‘Ortadoğu’da daha geniş bir bölgesel savaşa epey yaklaştık’

Eski büyükelçi Ünal Çeviköz: "Hamas'ın siyasi lideri Haniye'nin ortadan kaldırılması yeni dinamikleri harekete geçirdi. Suikastın Tahran'da gerçekleştirilmesi ile İsrail İran'ı ciddi şekilde tahrik etti ve sahaya çekmek için çok büyük bir hamle yaptı. Şimdi top İran'ın sahasında."

KRONOS 08 Ağustos 2024 GÜNDEM

Emekli büyükelçi, siyasetçi Ünal Çeviköz, İsrail tarafından Hamas’ın siyasi liderlerinden İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da öldürülmesinin Ortadoğu’da daha geniş bir bölgesel savaşa yaklaşıldığını gösterdiğini belirttti.

“Hamas’ın siyasi lideri Haniye’nin ortadan kaldırılması yeni dinamikleri harekete geçirdi” diyen Çeviköz, “Suikastın Tahran’da gerçekleştirilmesi ile İsrail İran’ı ciddi şekilde tahrik etti ve sahaya çekmek için çok büyük bir hamle yaptı. Şimdi top İran’ın sahasında” dedi. AKP iktidarı döneminde Türkiye’nin Ortadoğu’da gerçek bir kolaylaştırıcı ve/veya arabulucu olma vasfını çoktan kaybettiğine dikkat çeken Çeviköz, “Dünya ve bölgemiz hızla geniş bir bölgesel savaşa doğru yaklaşırken, bu savaşın dışında kalmak yerine göbeğinde yer almak için atılan her türlü adım, kullanılan her söylem Türkiye’yi geri dönülmeyecek ve içinden çıkılmayacak bir felakete sürükleyecektir” ifadelerini kullandı.

Ünal Çeviköz’ün Kısa Dalga‘da yer alan yazısından öne çıkanlar şöyle:

“İran, Nisan ayındaki gibi sıradan bir misilleme ile kalarak İsrail’in tahrikine uymamayı denemek istese bile, bu defa kendini bu şekilde sınırlamakla yandaşlarını tatmin edemeyecektir. Misilleme geciktikçe, Lübnan’da Hizbullah’ın asabı bozuluyor. Israil’in İran ile doğrudan bir çatışmaya girmek yerine önceliği Lübnan’da Hizbullah’a karşı yapacağı bir saldırıya verdiği söylentileri de Hizbullah’ın gerginliğini artırıyor. Iran da İsrail ile doğrudan bir karşılaşmayı tercih etmiyor ama çevredeki (Lübnan, Suriye, Irak, Yemen) bütün dengeleri düşünerek hareket etmesi gerektiğinin farkında. Bu arka plana bakınca, Ortadoğu’da daha geniş bir bölgesel savaşa epey yaklaştığımız sonucuna varabiliriz.

Türkiye Ortadoğu’da, İsrail-Filistin çatışmasında, Gazze’de ne gibi bir politika izliyor sorusu, bütün bu arka plan açısından bakıldığında, doğrusu açıklayıcı bir cevap bulamıyor. “İsrail’e gireriz” demekle, “üçüncü dünya savaşına hazırız” demekle, sabah akşam bir yandan İsrail’e ve Netanyahu’ya, bir yandan da ‘siyaset yapma’ kisvesi altında Türkiye’de yaşayan vatandaşlara hakaret etmekle politika yapılmaz. Buna hamaset rantı demek daha uygun olur.

‘TÜRKİYE BU SAVAŞIN DIŞINDA KALMAK YERİNE…’

Esasen, AKP iktidarı döneminde Türkiye Ortadoğu’da gerçek bir kolaylaştırıcı ve/veya arabulucu alma vasfını çoktan kaybetti. Bugün, Filistinliler dahi Türkiye’nin izlediği İsrail aleyhtarı politikanın kendilerine fayda değil zarar verdiğini ifade ediyorlar. Bu muydu “Ortadoğu’da sorunlar Türkiye olmadan çözülmez” sloganıyla hedeflenen?

Dünya ve bölgemiz hızla geniş bir bölgesel savaşa doğru yaklaşırken, bu savaşın dışında kalmak yerine göbeğinde yer almak için atılan her türlü adım, kullanılan her söylem Türkiye’yi geri dönülmeyecek ve içinden çıkılmayacak bir felakete sürükleyecektir. Cumhuriyetin yüz yılına bakıldığında, böyle felaketlerden uzak durmanın ne kadar akil ve sağlıklı bir davranış olduğu tarih kitaplarındaki asil sayfalarda mevcuttur.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com