‘Hayat pahalılığı ve boş tencere iktidarı götürmüyor çünkü…’

'Evet, emeklilerin durumu çok kötü, perişan ama seçim öncesinde AKP’nin bir artış daha yapması çok zor bir ihtimal değil. Boş tencere kendi kendine hiçbir iktidara zarar vermiyorEğer daha güçlü bir toplumsal tepki ortaya çıkacaksa, bunu işsizliğin daha da yükseldiği bir dönemde göreceğiz. '

KRONOS 28 Ocak 2024 GÜNDEM

Fotoğraf: Arda Funda/ Evrensel

Ekonomist Doç. Dr. Ümit Akçay, asgari ücretten emekli maaşlarına, dövizlerdeki artıştan yüksek enflasyona kadar bir dizi ekonomik sorun yaşanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin seçim kazandığına dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’de hayat pahalılığı krizinin çok derin olduğunu buna rağmen orantılı bir tepki çıkmadığını kaydeden Doç. Akçay, ‘Eğer daha güçlü bir toplumsal tepki ortaya çıkacaksa, bunu işsizliğin daha da yükseldiği bir dönemde göreceğiz. Çünkü şu anda işini kaybetmeme çabası baskın duruyor.’ dedi.

Akçay, İstihdam daralmasının 250 bin, 1 milyon, 2 milyon kişiye ulaştığını görürsek o zaman bir anda hayat pahalılığının da bu kadar yüksek olduğu yerde insanlar feryat edecek. O noktada değiliz henüz. Örgütlü bir mücadele olsaydı, bu ekonomi politikasını uygulayan iktidara ceza kesilebilirdi. Ancak bugün böyle bir gücü arkasına alacak siyaset yok. Daha doğrusu siyaset böyle yapılmıyor.’ ifadelerini kullandı.

Evrensel gazetesine konuşan Doç. Dr. Ümit Akçay’ın açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:

SEÇİME ETKİ EDECEK EN ÖNEMLİ GÖSTERGE PAHALILIK DEĞİL İŞSİZLİK 

2024’e gelirken barınma krizi, asgari ücretleşme ve hayat pahalılığı krizini bir arada görüyoruz. Ama hâlâ bir ekonomik krizden bahsedemiyoruz çünkü ekonomik daralma hâlâ gerçekleşmedi. Ancak bugün iktidar açısından temel sorun şu, ekonomide yavaşlama başladı.  Kasım verilerine göre 230 binin üstünde istihdam azalışı var. Bu pandemi döneminden beri ilk kez oluyor. 2023’te kamuoyundaki yaygın söylemin aksine işsizlik azalıyordu ama şu anda artmaya başladı.

Anımsanacaktır, AKP 2019’da seçim kaybettiği zaman yine bir döviz krizi sonrasında sert faiz artışları yapılmıştı. Sonrasında işsizliğin yüzde 14’lere çıktığı bir dönem yaşandı. AKP, o dönemde kaybetti belediyeleri. Mayıs 2023 seçimlerinde iktidar partisinin oyları büyük kentlerde düştü. Bunun temel nedenlerinden biri barınma krizi ve hayat pahalılığının büyük kentlerde daha çok hissediliyor olmasıydı. O nedenle İstanbul seçimin odağındaysa eğer, İstanbul’da muhalefetin bu avantajı hâlâ sürüyor. Ancak orada siyasi stratejiler devreye giriyor. Murat Kurum ismi o açıdan önemli sayılabilir. Çünkü Kurum’un vaadi, AKP’nin uzun yıllardan beri yaptığı kent rantının yaratılması ve dağıtılması.

BOŞ TENCERE KENDİ KENDİNE İKTİDARA ZARAR VERMEZ 

Evet, emeklilerin durumu çok kötü, perişan ama seçim öncesinde AKP’nin bir artış daha yapması çok zor bir ihtimal değil. Dolayısıyla bu talepleri seslendirmek çok bir şey ifade etmiyor. Çünkü boş tencere kendi kendine hiçbir iktidara zarar vermiyor. Onun toplumsal talep haline gelmesi, muhalefet tarafından bu taleplerin örgütleniyor olması, toplumsal bir güç haline geliyor olmasıdır iktidarları götüren. İnsanlar enflasyon ve barınma krizinden oldukça zarar görüyor elbette ama bu yakınmaları toplumsal güç haline getirecek siyasi özne olmadıkça boş tencerenin iktidar aleyhine işlemesinin siyasi sonuç vermesi oldukça güç.

Özel olarak büyükşehirlerde yaşayan memura kira yardımını da içeren bir paketten söz ediliyor ama böyle bir şey olursa herkese vermesi lazım. Bu yapıldığında aslında fiili olarak bölgesel asgari ücrete de geçilmiş olacak. Ancak bunun bir-iki ayda bir seçim vaadiyle çözülebilecek bir konu olduğunu sanmıyorum.

Türkiye’de şu anda yaşanan hayat pahalılığı krizi çok derin. İnsanlar çeşitli şekillerde bununla baş etmeye çalışıyor ama bununla orantılı bir tepki çıkmıyor. Çıkmamasının nedeni de hâlâ istihdamın tutulabiliyor olması. Eğer daha güçlü bir toplumsal tepki ortaya çıkacaksa, bunu işsizliğin daha da yükseldiği bir dönemde göreceğiz. Çünkü şu anda işini kaybetmeme çabası baskın duruyor. Dolayısıyla bu hâlâ tutuyor insanları. İstihdam daralmasının 250 bin, 1 milyon, 2 milyon kişiye ulaştığını görürsek o zaman bir anda hayat pahalılığının da bu kadar yüksek olduğu yerde insanlar feryat edecek ister istemez. O noktada değiliz henüz. Çok daha uzun vadeli örgütlü bir mücadele olsaydı, kitleler örgütlü olarak kalabilseydi, bu ekonomi politikasını uygulayan iktidara ceza kesilebilirdi. Ancak bugün böyle bir gücü arkasına alacak siyaset yok. Daha doğrusu siyaset böyle yapılmıyor.

İKTİDAR BU SEÇİMİ DE KAZANIRSA RÜZGAR ARKASINSAN ESMEYE BAŞLAYACAK

Şöyle bir şansı var iktidarın, 2024’ün ikinci yarısında küresel düzeyde daha gevşek bir para politikasına geçilecek. ABD Merkez Bankası Fed’in bu yıl faiz indirimlerine başlaması söz konusu. Avrupa’da da benzer bir durum var. Dolayısıyla 2024’ün ortasından itibaren rüzgar iktidarın arkasından esmeye başlayacak. Daha bol para dönemi başlayacak küresel finansal konjonktür açısından. İçeride mevcut faiz oranlarını uzun bir süre devam ettirirlerse, sermaye girişlerinin daha canlı olması bekleniyor. Dolayısıyla iktidarın eli önemli oranda rahatlayacak ve bu siyasi otoriterleşme projesinin, otoriter konsolidasyon sürecinin devamı için daha çok yer açılacak maalesef.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com