‘Özel’in erken seçim topunu Erdoğan’ın sahasına atmanın bir anlamı daha var’

Gazeteci Murat Yetkin: "Erdoğan da Mehmet Şimşek de hem iç hem dış yatırımcıya 31 Mart’tan beri duymak istediklerini söylüyor, 2028’e dek seçim yapılmayacağını vadediyorlar. Şimdi beklenmedik bir anda, ana muhalefet partisi Türkiye’nin gündemine 'erken seçim' maddesini ekliyor."

KRONOS 05 Haziran 2024 GÜNDEM

CHP lideri Özgür Özel’in “Böyle giderse millet ister, kimse önünde duramaz” diyerek yaptığı erken seçim çıkışı dikkat çekti. Gazeteci Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kızılcahamam Kampı’nda “Yumuşama için kırmızı çizgilerimizden vaz geçemeyiz” dediğini hatırlattı ve Özel’in buna karşı Ankara’da pek tahmin edilmeyen bir çıkışta bulunduğuna dikkat çekti.

Yetkin, “Erdoğan’ın 9-15 Haziran haftası için söz verdiği CHP ziyareti öncesindeki bu çıkışın topu Erdoğan’ın sahasına atmak dışında bir anlamı daha var” dedi ve ekledi: “Erdoğan da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de hem iç hem dış yatırımcıya 31 Mart’tan beri duymak istediklerini söylüyor, 2028’e dek seçim yapılmayacağını vadediyorlar. Şimdi beklenmedik bir anda, yerel seçimlerden birinci parti çıkan ana muhalefet partisi Türkiye’nin gündemine ‘erken seçim’ maddesini ekliyor.”

Ankara’nın siyasi ve bürokratik fay hatlarında biriken enerjiyi sönümlendirmek için Erdoğan’ın önündeki seçeneğin Özel ile normalleşme sürecini sürdürmek olduğunu belirten Yetkin, “Erdoğan, ekonominin hayrı için de kendisini Bahçeli mi Özel mi ikilemiyle karşı karşıya bırakmamalı” yorumunu yaptı.

Murat Yetkin’in kendi blogunda yayınladığı yazısı şöyle:

“Erdoğan’a gün içinde ilk kötü haber öğle saatlerinde toplanan CHP Grubundan geldi. Özel, Erdoğan’ın hafta sonu AK Parti’nin Kızılcahamam Kampında “Yumuşama için kırmızı çizgilerimizden vaz geçemeyiz” sözlerine karşı Ankara’da pek tahmin edilmeyen bir çıkış yaptı. Özel, ilk kez erken seçim bahsini açtı: “31 Mart’ı bahane edip haydi hemen sandık demem. Ama böyle giderse erken seçimi millet ister, önünde kimse duramaz.” Gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Birileri yumuşama derken kırmızı çizgilerim var diye bir hat çekip, o hattın arkasına saklanarak anayasaya uyamamayı, Anayasa Mahkemesi’ni tanımamayı, kayyım politikalarıyla halkın iradesine el koymayı, toplantı ve gösteri yürüyüşünü gasp etmeyi, yok sayılan toplum kesimlerini daha da ezmeyi kırmızı çizgi görüyorsa, orada ne yumuşamadan ne normalleşmeden bahsedilemez.”

Erdoğan’ın 9-15 Haziran haftası için söz verdiği CHP ziyareti öncesindeki bu çıkışın topu Erdoğan’ın sahasına atmak dışında bir anlamı daha var. Erdoğan da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de hem iç hem dış yatırımcıya 31 Mart’tan beri duymak istediklerini söylüyor, 2028’e dek seçim yapılmayacağını vadediyorlar. Şimdi beklenmedik bir anda, yerel seçimlerden birinci parti çıkan ana muhalefet partisi Türkiye’nin gündemine “erken seçim” maddesini ekliyor. Öğleden sonra saatlerinde açıklanan iki Anayasa Mahkemesi kararından biri de ekonomi alanında tereddütlere neden olabilir. Ekonomiyi değil ama daha çok eğitim, idare ve bürokrasiyi etkileyecek karar, Cumhurbaşkanının üniversite rektörlerini atama yetkisinin Anayasa ihlali sayması. AYM’nin ekonomi sahasına giren karar ise Cumhurbaşkanının TBMM’nin yetkilendirmesi olmaksızın Merkez Bankası Başkanlarının görevine son vermeyeceği kararı.


 

Bunlar da Erdoğan’a kötü haber sayılır. Birincisi, yıllardır muhalefet partilerinin bütün uyarılarına karşı Erdoğan ehil olsun olmasın kendisine yakın pek çok ismi üniversitelere rektör atadı. Bu duruma en büyük itiraz ise Boğaziçi üniversitesinden gelmişti; atamalara protestolar hala devam ediyor. İkincisi de Erdoğan 2019’da “Faiz indir” talimatına uymadığı gerekçesiyle Murat Çetinkaya’yı görevden almasından sonra dört başkanı daha görevden aldı. AYM her iki alanda da KHK yerine yasal düzenleme gerektiğini söylüyor ve bunun da 12 ay içinde yapılmasını öngörüyor. İki kararın da CHP’nin başvurusuyla alınmış olduğunu hatırlatalım. İşin bir boyutu da Zühtü Arslan’ın emekli olmasıyla artık AK Parti iktidarını rahatsız edecek karar almayacağı tartışılan Anayasa Mahkemesinin -en azından bu örnekte o iddiaları boşa çıkarması.

Ankara’nın siyasi ve bürokratik fay hatlarında -kötü yönde- biriken enerjiyi sönümlendirmek için Erdoğan’ın önündeki seçenek ise Özel ile “normalleşme sürecini” sürdürmek gibi görünüyor. Erdoğan, ekonominin hayrı için de kendisini bahçeli mi Özel mi ikilemiyle karşı karşıya bırakmamalı.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com