Moğolistanlı The HU dünyayı sallıyor

Geleneksel enstrümanları ve “Moğol gırtlağı” ile heavy metal dünyasında fırtınalar estiren The HU, Moğolistan’ın dışarıya ihraç ettiği en önemli “milli hazinesi” olarak kabul ediliyor. İşte yaptıkları müzik şimdiden efsanevi Metallica ile karşılaştırılan The HU’nun hikâyesi…

YAVUZ GENÇ 31 Ocak 2021 KÜLTÜR

Moğolistan’dan çıkıp, liderleri Cengiz Han önderliğinde, dünyayı kasıp kavuran Moğollar bugünlerde dünya müzik piyasasında fırtınalar estiriyor. Moğol savaş çığlıkları, kahramanlık şiirleri ve Cengiz Han şarkılarıyla ünleri kısa sürede küresel dünyaya yayılan The HU, rock müzik yapan bir grup. 2016 yılında bir araya gelen dört isim tarafından kurulan grup, kullandıkları enstrümanlar, çıkardıkları sesler ve  sahne performanslarıyla filmleri aratmayan bir görselik sunuyorlar.

DİJİTAL SATIŞ PİYASASININ ZİRVESİNDE BİR MOĞOL GRUP

Moğolistan’ın Ulan Batur şehrinde, yapımcı Dashka, Gala, Jaya, Temka ve Enkush üyeleri tarafından kuruldu. 2016’dan bu yana Rock Metal müzik piyasasında küresel düzeyde adını duyurdu. YouTube’da kendi kanalları üzerinden paylaştıkları klipleriyle 100 milyonun üzerinde izlenme rakamlarına ulaşan The HU, hard rock dijital şarkı satışlarında birinci sıraya yükselmeyi başaran ilk Moğol grubu. Grup Kuruluşundan bu yana ilk albümleri The Gereg üzerinde çalışıyorlar. Gereg kelimesi, Cengiz Han döneminde Moğol İmparatorluğu tarafından ilk Diplomatik “Pasaport” olarak kullanılmış.

GELENEKSEL ENSTRÜMANLAR KULLANIYORLAR

The HU, Rock Müziği Morin Khuur (at başı keman), Tovshuur (Moğol gitarı), Tumur Khuur (çene arpı), gırtlaktan gırtlağa kadar uzanan şarkılar ve rock’ın bombalı bas ve davulları gibi geleneksel Moğol enstrümantasyonuyla birleştiriyor.

CUMHURBAŞKANI “MİLLİ HAZİNE” İLAN ETTİ

Uluslar arası başarıları nedeniyle grup üyelerini Moğolistan Cumhurbaşkanı Haltmaagiyn Battulga, tebrik etmiş ve çalışmalarını “milli hazine” olarak gördüklerini söylemişti.

METALLICA’NIN SAD BUT TRUE’ ŞARKISINA MOĞOLCA YORUM

Geleneksel Moğol enstrümanları morin khuur ve tovshuur gibi entsrümanları kullanmaları, vokallerini de Moğol gırtlak tekniğiyle söylemeleri pop metal grubunu öne çıkaran özellikler arasında. The Hu, yakın zamanda ünlü Rock metal grubu Metallica’nın en bilinen şarkıları arasında yer alan ‘Sad But True’yu kendi tarzlarında ve Moğolca yorumladı. Şarkı geçtiğimiz aralık ayında sosyal medyada en fazla paylaşılan ve izlenen videolar arasında yer aldı.
Moğolistan Merkez Bankası daha önce uluslar arası alanda elde ettikleri başarılar için sporcular adına hatıra para bastırmıştı. The HU için basılacak hatıra parası Şubat ayında satışa sunulacak.

https://twitter.com/ahmetyesiltepe/status/1354808712578273281?s=20

NETFLİX’İN MARCO POLO DİZİSİNDE THE HU

Savaş ve tarih meraklılarının izlediği orijinal Netflix dizisi Marco Polo’da da The HU şarkıları kullanıldı. Moğol hükümdarı Kubilay’ın Çin seferi sırasında dinlenen asker, kendi aralarında seslendirdikleri savaş çığlığı ve gırtlak müziği dizinin en beğenilen bölümleri arasında yer almıştı.

ÇİN’DEN AMERİKA’YA UZANAN BİR ŞÖHRET

Grubun ilk videoları “Yuve Yuve Yu” ve “Wolf Totem” dünyada en çok izlenenler arasına girdi. The kısa sürede o kadar gözde oldu ki dünyanın en büyük medya kuruluşlarının da dikkatini çekti. Almanya’dan Hindistan’a, Meksika’dan Fransa’ya, Çin’den Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanından geniş bir hayran kitlesi oluşturdular.

THE HU: İNSANLIĞIN KÖKENİ…

Grubun adı The HU, Moğolca insanlığın kökeni anlamına geliyor. Tarzlarına “Hunnu Kayası” diyorlar. Grubun sözlerinden bazıları eski Moğol savaş çığlıkları ve şiirlerini içeriyor.

GIRTLAK MÜZİĞİ NEDİR

Tuva dilinde “höömei” adı verilen, Altay Türklerinde kullanıldığı şekliyle “kaylama” olarak adlandırılan ses tekniği. Orta Asya’nın pek çok bölgesinde bilinen bir “çok perdeli ses çıkarma” yöntemidir. Belli değer veya renkteki çok perdeli bir sesin içinde, temel perdedeki sesin yanında, üst ya da alt perdelerden eşdeğerli yan sesler de mevcuttur. Bu yan sesler, doğada da bulunmakla birlikte şiddetleri ana perdedeki sese göre düşük olduğu için genelde fark edilmezler. Zor doğa koşullarında, birbirinden hayli uzak küçük topluluklar hâlinde yaşayan insanlar için bunun ne kadar önemli bir ihtiyaç olduğu açıktır. Belirtilmesi gereken önemli bir nokta da, geniş bozkırlarıyla bölge arazisinin, sesin herhangi bir yüzeyden yansımadan uzun mesafeler kat edebilmesine imkân verdiğidir. Nihayetinde bu ses tekniği, doğanın sağladıkları ile insan ihtiyaçlarının örtüşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Genel kabul gören yaklaşıma göre, çok perdeli ses üretiminin temelinde insanın doğadaki sesleri taklit etmesi yatmaktadır. Esen rüzgârın, öten kuşların, hırlayan hayvanların ya da köpüklenerek akıp giden bir ırmağın sesinde, az ya da çok yan sesler mevcuttur. Çok perdeli sesler kullanılarak söylenen şarkıların büyüleyici etkisi ile ortaya çıkan vecd hâli, şamanın gerçek ötesi dünyaya yolculuk yapması olarak yorumlanır. İnanışa göre şamanlar bu şekilde ölülerin ruhlarına rehberlik etmek ya da kötü ruhları kovarak neden oldukları hastalıkları iyileştirmek gibi görevleri yerine getirirler.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com