AİHM’in Yalçınkaya kararı sonrası yüksek yargıda hava değişiyor mu? 

Yargıtay'da çok tartışmalı bir dairede görev yapan bir üye, görüştüğüm bir hukukçuya, "Her sabah bu işin ızdırabını çekiyorum. Suçsuz insanları, kadınları tutukluyoruz, bomboş dosyaları onaylıyoruz diye muhakeme yapıyorum. Bunu bizim başımıza hükümet bela etti." demiş.

SEVİNÇ ÖZARSLAN 13 Temmuz 2024 HABER ANALİZ

AİHM’in ihlal kararları sonrası KHK’lılardan sürekli şöyle şikayetler alıyorum. “İhraç öğretmen Yüksel Yalçınkaya hakkında hak ihlali kararı verdi de ne oldu? Hiçbir işe yaramadı. Hala tutuklananlar var. Hiçbir şey normale dönmedi… vs.”

Bu şikayet ve eleştiriler kısmen doğru. Ama kısmen. Çünkü AKP rejimi bu karara uyacağını açıklamasa da mahkemeler üzerinde ciddi ve olumlu etkileri oldu. Hatta Yargıtay’daki dosyalarda bile…

Edindiğim bilgilere göre, ekim ayından bu yana (Yalçınkaya kararı 26 Eylül 2023’te açıklandı) pek çok ceza kararı Yargıtay tarafından ya bozuldu ya da onanmadı. ‘İnceleme’de bekleyen dosya sayısı da az değil. ‘Bekliyor da ne oluyor’ diyenler olabilir ama binlerce insan için bu bekleme de bir can suyu.

Evet, dosyaların incelemeleri uzatıyorlar, onamaları da geciktiriliyor. Çünkü Yalçınkaya kararı çok güçlü. AİHM verilen cezanın, Türkiye’nin de imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne tamamen aykırı bir hukuk garabeti olduğunu ortaya koydu.

Yeri gelmişken not düşelim; Yalçınkaya’yı mahkum eden mahkeme Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi…

KHK davalarını yakından takip eden avukatlar ve hukukçuların aktardığına göre, AİHM kararından bu yana Yargıtay’da, Anayasa Mahkemesi’nde ve en az 6 yıl 3 ay cezayı dayayıp birçok insanı mahkum eden yerel mahkemelerde ciddi bir tedirginlik sözkonusu. Panikledikleri bile söylenebilir.

Samimiyetini bilemeyiz tabii ki ama Yargıtay’da çok tartışmalı bir dairede görev yapan bir üye, görüştüğüm bir hukukçuya, “Her sabah bu işin ızdırabını çekiyorum. Suçsuz insanları, kadınları tutukluyoruz, bomboş dosyaları onaylıyoruz diye muhakeme yapıyorum. Bunu bizim başımıza hükümet bela etti.” demiş. Bu günah çıkarmaları sağda solda rahatça ve açıkça ifade ediyorlar aslında.

Gizledikleri, gizlemek istedikleri bir konu da değil.

Konuştuğum hukukçu, “Ekim ayından beri sadece 1 dosyamız onandı. Bizim dosyalarımızda bozma oranı nereden baksanız yüzde 98,5. Eskiden onanır dediğimiz dosyaların büyük çoğunluğu artık onanmıyor, bozluyor. Özellikle aralıktan beri.” dedi havanın nasıl değiştiğini anlatırken.

Hatta çok ilginç başka bir şey daha duydum, AİHM kararının yargıdaki etkilerine dair.

MİT’in teknik istihbarat uzmanları, ByLock verilerini nasıl elde ettiklerine, veri tabanında kimlerin isimlerinin bulunduğuna dair Yargıtay 3. Dairesi’nde bir sunum yapmışlar.

Hatırlayın Genelkurmay’ın yargı mensuplarına verdiği brifingleri. 28 Şubat döneminde.

Ülkede neler oluyor görüyor musunuz? Eskiden askerdi şimdi MİT, Yargıtay’a sunum yapıyor.

AİHM kararı sonrası Bylock konusundaki sıkışmışlığı aşmak için formül arıyor yargı.

Hatta veri tabanı ‘sanık müdafilerine’ verilirse nasıl sonuçlar doğur’ diye tartışmışlar. ‘Veri tabanını açarsak listede adı olan AK Partili arkadaşlar yanar mı? Vermezsek ‘FETÖ’cüler’ beraat edebilir. Ne yapalım?’ diye fikir alışverişi yapmışlar.

Toplantıdan çıkan sonuç; ‘Veri tabanı vermeyelim, verirsek infial olur’ yönünde.

Ama AİHM ısrarla, Türkiye’ye ‘Siz bu verileri nasıl elde ettiniz, neye göre insanları mahkum ettiniz’ diye sordu ve son bir yıl içinde 3 bin dosyayla ilgili açıklama istedi.

Dediğim gibi bazı hakim ve savcılar zor günler geçiriyormuş bu yüzden. Yaptıkları hukuksuzluğun farkındalar ve dosyalara artık biraz da Yalçınkaya kararı perspektifinde bakıyorlar. Doğru olan da bu. Hukuktan kaçış yok.

Diyeceksiniz ki, madem yumuşama var, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın birkaç günde bir sosyal medya hesabından şov yaparcasına paylaştığı toplu gözaltılar ne?

Tek bir kişinin ile haksız yere soruşturma geçirmesi hele gözaltına alınması ve tutuklanması kabul edilemez. Hesabı da sorulur hukuk geri geldiğinde. Ama Yerlikaya’nın şovlarını da korku ve paniğin eseri olarak görmek gerek. Baksanıza eski bakan ve ekibi her gün altını oyuyor.

Yerlikaya da en zahmetsiz, risksiz suçu işliyor. Kadınları, öğrencileri gözaltına aldırıyor.

Edindiğim bilgilere göre bu rejimin mahkemeleri bile ciddiye almıyor gözaltı gerekçelerini.

Yargıdaki hava biraz daha değişirse gözaltına aldırdığı ile kalır Bakan Yerlikaya.

Ama onun da hesabını verir.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com