Fehim Taştekin: Trump sandığı garantiledi, artık ‘dünyayı ne bekliyor’ sorusuna geçme zamanı

Gazeteci Fehim Taştekin: "Trump açısından sandık artık garantide sayılır. Akli ve fiziki melekeleri gel-git olan Biden’ın şansı zaten çukurdaydı. Artık 'Dünyayı ne bekliyor' sorusuna geçme zamanı..."

KRONOS 15 Temmuz 2024 GÜNDEM

ABD başkan adayı Donald Trump’ın silahlı saldırıya uğraması dünyanın gündemine oturdu. Uzmanlar, bu olay sonrası Donald Trump’ın ABD başkanlığını garantilediği görüşünde. Gazeteci Fehim Taştekin de “Trump açısından sandık artık garantide sayılır. Akli ve fiziki melekeleri gel-git olan Biden’ın şansı zaten çukurdaydı. Trump’a yarayan kurşun, Biden üzerinde adaylıktan çekilmesi yönündeki Demokrat baskıyı dayanılmaz noktaya getirebilir” dedi.

“Artık ‘Dünyayı ne bekliyor’ sorusuna geçme zamanı” diyen Taştekin, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “küresel istikrara gölge düşmemesi için failler ve azmettiricilerin en kısa sürede adaletin huzuruna çıkarılması” temennisinde bulundu. Meseleyi diğer dünya liderlerinden farklı bir yerden tuttu. 11 Eylül saldırılarından sonra ‘Büyük Ortadoğu’yu çökertme stratejisinin nasıl devreye sokulduğunu hatırlatmaya gerek yok. Afganistan gitti, ardından Irak ve devamında Suriye…

Erdoğan bu stratejinin en hevesli ortağıydı. Nereden nereye! ABD küresel istikrarsızlığın garantörü, istikrarın değil. Sürekli savaş çıkaran, ‘insani müdahale’ adı altında askeri müdahalelerde bulunan, darbeler planlayıp finanse eden, içişlerine karışan, yaptırımlarla hasım ülkeleri felç eden küresel bir güç. Dümende bir Cumhuriyetçi ya da bir Demokrat olması fark etmeksizin bu gücün dünyanın geri kalanına vaat ettiği şey ne istikrar ne de barış. Biri ABD’nin askeri-ticari-siyasi şiddetini ‘demokratik değerler’ ve ‘insani sorumluluk’ gibi yalanlara beziyor. Diğeri bu şiddeti ‘ulusal çıkarlar’ için gösteriyor. İkincisi daha çıplak” ifadelerini kullandı.

Trump’ın önceliğinin Ukrayna değil Çin olduğunu belirten Taştekin, “Pekin’le ilişkilerde dert ettiği şey Çin’in Tayvan’a saldırıp saldırmayacağı değil Çin’e bağımlılığı düşürmek. “Çin, Tayvan’a saldırırsa bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok” demişti. Kendi döneminde yüzde 25’e yükselttiği gümrük duvarlarını yüzde 60’a çıkarmayı vaat ediyor” yorumunda bulundu.

Taştekin, Gazete Duvar’daki yazısına şöyle devam etti:

“Trump lobi çarklarıyla örülü Amerikan kurulu düzeninin dışından biri olarak görülüyor. Çıkar gruplarıyla ‘minnet’ bağı daha zayıf. Bu yanıyla sistem için de öngörülemezlikler barındırıyor. Ukrayna’da daha özerk davranma şansı var. Filistin-İsrail konusunda da Yahudi ve Hıristiyan Siyonist lobiden hissettiği baskı Biden’a göre daha az.

Fakat İsrail konusundaki asıl baskı aile içinden geliyor. Trump’ın Orta Doğu siyaseti Yahudi asıllı damadı Jared Kushner’in elinden çıkmaydı. Kushner’e göre iki devletli çözüm olağanüstü kötü bir fikir. Kushner’in Gazze’ye bakışı da yakın dostu Benyamin Netanyahu ya da kabinedeki faşist bakanlardan farklı değil. Gazze zaten mültecilerle dolu; oradakiler ha Gazze’de yaşamışlar ha Sina çölünde ha Necef çölünde ne fark eder? Kushner Filistin dosyasına tamamen ekonomi gözlüğüyle bakıyor. Ona göre Filistinliler Sina’ya sürülürse Gazze sahili hak ettiği müthiş değere kavuşabilir. Oraya bir Trump Tower da yakışır.

Geçen martta Harvard’daki konuşmasında “Gazze’nin deniz kıyısındaki mülkleri çok değerli… İnsanları oradan çıkarmak ve temizlemek için elimden geleni yapardım” dedi. Açıkça Gazze’nin savaşın sonunda oluşmuş bir şey olduğunu söyledi. Sadece ‘şey’. Damada göre 7 Ekim’den itibaren Gazze’de taş üstünde taş kalmadığına göre İsrail Gazzelileri Necef (Negev) çölüne de yerleştirebilir ve böylece mesele kökten halledilmiş olur. Bunu kendine sansür uygulamadan açıkça söyledi.

‘ORTADOĞU’DA NE YAPACAĞINI DANIŞANLARI BİLE KESTİREMEZ’

Netanyahu’yu aratmayan bir gaddarlık. Damat, Trump’ın dış politika baş danışmanıydı. Kayınpederiyle birlikte Beyaz Saray’a döndüğünde İsrailli faşist-dinci tayfanın yüzü gülecektir. Damat etkisinden söz ediyoruz da Trump’ın 2020’de Biden’ın zaferini kutlamak için acele eden Netanyahu’ya öfkesinin geçip geçmediğini bilmiyoruz. Ama İsrail’i her tür tehditten koruyacağı kesin. Ayrıca İsrail’in Hamas’a karşı başlattığı işi bitirmesi gerektiğini söylüyor.

Trump’ın Orta Doğu’da ne yapacağını danışmanlarının bile kestirebildiğini zannetmiyorum. Bir gün Erdoğan’a “Suriye senindir, çekiliyoruz” diyen, Fırat’ın doğusuna operasyon başlayınca “Türkiye ekonomisini batırırım” diye tehdit eden biri. Suriye’de asker çekme kararını değiştirmesi için kendisine Deyr el Zor’daki petrol kuyularını gösterenlere de muhtemelen “Eee biz ne kazandık bu petrol işinden, getirin bir hesaplarınızı göreyim” diyebilir.

Sonuç olarak Trump yeni bir rüzgâr yakaladı. Ezici bir sonuçla Beyaz Saray’a dönerse vaatleri konusunda daha kararlı davranabilir.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com