Teoman: ‘Necip Fazıl’ın şiirinden bir şarkı yapacağım’ demem trollemeydi

"Kendim zaten beklenmedik kişiydim, söylediğim şey de beklenmedik olsun istedim ve bunun için de Necip Fazıl’ı özellikle seçtim. Benim için “Her yer Arap da oldu” demek ırkçılıktır. Suriyelilerden rahatsız olanların hepsi İngiltere'ye gitmek istiyor, İngiltere'nin Suriyelisi olmak için."

KRONOS 26 Ağustos 2024 GÜNDEM

Türk rock müziğinin ünlü yorumcusu Teoman, T24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularına verdiği yanıtlarda yine çok tartışılacak açıklamalarda bulundu. Muhafazakar mahallenin aydını olarak bilinen Necip Fazıl Kısakürek’e adayacağı şarkıyla ilgili “O bir trollemeydi” dedi. Siyasete dair yorumlarda bulunan Teoman, geleceğin tek başkan adayının Ekrem İmamoğlu olduğunu söyledi.

Teoman, Suriyeliler tartışmasında ise “Orada Norveçli sarışın çocukları görseler ‘harika olmuş’ diyeceklerdi. Suriyeli kara kuruları görünce mahvoluyorlar. Ben hepsini tanıyorum, tam öyle demeseler bile içlerinden geçeni biliyorum. Benim için “Her yer Arap da oldu” demek ırkçılıktır. Bir de bu bizdeki Suriyelilerden rahatsız olanların hepsi İngiltere’ye gitmek istiyor, İngiltere’nin Suriyelisi olmak için. Kendine hak gördüğünü başkasına görmüyor” ifadelerini kullandı.

Teoman’a sorulan sorular ve yanıtlarından bir bölüm şöyle:

“-Ne zaman çıkıyor o Necip Fazıl Kısakürek’e adayacağın ‘Kendi vatanında parya’ şarkısı? Gördüğüm kadarıyla çıkmadı da öyle bir şarkı.

O bir zaten trollemeydi.

-Necip Fazıl’ın söz konusu şiirinden esinlenerek bir şarkı yapacağın doğru değildi yani, öyle mi?

Değildi.

-O zaman bütün Türkiye’ye olta attın ve hepimiz de düştük oltaya.

Tabii. Onu niye yaptım ben? “Bütün projektörler bana çevrilsin ve ben söyleyeceğimi söyleyeyim” demek istediğim için yaptım. Ve onun timing’ini de hesapladım aslında. 2023 seçimleri bitmişti, modern yani laik dediğimiz kesim tamamen bir umutsuzluğa ve teslimiyete düşmüştü. Ama aynı zamanda muhafazakâr kesimde de hiçbir zafer duygusu yoktu. Artık herkesin kavgadan sıkıldığı bir anda, ben toplumsal barış için bir şey söylemeyi düşündüm. Bunu söyleyecek kişiler arasında ben beklenmedik biriydim. Kendim zaten beklenmedik kişiydim, söylediğim şey de beklenmedik olsun istedim ve bunun için de Necip Fazıl’ı özellikle seçtim.

-Neden Necip Fazıl Kısakürek? Senin gibi müzik, kadınlar, alkol üçlemesi ile tanınan bir adamın Türkiye’nin koyu İslamcılarından birine referans vermesi evet beklenmedik ve çarpıcı. Ama yine de neden o da daha ılımlı bir muhafazakâr değil mesela?

Ben, ‘kültürel abi’ olarak Necip Fazıl’a da Nazım Hikmet’e de saygı duyuyorum, ikisinden de değilim. Kendimi de politik bir figür olarak tanımlıyorum ama AKP’li veya CHP’li olarak tanımlamıyorum. Ben kendimi gereksiz bu kavganın uzlaştırıcısı olarak bir politik zemine oturtmak istiyorum.

-Hakiki manada böyle bir zemin var mı şu anki siyaset arenamızda hiç emin değilim. Yeni CHP biraz oralara kaymaya çalışıyor ama çok da bagajı var ve atabilecek mi bilmiyoruz. Yani aslında şu an için Türkiye siyasetinde somut bir adresi olmayan bir alanı tarif ediyorsun.

Bari bir tanecik olsun, ‘Teoman abi’ öyle olsun gençler için. Hiçbir tarafa tam anlamıyla yaranamayan, biraz fazla tek başına duran bir politik tavrın gençlerin üzerinde etkisi olabilir. Ben herkes benim gibi olsun demiyorum bu arada. Ben siyaseti tamamen etkileyebilecek güçte birisi değilim zaten ama belki gençleri etkileyebilirim. Belki gençler şu anki kutuplaşmadan daha başka bir yön bulabilirler. Ben de bunun küçücük bir yerinden, ucundan tutayım diyorum. Ben muhafazakarlara hayatı boyunca hiçbir hakaret etmemiş, onlara hiçbir şekilde ikinci sınıf olarak bakmamış Teoman olarak ‘başka bir yön’ mümkün diyorum gençlere.

-Türkiye’de malum siyaset hala kişi kültleri üzerinden tahkim oluyor ve sen itinayla siyasetin ana karakteriyle ilgili bir şey söylememeye çalışıyorsun.

Eski davaların kodlarıyla bugünümüzü çözemeyiz. Eski davaların kodlarına gidince “Abdülhamit şuydu öbürkü buydu” oluyor. Ya da işte “Lozan zafer miydi, hezimet miydi?” oluyor. Geçmişin bu kodlarıyla gidemeyiz biz artık. Ayrıca önümüzdeki seçimde 4-5 milyon genç oy kullanacak ve seçimin kaderini onlar belirleyecek. Ve ben gelecek seçimlerin kaderini belirleyecek olan gençlerin ne Kılıçdaroğlucu ne de Tayyipci olacağını düşünüyorum.

-Zaten gelecek seçimde Kılıçdaroğlu’nun o denklemde olma ihtimali yok gibi.

Yok, ben zaten eski denklem üzerinden konuştuğum için onların ismini zikrettim. Çünkü geçen seneki seçim denkleminde o ikisi, iki kutbu temsil ediyordu. Ama varmak istediğim yer şurası; gençlerin nasıl düşündüğünü ben genç olduğum zamanki halimden bilirim.

-Ve sana göre bugünkü gençler artık Erdoğan’a da Kılıçdaroğlu’na da oy vermek istemiyor. Madem gençlerde bu eğilimi görüyorsun, kime oy vermeyi düşündüklerini de görüyor musun?

Geleceğin tek başkan adayı İmamoğlu. Bunun nedenleri de var. Geleneğe göreneğe saygılı ama aynı zamanda AKP’li değil, onun karşıtında bir yerde duruyor. Başka önemli bir neden daha var. Rakibi yok. Kim var siyaseten?

-Erdoğan var hala. Zaten o denklem üzerinden konuşuyoruz.

Ben gençlerin İmamoğlu tarafına kayacağını düşünüyorum. Bunu ben temenni olarak söylemiyorum. Bir sosyoloji mezunu olarak söylüyorum. Böyle olduğunu görüyorum. Bir de Özgür Özel’in gelişiyle CHP’nin yavaş yavaş toparlandığını, Kılıçdaroğlu zamanındaki atalet içindeki halinden uzaklaştığını, parti içindeki dişlilerin daha iç içe geçerek çalıştığını görüyorum. Tabii uzaktan böyle görüyorum. Bunları ispat edemem. Siyasetçi değilim, sürekli bütün kafamı oraya vermiş de değilim. Temenni de değil bunlar. Benim gördüğüm kadarıyla İmamoğlu, geleceğin şu anda gözüken tek başkan adayı. Özgür Özel de ona yakın açıklamalar yaptı zaten.

-Çevremdeki pek çok insandan İstiklal Caddesi başta olmak üzere Beyoğlu’nun çok Arap kültürüne uygun bir tüketim alanı haline gelmesinden rahatsızlık duyduklarını dinliyorum.

Orada Norveçli sarışın çocukları görseler “harika olmuş” diyeceklerdi. Suriyeli kara kuruları görünce mahvoluyorlar. Ben hepsini tanıyorum, tam öyle demeseler bile içlerinden geçeni biliyorum. Benim için “Her yer Arap da oldu” demek ırkçılıktır. Türkiye’ye aşırı göçten tabii ki rahatsızım. Yanlış ve plansız biçimde yapıldı bu işler, hâlâ devam ediyor. Ve bunun çaresi de yok artık. Uzun zaman geçti, o çocuklar artık burada büyüdüler. Onları geri göndermek biraz vicdansızlık olacak. Bir de bu bizdeki Suriyelilerden rahatsız olanların hepsi İngiltere’ye gitmek istiyor, İngiltere’nin Suriyelisi olmak için. Kendine hak gördüğünü başkasına görmüyor.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com