıyorum. Beşiz çocuklarımı büyütürken çok sıkıntılar, zorluklar çektik, uykusuz gecelerde sürekli bir hastane tempomuz vardı. Fakat onlarla beraber olmak, onları koruyan, ilgilenen bir anne babaları vardı. Yaşadığım zor günlerde dahi böyle çaresiz hissetmemişken şimdi kat be kat yaşıyorum çaresizliği.
İlk defa çocuklarımdan bu kadar ayrı kaldım. Çocuklarımın bana ihtiyacı var. Onlar bakıma, ilgiye aile ortamında büyümeye ihtiyaçları olan suçsuz çocuklarımdır.
“BİRÇOK TEDBİR KARARI VARKEN EN AĞIR CEZA KESİLDİ”
Sayın vekilim adaletin kapımı çalmasını bekliyorum. Verilebilecek birçok tedbir kararı varken kesilen cezanın benden çok çocuklarımı etkilenmesini istemiyorum. Ağır engelli çocuğum başta olmak üzere tüm çocuklarımın mağdur olmaması için de bu mektubu sizin huzurunuzda tüm insanların vicdanlarına bırakıyorum. Saygılarımla…”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
AİHM’E GÖRE HİÇBİRİ SUÇ DEĞİL
29 Eylül 2023’ten bu yana Edirne’de tutuklu olan Nurcan Arslan’a Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 26 Eylül’de açıkladığı Yalçınkaya kararına göre suç olmayan; 2014-2016 yılları arasında KHK ile kapatılan bir dershanesinde çalışmak, Bank Asya’da hesabı olmak, Bylock gibi nedenlerle 6 yıl 3 ay hapis cezası verildiği öğrenildi.
Hatay Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünden mezun olan eşi Abdülkadir Arslan’a ise üniversitede okurken öğrenci evinde kalmak, FEM dershanesinde çalışmak, Bank Asya’ya para yatırmak gibi nedenlerle 9 yıl hapis cezası verildiği belirtildi.