Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın babasının amcası olduğu iddialarının ardından DNA testi sonucu ortaya çıktı.
Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunmasının ardından başlatılan cinayet soruşturması sürüyor.
Sözcü’den Özgür Cebe’nin haberine göre, gözaltına alınan 24 kişi için ek gözaltı süresi alınırken, Narin’in 11 saat süren otopsi sonucuyla ilgili ayrıntılar da ortaya çıkmaya başladı.
Ön otopsi raporuna göre küçük kızda cinsel saldırı bulgusuna rastlanılamazken, biyolojik babasının da Arif Güran olduğu belirlendi.
Narin’in cesedinin bulunmasından sonra soruşturmayı derinleştiren Jandarma delilden sanığa ulaşma yolunu izledi. 21 Ağustos günü saat 15.15 itibariyle kamera kayıtlarına son görüntüleri yansıyan Narin’den 8 Eylül’e kadar bir haber alınamamıştı.
Cesedinin bulunmasından sonra bölgeyi gören kameraları yeniden ikinci kez inceleyen jandarma olay yeri inceleme ekipleri, çok önemli bir detaya ulaştı. Narin’in kaybolduğu güne dair incelenen kamera kayıtlarında saat 15.40 ile 16.30 arasında Narin’in cesedinin bulunduğu dereye yakın noktada park halindeki bir aracın 50 dakika boyunca arazide sabit beklediği tespit edildi.
Şüpheli aracın önce plakası ve kim adına kayıtlı olduğu belirlendi. Araç sahibi Nevzat Bahtiyar gözaltına alındı. Küçük kızın kaybolduğu saatlerde o bölgede neden beklediği soruldu.
Çapraz sorguda suçunu itiraf eden Bahtiyar, küçük kızın cansız bedeninin amcası Salim Duran tarafından kendisine teslim edildiğini, cesedi ortadan kaldırması karşılığında kendisine para teklifinde bulunduğunu belirterek, “Ben de teklifini kabul ettim ve cesedi bir süre araç içinde dolaştırdıktan sonra bulunduğu dere yatağına çuval içinde üzerini taşla gizleyerek bıraktım” dedi. Bu ifade üzerine küçük kızın aile içi cinayete kurban gitmiş olma ihtimali değerlendirilerek tüm aile bireyleri gözaltına alındı.
Bu arada küçük kızın dün Tavşantepe Köyünde defnedilmesinden sonra aile bireyleri ve akrabalarının taziye kurmamaları da dikkat çekti.
Gerek baba evinde, gerekse köydeki taziye evinde küçük Narin için 3 günlük taziye de kurulmadı.
Narin’in 11 saat süren otopsi sonrasında vücudundan alınan 91 ayrı numuneyle ilgili de İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilen delillerin 15 gün içinde netlik kazanacağı ifade edildi. Vücudu çürümemiş olsaydı 48 saat içinde bulgulara kesin olarak ulaşılabileceği, ancak cesedin çürümeye başlaması nedeniyle kesin bulguların ve sonuçların 15 güne kadar uzayabileceği adli tıp uzmanlarınca da mütalaa edildi.
Bu arada ön otopsi raporunda, Narin’in sol bacağının diz kapağının altından kopuk olmasının cesedin su içerisinde uzun süre kalması ve çürümeye bağlı olarak çuval içinde vücudundan koptuğu tespit edildi. Aynı çuval içinde bulunan sol kaval kemiğinin de suda çürümeye bağlı doğal yollardan kopan bacağına ait kemik olduğu belirlendi.
Yine kafalarda en önemli soru işaretlerinden biri olan cinsel saldırı bulgusu olup olmadığıydı. Buna dair de yapılan ön otopsi raporuna göre, cesette herhangi bir cinsel saldırı bulgusuna rastlanılmadığı öğrenildi.
Biyolojik babasının da DNA testi için alınan örneklerle yapılan karşılaştırmada babası Arif Güran ile eşleştiği belirlendi. Narin’in boğazında herhangi bir lezyon, ip izi bulgusuna rastlanılamazken, ilk tespitlere göre elle boğularak öldürüldüğü ifade edildi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Amcası Salim Güran’ın Narin’in kaybolduğu güne ilişkin telefonundaki tüm arama kayıtları ile WhatsApp yazışmalarını silmesiyle ilgili ilgili şirketle de yazışma yapılarak geriye dönük mesaj ve arama kayıtlarının talep edildiği öğrenildi. Ancak ilgili şirketin buna olumsuz yanıt verdiği ve mesaj içeriklerini üçüncü şahıslarla paylaşamayacaklarını bildirdiği ifade edildi.
Normal telefon aramalarıyla ilgili de Bilgi Teknolojileri Kurumu’na yazı yazıldı. Narin’in kaybolduğu 21 Ağustos ile cesedinin bulunduğu 8 Eylül tarihlerini kapsayacak şekilde geriye dönük gelen arama, giden arama, mesaj alma, mesaj gönderme ve cevapsız çağrılar için gözaltına alınan 24 kişinin HTS kayıtları ile sinyal baz bilgileri istendi. Bu yazının da önümüzdeki günlerde Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderileceği öğrenildi.
