Karar yazarı Akif Beki, "Sembolizme önem verirdi Bahçeli. Tarihimizde 150'likler diye bir liste var. Kurtuluş Savaşı sonrasında sürgüne gönderilen siyasetçi, bürokrat ve gazetecilerden oluşuyor. Sayıyı tutturarak meşhur 150'likleri de çağrıştırabilirlerdi. Nasıl atladılar?"
MHP’nin öldürülen Sinan Ateş davasına sunduğu ve “bu isimlerden şikayetçiyiz” diyerek hedef gösterdiği gazeteciler, siyasetçiler, hukukçular ve akademisyenlerden oluşan 154 kişilik liste siyasetin gündeminde. MHP lideri Devlet Bahçeli dün yaptığı sürpriz basın toplantısında 154 kişilik listeye işaret etti ve “Günü gelince harekete geçilecek, hesaplaşacağız” dedi.
Bahçeli’nin “hesaplaşacağız” tehdidine tepkiler büyürken, Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Karar yazarı Akif Beki, kendisinin de 154 kişi arasında olduğunu söyledi.
Beki, tarihte 150’liler diye bir liste olduğunu, bunun Kurtuluş Savaşı sonrasında sürgüne gönderilen siyasetçi, bürokrat ve gazetecilerden oluştuğunu hatırlattı.
“Sembolizme önem verirdi Bahçeli” diyen Beki, “Sayıyı tutturarak meşhur 150’likleri de çağrıştırabilirlerdi. Oysa fişlediklerine bölücü, FETÖ’cü yakıştırmalarıyla kalmışlar. Nasıl atladılar? Yoksa 4 kişi eksiltmeye kıyamadılar mı?” sorularını yönelterek Bahçeli’yi tiye aldı.
Akif Beki’nin yazısı şöyle:
“Sinan Ateş cinayeti tüm bağlantılarıyla aydınlatılsın, diyorsunuz…
MHP, bunu kendisine karşı düşmanca bir eylem, bir saldırı sayıyor.
Polisin ortaya çıkardığı bağlantıları, savcılığın hazırladığı iddianameyle Emniyet kayıtlarından yazıyor, örtbas edilmesin diye de konuşuyorsunuz…
MHP, bunu kendisine yönelik bir iftira olarak alıyor ve sizi, MHP’yi bulaştırmakla suçluyor.
Oysa sadece Ankara’da, gün ortasında işlenmiş bir siyasi cinayetin üstü kapatılmasın istiyorsunuz. Hepsi bu.
Böyle siyasetçi, akademisyen ve gazetecilerden 154 isim belirlemişler. Ben de varım aralarında.
Ya mahkemede konuşun ya susun, mesajı. Başka ne anlayalım şimdi biz?
İzler karartılırsa karartılsın, cinayet örtbas edilirse edilsin, azmettiricilerin yanına kalırsa kalsın, adalet yerini bulmazsa da bulmasın; bize ne mi!
Sonucu sorgulamayalım mı!
Adaleti kovalamak, cezasızlığa karşı çıkmak bize kalmamış mı!
‘GÖZDAĞI DEĞİLSE NE?’
Bahçeli, dosyadaki isimlerin ‘bizi hedef gösteriyorlar’ diye yakınmasına da kızıyor.
Şöyle:
‘Günü geldiğinde bu dosya eyleme de geçecektir. Eylem, hukuki nitelikli olacaktır. Bizi hedef gösteriyorlar saçmalığından da korkaklığından da kendilerini kurtarsınlar. Onlarla muhatap olmayı dahi kabul etmeyiz ama hukuk zemininde mutlaka hesaplaşacağız.”
Gözdağı değilse ne?
Onu da geçin, sembolizme önem verirdi Bahçeli…
Tarihimizde 150’likler diye bir liste var. Kurtuluş Savaşı sonrasında sürgüne gönderilen siyasetçi, bürokrat ve gazetecilerden oluşuyor. Sayıyı tutturarak meşhur 150’likleri de çağrıştırabilirlerdi.
Oysa fişlediklerine bölücü, FETÖ’cü yakıştırmalarıyla kalmışlar. Nasıl atladılar? Yoksa 4 kişi eksiltmeye kıyamadılar mı?”
