‘DEM Parti’nin muhatap olarak görülmesi iyi bir başlangıç ama önemli bir mesele daha var…’

Artı Gerçek yazarı Ali Topuz: "DEM Parti’nin meşru ve makbul muhatap olarak görülmesi iyi başlangıç, ama sadece başlangıç. Hemen yanı başında duran bir önemli mesele daha var: Parlamenter düzlemde politika yapan sayısız HDP’li siyasetçi hala hapiste, en ünlüsü Demirtaş ve Yüksekdağ."

KRONOS 09 Ekim 2024 GÜNDEM

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşması ve “Türkiye partisi olmaları gerek” şeklindeki çıkışı tartışılıyor. Artı Gerçek yazarı Ali Duran Topuz, “DEM Parti’nin meşru ve makbul muhatap olarak görülmesi iyi başlangıç, ama sadece başlangıç. Hemen yanı başında duran bir önemli mesele daha var” dedi ve başta HDP’nin eski eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere cezaevinde bulunan binlerce siyasetçiye dikkat çekti.

Topuz, “Hemen beraberinde, 30 yıldır hapiste tutulan ve türlü çeşit dümen-düzenle tahliyeleri engellenen birçok kişi var. Beraberinde hasta mahpuslar var. Kürt meselesi ile ilgili görünmüyorsa bile Can Atalay ve Gezi mahkumlarını da eklemek gerekir, çünkü o meselede geliştirilen yöntemlerin aynısıyla hapiste tutuluyor onlar da. Samimiyet varsa hukuk uygulamaya başlanır” ifadelerini kullandı.

Ali Topuz’un yazısı şöyle:

“Şimdi dönelim bir önceki soruya: Bütün bunlar gerçekten bir tür yeni çözüm sürecinin başlangıcı mı? Eğer öyle ise DEM’lilerin davet edildiği samimiyet testine Bahçeli’nin de girmesi gerekir, daha doğrusu ortağı olduğu iktidar blokunun. Sözün samimiyetini ölçecek olan eylemdir. Dümen-düzen yokluğunu kanıtlayacak olan da eylemdir. 2002 yazındaki “samimiyet” kendisini anayasa değişikliği-açılımı olarak ortaya koymuştu mesela. DEM Parti’nin meşru ve makbul muhatap olarak görülmesi iyi başlangıç, ama sadece başlangıç. Hemen yanı başında duran bir önemli mesele daha var: Parlamenter düzlemde politika yapan sayısız HDP’li siyasetçi hala hapiste, en ünlüsü Demirtaş ve Yüksekdağ. Hemen beraberinde, 30 yıldır hapiste tutulan ve türlü çeşit dümen-düzenle tahliyeleri engellenen birçok kişi var. Beraberinde hasta mahpuslar var.

Cezaevleri tıklım tıklım doluyken, türlü çeşit dümen-düzenle her hafta birçok kişi daha oraya yollanıyor, mesela “terör finansmanı” denilerek, cezaevindeki yoksul mahpuslara para yollayanlara dört-beş yıllık cezalar veriliyor. Üstelik bunların hepsi mevcut yürürlükteki hukuka aykırı biçimde yapılıyor. “Kürt meselesi” ile ilgili görünmüyorsa bile Can Atalay ve Gezi mahkumlarını da eklemek gerekir, çünkü o meselede geliştirilen yöntemlerin aynısıyla hapiste tutuluyor onlar da. Samimiyet varsa “hukuk uygulamaya” başlanır.

Hukuku uygulamaya başlamak derken çok önemli bir başlık daha var: Ceza İnfaz Kanunu uygulaması. İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan çok uzun bir süredir infaz hükümlerine aykırı biçimde kimseyle görüştürülmüyor. Buna dikkat çeken bir gazeteci daha geçen yıl bir süre hapiste tutuldu, sadece “Kanun niye uygulanmıyor” diye sorduğu için.

Bahçeli bu teste girecek mi? Dediklerinde samimiyse, samimiyet testi basit ve açık biçimde ortada duruyor.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com