Hakan Fidan TSK’dan ayrıldıktan sonra İngilizlere danışmanlık yapmış

Şarku'l Avsat gazetesi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'la ilgili övgü dolu haberinde Fidan'ın TSK'dan ayrıldıktan sonra İngiliz Kraliçesine bağlı olan Avustralya'nın Ankara Büyükelçiliği'nde kıdemli siyasi ve ekonomik danışman olarak görev yaptığınını hatırlattı.

KRONOS 17 Haziran 2023 GÜNDEM

Eski MİT Müsteşarı, Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan (FOTOĞRAF: OZAN KÖSE / AFP)

Arapça yayın yapan Suudi Arabistan sermayeli ve Londra merkezli Şarku’l Avsat gazetesinde Dışişleri Bakanlığına atanan Milli İstihbarat Teşkilatı eski Başkanı Hakan Fidan hakkında kapsamlı bir haber yayınladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresinden yetkililer ve bazı Arap ülkelerinin istihbarat görevlileri ile görüşmeler de yapılarak hazırlanan haberde Hakan Fidan’la ilgili  kamuoyunda pek bilinmeyen ya da dikkat çekmeyen bilgiler de yer aldı.

Hakan Fidan’ın 1986-2001 yılları arasında astsubay rütbesiyle Almanya’da NATO Süratli Reaksiyon Kolordusu İstihbarat ve Harekat Başkanlığı’nda yurtdışı görevde bulunduğunun belirtildiği haberde Fidan’ın 2 yıl kadar Avustralya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde kıdemli siyasi ve ekonomik danışman olarak görev yaptığının altının çizilmesi dikkat çekti.

TSK’dan istifa eden Hakan Fidan’ın resmi olarak İngiliz toprağı sayılan ve devlet başkanı bizzat İngiliz Kraliçesi olan Avustralya’nın Ankara Büyülelçiliği’nde hangi referansla danışman olduğunun belirtilmediği haberde Fidan’ın yükselişinin  2003 yılında o dönemde Devlet Bakanı Beşir Atalay’a bağlı olan TİKA başkanlığına atanmasıyla başladığı, hatta Abdullah Gül cumhurbaşkanı olunca Fidan’ın Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine getirileceği söylentilerinin çıktığı kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın haberinde şu ibareler kullanıldı:

Hakan Fidan, oldukça etkileyici bir özgeçmişe sahip. Çalışma hayatı dışında çok az bilgi yer alıyor. Sakin bir karakter.

Türk halkı, dışişleri bakanlığı devir teslim töreni sırasında yaptığı konuşma dışında daha önce sesini duymamıştı.

Buna karşın biyografisine bakıldığında hayatında muazzam bir ivme yakaladığı hemen göze çarpıyor. Fidan, 15 yıl boyunca orduda astsubay olarak görev yaptı.

Ancak orduda ne kadar kalırsa kalsın üst rütbeye yükselemeyecek “mütedeyyin bir delikanlı” olarak parlak bir geleceğe sahip olabileceği için askerlik hayatını astsubaylık rütbesinde bitirdi.

Evli ve 3 çocuk babası olan Fidan, 1968 yılında başkent Ankara’da doğdu. 1986 yılında Kara Kuvvetleri Muhabere Okulu ve Kara Kuvvetleri Dil Okulu’ndan mezun oldu.

Daha sonra istihbarat alanında pratik deneyim kazandı ve 1986-2001 yılları arasında Almanya’da NATO Süratli Reaksiyon Kolordusu İstihbarat ve Harekat Başkanlığı’nda yurtdışı görevde bulundu.

Bu dönemde Almanya’da üniversite eğitimini tamamladı ve ABD’de Maryland Üniversitesine bağlı University of Maryland University College’dan yönetim ve siyaset bilimi alanından lisans dereceleri aldı.

Burası Amerikan askerlerinin yurt dışında eğitimlerine devam edebilmeleri için kurulmuş bir kolejdir.

Daha sonra Bilkent Üniversitesinde ‘Dış Politikada İstihbaratın Yeri’ isimli teziyle yüksek lisans ve 2006’da da ‘Bilgi Çağında Diplomasi: Antlaşmaların Doğrulanmasında Enformasyon Teknolojilerinin Kullanımı’ başlıklı tez ile doktora yaptı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 15 yıl hizmet ettikten sonra 2001’de astsubay rütbesinden istifa etti.

Siyasi ve ekonomik danışman olarak Dışişleri Bakanlığı bünyesinde çalıştıktan sonra ardından o dönem Başbakanlığa bağlı olan TİKA başkanlığına atandı.

Aynı zamanda Başbakanlık Dış Politika ve Uluslararası Güvenlikten Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı yaptı.

Fidan’ın çalışmalarını yakından takip eden gazeteci Erdem Atay, Fidan’ın bu noktada istihbarata olan ilgisiyle ilgili olarak şunları söyledi:

Fidan’ın istihbarata olan ilgisi NATO’daki yurtdışı görevinden dönüşünde başladı. Ankara’daki ilk işi ‘Dış Politikada İstihbaratın Yeri’ isimli teziyle yüksek lisans yapmak oldu. Tezinde, ‘başarılı bir dış politika için güçlü ve nitelikli istihbaratın şart olduğu’ görüşünü savundu.

Atay, Fidan’ın istihbarat bilgilerini dış politikada başarıyla kullanan ABD ve İngiltere’nin istihbarat yapılarını incelediğini, ardından Türk istihbaratıyla karşılaştırma yaptığını ve çalışma sisteminin daha da geliştirilmesi için bazı önerilerde bulunduğunu belirtti.

Atay, Fidan’ın tezini tamamladıktan sonra 200o yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yatırım kuruluşu olan OYAK’ın Genel Kurul üyeliğine seçildiğini ve 2001 yılında da ordudan istifa ettiğini kaydetti.

Fidan, ordudan ayrıldıktan sonra Avustralya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde kıdemli siyasi ve ekonomik danışman olarak görev yaptı.

Burada, mevcut Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de o dönem ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde benzer bir görevde olduğu ve aynı şeyin eski TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi Suat Kınıklıoğlu için de geçerli olduğunu belirtmek gerekir.

Fidan’ın hızlı yükselişi, 2003 yılında TİKA başkanlığına atanmasıyla başladı. TİKA, o dönemde Devlet Bakanı Beşir Atalay’a bağlıydı.

Fidan, dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile ilişkileri iyi olan Atalay’a o kadar yakın çalışıyordu ki, Gül cumhurbaşkanı olunca Fidan’ın Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine getirileceği söylentileri yayıldı.

Ancak bu olmadı çünkü Fidan, TİKA’dayken o dönemde Başbakan olan Erdoğan’ın dikkatini çekti ve 2007’de Fidan’ı ekibine dahil etti. Ardından Fidan, Başbakanlık Dış Politika ve Uluslararası Güvenlikten Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevine getirildi.

Bu noktada TİKA’nın hem dışişleri hem de istihbarat birimleri ile iş birliği içinde faaliyet gösterdiğini belirtmekte fayda var.

TİKA, Orta Asya başta olmak üzere Türkiye ile tarihi ve kültürel ilişkileri olan ülkelerle ilişkilerine ağırlık verdiği ve oradan da Afrika’ya doğru yola çıktığı için TİKA Başkanlığı Fidan için tamamen uygun bir konumdu.

O dönemde Başbakan Erdoğan’ın Dış Politika Baş Danışmanı olan Ahmet Davutoğlu’na bölge gezilerinde de eşlik ediyordu.

Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e de yurt dışı gezilerinde eşlik ederken yakın iş birliği içinde çalıştı.

Fidan ayrıca, Erdoğan’ın Türkiye dışındaki ziyaretlere katılan ve yabancı misafirleri karşılayan heyetlere de katılıyordu.

İstihbaratta değişim

Hakkındaki tüm suçlamalara rağmen Erdoğan’ın desteğinden aldığı gücü MİT’i yeniden yapılandırmak için kullanan Fidan’ın başarılarından biri de ‘Açık Kaynak İstihbaratı Daire Başkanlığı’nı kurması oldu.

Erdem Atay’a göre Fidan’ın en büyük başarısı ise Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu oluşturularak, Genelkurmay Başkanlığı ile Jandarma arasındaki istihbarat savaşını bitirmesi oldu.

Artık devletin tüm istihbarat servislerinin tartışmasız tek başkanı olarak yoluna devam edebilirdi.

Bunun yanında Fidan, 1992’de MİT başkanlığını üstlenen Sönmez Köksal’dan sonra bu göreve kurum dışından atanan ikinci isimdir.

Türk basınına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT’in modernleşmesi ve kurumsallaşması için başına kendisine yakın bir ismi atamak ve çalışanlarının yüzde 50’si halen ordudan olduğu için MİT’i ordunun etkisinden çıkarmak istedi.

Fidan da Türk istihbaratının sıcak noktalardaki varlığını artırmak ve Türkiye’nin Ortadoğu, Rusya, Kafkasya, Asya ve Afrika’dan ABD, Avrupa ve İsrail’e kadar büyüyen ihtiyaçlarını karşılamak için ABD’deki FBI ve CIA benzeri istihbaratı biri iç diğeri dış olmak üzere ikiye ayırmaya çalıştı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com