Mümtaz’er Türköne: Erdoğan’ın denizi tükendi, şimdi kendi rejimini tasfiye sürecinde

Siyaset bilimci Mümtaz'er Türköne: "Tek adam rejiminin yelkenlerini dolduran rüzgâr kesildi, hatta üzerinde yol aldığı deniz tükendi. Tek adam, iktidarını sürdürmek için yeni şartlara ayak uydurmaya çalışıyor. Yürümediğini gören tek adam kendi rejimini tasfiye çalışmalarına dahil oluyor."

KRONOS 07 Haziran 2024 GÜNDEM

Siyaset bilimci, yazar Mümtaz’er Türköne, tek adam rejiminin yelkenlerini dolduran rüzgarın kesildiğini, hatta üzerinde yol aldığı denizin tükendiğine işaret ettiği yazısında, “Yani tek adamın kendisi de artık bu rejimi ayakta tutamıyor. Tek adam, siyasetteki birikimi ile iktidarını sürdürmek için yeni şartlara ayak uydurmaya çalışıyor. Yürümediğini gören tek adam kendi rejimini tasfiye çalışmalarına dahil oluyor” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin Erdoğan’a yetkiler veren kritik KHK ve cumhurbaşkanlığı kararnamelerini iptal ettiğini hatırlatan Türköne, “Devletin yargısına, polisine, bürokrasisine, iş dünyasına çöreklenmiş çıkar şebekelerine odaklanır, oralardaki skandalları takip ederseniz tek adam rejiminin sarsıntılarla tasfiyesini izleme fırsatı bulursunuz. AYM’ye bakın: Üyelerinin biri hariç tamamı, ‘tek adam’ tarafından tayin edildi. Şimdi AYM üyeleri tek adam rejimini tasfiye eden iddialı kararlar veriyor. Demek mesele ‘tek adam’ ve ‘tek adamın adamları’, yani kişiler değil” yorumunu yaptı.

Erdoğan’ın kendisinin de artık bu rejimi ayakta tutamadığını belirten Türköne, “Tek adam, siyasetteki birikimi ile iktidarını sürdürmek için yeni şartlara ayak uydurmaya çalışıyor. Yürümediğini gören tek adam kendi rejimini tasfiye çalışmalarına dahil oluyor” ifadelerini kullandı.

‘ARKA PLANIN ÜZERİNDEN SİLİNDİR GİBİ GEÇMEDEN…’

Mümtaz’er Türköne’nin Turkish Post‘ta yer alan yazısından öne çıkanlar şöyle:

“Üzerinde duracağınız en son mesele tek adamın kendisidir. Tek adam rejimi adı üzerinde bir rejimdir, kendine has kadroları, aktörleri, bir iş görme biçimi, dengeleri, mantığı ve işleyiş düzeneği vardır. Bütün bu arka planın üzerinden silindir gibi geçmeden rejim tasfiye edilmez; çünkü tek adam değişse de tek adamlık değişmez.

“Otoriter”, “otokratik”, “despot”, “dikta” gibi isimlere bakmanın, hatta tepedeki tek adamın kişisel özelliklerine takılmanın hiçbir anlamı yok. Düzeni anlamak ve tasfiye etmek için çıkarlarını tek adam rejimine bağlayanları mercek altına yatırmanız gerekir. Tek adam rejimleri devlet gücüne yapışık yaşayan asalaklar, kamu malını yağmalayan çıkar şebekeleri, kısaca yağmacı zümreler olmadan işlemez. Bu rejimi kuran ve işleten onlardır. Tek adam rejimi ahlâksızlık, yolsuzluk ve suç üreterek bu zümreleri besler; bu asalak sınıf mensupları da varlıklarını borçlu oldukları bu düzeni yaşatmak için ellerinden geleni yaparlar.

Dünya’da tek adam rejimleri ya çok yoksul ülkelerde ya da doğal kaynak zengini yapay devletlerde görülüyor. Putin’in Rusya’daki tek adamlığı Gazprom’a bağlı, Arap otokrasileri aynı işi petrol gelirleriyle yapıyor. Tek adamlık bu ülkelerde ordusundan polisine, ekonomisinden toplumuna geniş ve denetimsiz bir çıkar şebekesine bağlanarak işliyor.

ERDOĞAN’IN ÜZERİNDE YOL ALDIĞI DENİZ TÜKENDİ

Peki neden çöker veya nasıl tasfiye edilir?

“Kadı mürteşi olursa adalet mezata çıkar” diyor, atalarımız. Adaletsizlik sadece muhalefeti ezmez, “adamı olmayan” her vatandaşın can ve mal güvenliği mutlu tesadüflere bağlı kalır. Güven ortamı yok olur, mülkiyet hakkı tehlike altındadır, böylece asgari hukuk güvencesine sahip olamayan ekonomi risklerle ve krizlerle baş edemez hale gelir. Tek adam rejimi, dayandığı çıkar şebekelerini doyururken sürekli kendi temelindeki toprağı onların özel mülklerine taşır. Sonra taşıyacak toprak da kalmaz. Bugün imtiyazlı müteahhitlerin bile devletten alacaklarını tahsil edemeyip iflas etmeleri bu yüzden.

Erdoğan’ın enerjisi, siyasetteki kişisel ağırlığı pek değişmedi; ama tek adam rejiminin yelkenlerini dolduran rüzgâr kesildi, hatta üzerinde yol aldığı deniz tükendi. Yani tek adamın kendisi de artık bu rejimi ayakta tutamıyor. Tek adam, siyasetteki birikimi ile iktidarını sürdürmek için yeni şartlara ayak uydurmaya çalışıyor. Yürümediğini gören tek adam kendi rejimini tasfiye çalışmalarına dahil oluyor.

Devletin yargısına, polisine, bürokrasisine, iş dünyasına çöreklenmiş çıkar şebekelerine odaklanır, oralardaki skandalları takip ederseniz tek adam rejiminin sarsıntılarla tasfiyesini izleme fırsatı bulursunuz.

AYM’ye bakın: Üyelerinin biri hariç tamamı, “tek adam” tarafından tayin edildi. Şimdi AYM üyeleri tek adam rejimini tasfiye eden iddialı kararlar veriyor. Demek mesele “tek adam” ve “tek adamın adamları”, yani kişiler değil.

Kayyum olayını tek adam rejiminin direnişi olarak değerlendirin. Önce kayyum atamak, idarî-siyasî tasarrufu, “istim arkadan gelsin” diye sonradan mahkeme kararına bağlamak beceriksizce girişilmiş bir operasyon değil miydi? Tek adam rejimini yaşatmaya çalışanların bir yığın sorunu var; en başta da ciddiyet sorunu olduğu anlaşılıyor.

Bu tür tasfiye süreçleri papatya falı gibi “oluyor-olmuyor” ikilemine sığmaz. Statükoyu canhıraş şekilde savunanlar tarihin tekerine çomak sokarken su akacak ve bentleri yıkıp yolunu bulacaktır.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com