Jüri Başkanı’nın konuşmasını Bakan ve Tamer Karadağlı alkışlamadı: ‘Suçun giderek alenileştiği, adalet arayışının anlamsızlaştığı…’

Oyuncu Tamer Karadağlı’nın, ödül aldığı sırada oyuncu Nihal Yalçın’a yaptığı saygısızlıkla gündemde kalan Altın Portakal ödül törenine yönetmen Emin Alper’in konuşması damga vurdu. Alper’in konuşması Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Karadağlı tarafından alkışlanmadı.

CEM MORA 12 Ekim 2021 GÜNDEM

‘Kız Kardeşler’, ‘Kelebekler’ , ‘Abluka’ gibi filmlerin yönetmenliğini yapan Emin Alper, 58. Altın Portakal Film Festivali’nde Jüri Başkanı olarak kapanış konuşmasında dikkat çekici ifadeler kullandı. Bu yılki filmlerin temasının ‘suç ve vicdan’ olduğunu belirten Alper, vicdanların köreltildiği bir ortamda olunduğunu vurguladı. Bu konuların sinemaya da yansıdığına işaret eden Alper, “Umarız bu kıpırdanış, bugün suskunluğa zorlanmış, sesi kısılmış vicdanlarımızın bir gün gürleyerek geri döneceğinin habercisi olur” dedi. Alper’i oyuncu Tamer Karadağlı ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy dışında herkes alkışladı.

“İNSANLIĞIN VİCDANİ MUHASEBESİ HİÇBİR ZAMAN BİTMEZ”

Emin Alper konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Bu seçkide iki özellik ön plana çıkıyordu, bir tanesi ilk filmlerin çokluğu. Beş tane ilk film vardı ve bu sinemamız adına çok umut verici bir gelişme. İkinci dikkat çeken yöne ise genelde seçkilerde pek rastlamadığımız, bir ortak tema etrafında filmlerin toplanmaya başladığını görmüş olmamız. Bu ortak tema da vicdan ve suçluluk duygusu.
Yaklaşık beş tane filmi rahatlıkla bu kategori içerisinde değerlendirebiliriz. Mesela din ve vicdan ilişkisine, inanç ve vicdan ilişkisine iki apayrı çerçeveden bakan iki film izledik. Ailesinin işlediği suçun bedelini ödeyen hem de vicdani yükümlülüğünü üstlenmeye çalışan bir pasif tanığın hikâyesini izledik. Bir ilkokulun baskıcı ortamında suç duygusundan kurtulmak için birbirlerini suçlamaya hevesli öğretmenlerin hikâyesini dinledik. Distopik bir dünyada suçun buharlaştığı, suçlunun kaybolduğu, görünmez olduğu ve tanığın suçlandığı bir hikâye izledik. Kuşkusuz bu ortaklık içinde yaşadığımız dönemin, içinde yaşadığımız siyasi atmosferin bir yansıması diye düşünüyoruz jüri üyeleri olarak.
‘umarım bu kıpırdanış sesi kısılmış vicdanlarımızın bir gün gürleyerek geri döneceğinin habercisi olur’

Çağına yeterince tanıklık etmemekle eleştirilirdi sinemamız. Belki de ilk kez suçun giderek alenileştiği, sıradanlaştığı, adalet arayışının anlamsızlaştığı, vicdanlarımızın her gün susturulmaya çalışıldığı, köreltildiği bir baskı atmosferinde sinemacılarımız vicdani muhasebenin, insanlığın vicdani muhasebesinin hiçbir zaman bitmeyeceğini ve susturulamayacağını usul usul göstermeye başladılar. Umarız bu kıpırdanış, bugün suskunluğa zorlanmış, sesi kısılmış vicdanlarımızın bir gün gürleyerek geri döneceğinin habercisi olur.


 

Çok zor bir süreçten geçtik. 14 filmi, mümkün olduğu kadar hakkaniyetli ve tabii ki son derece özel bir şekilde değerlendirdik. Ödül dağılımında az önce bahsettiğim suç ve vicdan meselesini politik ve eleştirel bir şekilde irdeleyen ve özellikle yeni ilk yüzleri, yeni sinemacıları bir adım öne çıkaran tercihler yaptığımızı sanıyorum.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com