NATO ilk kez Çin’i tehdit etti: Peki Erdoğan ne yaptığının farkında mı?

Erdoğan medya, muhalefet ve seçim süreçleri üzerindeki muazzam kontrolü sayesinde dış politikadaki hatalarının siyasi bedellerini ödememenin rahatlığı içerisinde… Muhtemelen “Baktık olmuyor, bir U dönüşü daha yaparız, olur biter. [Burada sırıtarak] Sonra onu da devlet adamlığı diye satarız!” diyordur.

ÖMER MURAT 11 Temmuz 2024 HABER ANALİZ

Washington’da dün toplanan NATO Zirvesi teşkilatın 75. yılının kutlanması dolayısıyla özel bir öneme sahipti. Tüm beklentiler zirvede Rusya’ya karşı keskin mesajlar verileceği istikametindeydi. Nitekim ABD Başkanı Biden, “Hata yapmayın; Rusya (savaşta) başarısız oluyor. Savaş, Ukrayna’nın özgür ve bağımsız bir ülke olarak kalmasıyla sona erecektir.” dedi ve NATO ülkeleri Ukrayna’ya yönelik askeri yardımlarını artırarak sürdürecekleri mesajı verdiler. Bu beklenti gerçekleşmekle birlikte sürpriz kabul edilebilecek bir başka gelişme de yaşandı.

Türkiye dahil 32 üyenin devlet başkanının imzaladığı sonuç bildirgesinde NATO ilk kez doğrudan hedef aldığı Çin’e ağır eleştiriler getirdi. Bildirgede “Çin, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın kararlı bir destekçisi” olmakla suçlanıyor ve Pekin’den Rus ordusunun yeniden inşası için kritik önem taşıyan “silah bileşenleri” ve diğer teknolojilerin sevkiyatını durdurması talep ediliyor.

Bugüne kadar hiçbir NATO belgesinde Çin bu denli açıktan hedef alınarak uyarılmış değildi. Avrupa ülkeleri ABD’nin Çin’le yaşadığı gerilimin dışında kalmaya, kendilerini farklı bir konumda tutmaya gayret ediyorlardı. Ukrayna savaşı sırasında Çin’in Rusya’ya verdiği desteğe tepki olarak Avrupa’nın bu tutumunu artık iyice terk ettiği anlaşılıyor. Çin her ne kadar bu sonucun ortaya çıkmasını önlemek için daha ihtiyatlı bir siyaset izlemeye çalışsa da, son kertede Rusya’nın yenilmesini çıkarlarına aykırı gördüğü için olacak, Moskova’yı kollayan bir siyasete öncelik verince Avrupa’yı kaybetmiş oldu.

Bildirge, Çin’in Rusya’ya artan desteğinin bir bedeli olacağına dair üstü kapalı bir tehdit içeriyor; “Rusya’nın savunma sanayiine verdiği geniş çaplı desteğe” dikkat çekildikten sonra bunun Pekin’in yanına kar kalmayacağı ikazı şu sözlerle yapılıyor: Çin “çıkarlarını ve itibarını olumsuz etkilemeden Avrupa’da yakın tarihin en büyük savaşının sürmesini mümkün kılamayacaktır. ”

Yani Batı, Çin’e diyor ki; “Bunlar birbirlerini yesinler, ben Rusya’ya yenilmemesini sağlayacak kadar destek vererek savaşı kızıştırıp aradan sıyrılarak en az zararla bu işten karlı çıkarım” diyorsan, yanılıyorsun, bu savaşın sana da bir bedeli olacak.

Bildirgede ayrıca Çin, ABD ve Avrupa’yı hedef alan “dezenformasyon da dâhil olmak üzere kötü niyetli siber ve hibrit faaliyetlerden” sorumlu tutuluyor. Bu hafta, ABD ile bazı Batılı ülkeler, Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı ile bağlantılı, Batılı devlet ve şirketlerin sırlarını çalmayı iş edinmiş bir hacker grubu konusunda uyarıda bulundu.

ABD ayrıca Çin’le irtibatlı gördüğü bir hacker grubunun, Amerika’daki gaz boru hatları ve elektrik şebekeleri gibi kritik altyapının çökmesine yol açacak şekilde virüs yazılımları yerleştirdiğini, Tayvan üzerinden bir savaş çıkması halinde bunların aktif hale getirilmesinin planlandığını iddia ediyor.

Çin 29. ayına giren Ukrayna savaşı boyunca Batı’yı tahrik etmemek için Rusya’ya doğrudan silah sistemleri satmaktan kaçındı, bunun yerine Rusya’nın Batı yaptırımları sonucu ciddi sorunlar yaşayan savunma sanayiini yeniden inşa etmesi için gereken bilgisayar çiplerini, gelişmiş yazılımları ve diğer kritik bileşenleri temin ediyor. ABD başından beri Çin’i “art niyetli olmakla” suçlasa da Avrupa Pekin’in ihtiyatlı tutumunu olumlu bulma temayülündeydi. Şimdi bu tamamen değişti: Avrupa da Pekin’in Rusya’nın askeri sanayiini işler hale getiren desteklerini düşmanca bir tavır olarak görmeye başladı.

Avrupa’nın tavır değişikliğinde Biden Yönetimi’nin Çin’in Rusya’ya verdiği kritik destekleri ispat eden istihbarat bilgilerini kendileriyle paylaşmasının etkili olduğu belirtiliyor. Buna göre, Çinli üreticiler özellikle sivil ya da askeri ihtiyaçlar için kullanılabilen “çift kullanımlı” teknolojiler satarak Batı yaptırımlarını atlatma konusunda “uzmanlaşmış” durumdalar… Çinli şirketler Rus silahlarında kullanılan ışık sensörleri ya da mikroçipler gibi bileşenleri, hatta Rus silah endüstrisinin üretimini sürdürebilmesi için kritik önemdeki makine aletleri gibi temel üretim teknolojilerini satıyorlar. Rusya’nın makine ithalatının yaklaşık yüzde 70’i ve mikroelektronik ithalatının yüzde 90’ı Çin’den geliyor. Rus silah endüstrisi Çinli şirketlerin bu şekilde sağladığı teknoloji sayesinde Rus ordusunun Ukrayna’da yoğun olarak kullandığı SİHA ve füzeleri üretebiliyor.

Peki Çin’e yönelik ne tür karşı adımlar atılacak? NATO bildirgesinde bu bedellerin ne olacağına dair ayrıntılara girilmemekle birlikte, Biden’ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan’ın verdiği demeçten, ilk adım olarak Çin’in küresel pazarlara erişimini kısıtlayacak bazı ekonomik yaptırımlar uygulanacağı anlaşılıyor.

Sullivan konuya ilişkin basına şu değerlendirmeyi yaptı: “Bildirge, NATO müttefiklerinin artık bu meseleyi [Çin’in Rusya’ya verdiği kritik desteği] ortaklaşa anladıklarını ve Çin’e bu faaliyeti durdurması çağrısında bulunduklarını göstermektedir. Çin bu desteğini sürdürürse, Avrupa’yla ilişkileri bozulacaktır ve ABD, Avrupalı müttefiklerimizle koordinasyon halinde, bu faaliyetlere karışan Çinli kuruluşlara yaptırım uygulamaya devam edecektir.”

Çin’in şu anki pozisyonu I. Dünya Savaşı öncesi Almanya’nın durumuna çok benziyor. O zaman yükselen güç konumundaki Almanya, onu durdurmaya çalışan büyük güç İngiltere’yi önce teskin etmek için uğraşmıştı, fakat bir noktadan sonra Alman yönetici eliti, İngilizlerin kendileriyle savaşmayı kafalarına koyduğuna, ne yaparsa yapsınlar onları bu kararlarından döndüremeyeceklerine ikna olmuşlardı. Öyle olunca da artık savaşı kaçınılmaz gördüklerinden bunu engellemek için çaba göstermek yerine, kendi istedikleri şekil ve zamanda savaşın gerçekleşmesini sağlamaya yönelmişlerdi.

Bugün de Çin, Batı’yla ilişkilerini germe pahasına Rusya’ya destek veriyor, çünkü ABD’nin ne yaparsa yapsın, yükselişini durdurmak için onunla çatışmaya hazırlandığına inanıyor. O nedenle NATO’nun ilk kez yaptığı bu açıkça tehdit, muhtemeldir ki Çin’in tutumunu değiştirmesini sağlamayacaktır.

Son olarak meselenin Türkiye’ye bakan kısmına değinecek olursak; Erdoğan Astana’da önceki hafta düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi’nde, Çin ve Rusya tarafından kurulmuş bu siyasi, ekonomik ve savunma teşkilatına tam üye olma isteğini tekrarladı. Sadece bir hafta sonra katıldığı Washington’daki NATO Zirvesi’nde ise NATO’nun Çin’i ilk kez uyardığı bildirgenin altına imza atmakta hiçbir beis görmedi. Bu birbiriyle telif edilmesi imkânsız tutumların ardında bir mantık aramak abesle iştigal olur. Öyle ya manzaranın hak ettiği laf “Bir cambaz iki ipte oynamaz”dır, onu söylemekse lâf ü güzaf değil de nedir?!

Herkese yaranmaya çalışarak gittiği yere kadar gemisini yürütme derdinde, bu şekilde davranarak ülkenin itibar ve güvenirliğini yitirmesine hiç aldırmayan, tamamen kısa vadeli, daha çok da kendi ekonomik çıkarlarına odaklanmış bir iktidar var karşımızda…

Bir de her defasında son kertede eline yüzüne bulaştırdığı halde (F-35 fiyaskosunu hatırlayınız) “İki tarafı birbirine oynayarak istediklerimi kabul ettirebilir miyim?” kurnazlığı söz konusu…

Daha önce de iktidarı “O yol çıkmaz sokak, oraya girmeniz yanlış olur” diye uyardığımızda sanki bizim bilmediğimiz bir şey biliyorlarmış gibi o caddelere beşinci viteste girdiklerine ve ânî fren yapmak zorunda kalıp kaşları gözleri yarıldıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi U dönüşü yaptıklarına kaç kez şahit olduk… “Dostum Esad’dan” “Katil Esed’e” oradan yeniden “Dostum Esed’e” dönüşlerini adeta ışık hızında gerçekleştirebilme tıynetine sahipler…

Erdoğan medya, muhalefet ve seçim süreçleri üzerindeki muazzam kontrolü sayesinde bu hatalarının siyasi bedellerini ödememenin rahatlığı içerisinde… Muhtemelen “Baktık olmuyor, bir U dönüşü daha yaparız, olur biter. [Sırıtarak] Sonra onu da devlet adamlığı diye satarız!” diyordur.

  • Ömer Murat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı, Eski Diplomat
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com