Yargı paketinde muhaliflere ‘casusluk’ sopası: ‘Dehşete kapılıyorum…’

Yeni yargı paketinde "casusluk" suçunun kapsamı genişletiliyor ve "etki ajanlığı" suçlaması getiriliyor. Hukukçular ise bu düzenlemeden endişeli...

KRONOS 09 Mayıs 2024 GÜNDEM

Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org

Türkiye, yerel seçim sonrası siyasette yumuşuma dönemini konuşurken, hükümetin hazırladığı yeni yargı paketinde casusluk suçunun kapsamı genişletiliyor. “Etki ajanlığı” suçlamasının casusluk kapsamına alınacağı paketin muhaliflere yönelik yeni bir sopa olacağı ifade ediliyor. Hukukçular ise endişeli.

Kısa Dalga’ya konuşan hukukçulardan avukat Turgut Kazan, yeni yargı paketindeki düzenleme için “Bir hukukçu olarak dehşete kapılıyorum” dedi.

İstanbul Barosu’nun eski Başkanı Avukat Turgut Kazan, “Türkiye aleyhine propaganda yürütme eylemi diye bir eylem var. Aleyhine ne demek? Nasıl tanımlanacak? Nasıl aleyhine sayılacak? Kiminki aleyhine sayılacak? Bunların hepsi soru işareti. Buna bir de etki ajanı denilecek. Yani bir çeşit Türkiye aleyhine propaganda yürüten kişi olacak ve onun da tanımı etki ajanı yani casus olacak. Bir de ‘kara propaganda yapanlar.’ -ne demekse- kara propaganda etki ajanı sayılacak. Ülkenin ekonomik, toplumsal ve kamu düzenini bozanlar da aynı kapsama alınacak. Böyle okuduğunuzda felaket bir düzenleme. Bu düzenleme sözü edilen gibiyse bir gazeteci, bir düşünen insan, bir entelektüel yahut da bir yurtsever… Yani insanların çektiği acıya karşı eleştiri hakkını kullanan her kimse onların hepsini susturabilme arayışıdır” ifadelerini kullandı.

Her haberin bu nitelikte değerlendirilebileceğine dikkat çeken Kazan, “Örneğin, ‘pazarda atıkları toplayanlar var’ demek işte kara propagandadır. ‘insanlar, emekliler geçinemiyor’ demek kara propagandadır. Bu kapsamda bile yaptığınız eleştiriler tam bir kara propaganda. Buradan bakarsanız etki ajanı da sayılacaksınız. Her eleştiri kimden gelirse gelsin bu kapsamda anılacak ve yargılanacaksınız” diye konuştu.

ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU: ENGELLENMEK İSTENEN ARAŞTIRMACI GAZETECİLİK

Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin (YARSAV) kurucu başkanı olan Ömer Faruk Eminağaoğlu da düzenlemenin basın özgürlüğünü hedef aldığını belirtti. Eminağaoğlu, “Bu konuya ilişkin suçlar TCK’da 326-339 arasında oldukça ayrıntılı biçimde zaten düzenleniyor. Bu bölümdeki düzenleme nedeniyle de bir boşluk ve boşluktan hareketle bir cezasızlık ortaya çıkmış değil. Dezenformasyon Yasası’ndan sonra şimdi de bu yolla kapsam genişletilerek basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı önünde yeni bir engel yaratılıyor. Burada yapılmak ve engellenmek istenen araştırmacı gazeteciliktir” dedi.

İDRİS ŞAHİN: OTORİTERLEŞME EĞİLİMİNİ ZİRVEYE TAŞIR

DEVA Partisi Sözcüsü ve eski Meclis Anayasa Komisyonu Başkanvekili olan İdris Şahin de “Yeni Şafak haberinden yola çıkacak olursak; bu adım iktidarın 2017’den bu yana otoriterleşme eğiliminin zirveye taşındığının bir göstergesi olur” değerlendirmesini yaptı.

Şahin şunları söyledi:

“Eğer bir yargı paketinde demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, insan haklarından bahsedilmeyip vatandaşın tamamının beklediği çözüm önerileri konuşulmuyor ve Türkiye’de casusluk suçları ve devlet suçlarına ilişkin bir alan genişletmesinden bahsediliyorsa, bu önümüzdeki sürecin çok daha çetin geçeceğinin bir şekliyle göstergesidir.

Bunlar devleti korumaya matuf, devleti korumaya yönelik atılan adımlar bir korku ikliminin sonucunda ortaya konulmuş yasal düzenlemelerdir.

Bilin ki bu çalışmalara yasal kılıf aranıyor anlamına gelir. Yoksa demokrasi arzusu olan, hukukun üstünlüğü arzusu olan, şeffaflık arzusu olan insanların devlet suçlarına ve bir kısım casusluk suçlarına ilişkin netlik ifade etmeyen, tipikliğe uygun tanım içermeyen söylemlerle düzenleme yapmış olması başka türlü izah edilemez.”

SALİM ŞEN: MUHALİFLER ÜZERİNDE SOPA OLARAK KULLANILACAK

Eski askeri hakim, avukat Salim Şen de, düzenlemenin muhalifler üzerinde sopa olarak kullanılacağına işaret etti.

Şen, “Toplumda toplumsal düzeni, ekonomiyi, toplumsal ilişkileri veya iktidar aleyhine kamuoyunu etkilemeye, yönlendirmeye çalışan kişi ve faaliyetleri bu etki ajanı kapsamına sokmaya çalıştıkları görülüyor. Bu tabii ki muhalefeti, muhalefet basını ya da muhalif her bireyi çok rahat bir şekilde bunun kapsamı içine sokabilecekleri bir düzenleme” ifadelerini kullandı.

Şen şöyle devam etti:

“Devlet güvenliğine karşı suçlar bölümüne baktığınızda orada yeterince hükümler var. Devletin güvenliği, iç-dış siyasal yararına aykırı eylemler açısından. Dolayısıyla etki ajanı tanımını kapsayıcı bağlamından koparıp, genelleştirerek tüm muhalif ve muhalifleri ve muhalif basını özellikle bu kapsama alarak bir cezalandırma düşüncesi taşıyor olabilirler. Böyle bir düzenleme ceza kanunu açısından oldukça sıkıntılı çünkü çerçevesi belli değil. Soyut, genel, bu etki ajanlığı olayı çok kasti bir suçtur. O kastı ortaya koyabilmek çok çok zor. Yani bu yönlerde ben sakıncalı olduğunu düşünüyorum.”

ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com