Diyarbakır Kulp'ta 1993'de gözaltına alınan 11 köylünün kemikleri 2004 yılında bulunmuştu. Yargıtay, sanık emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün yargılandığı davada 'zaman aşımı' diyerek dosyayı düşürdü. 'Cezasızlıktır' yorumu yapan Diyarbakır Barosu, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda 'zaman aşımı' olamayacağını kaydetti.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 1993 yılında gözaltına alınan 11 sivilin kaybedilmesine ilişkin açılan davada sanık emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk’e verilen beraat kararını bozarak, davanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verdi.
KÖYLÜLERİN KEMİKLERİ, 2004’TE BULUNMUŞTU
Diyarbakır’ın Kulp ilçesi kırsalında 8 Ekim-25 Ekim 1993 tarihleri arasında yapılan askeri operasyonlar sırasında mezralarda yaşayan 11 köylü gözaltına alınmıştı. Bu kişilerden bir daha haber alınamamış ve 5 Kasım 2004’te yapılan kazılarda köylülere ait kemikler bulunmuştu.
‘İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇLARDA ZAMAN AŞIMI OLMAZ’
Kulp Davası’nın zaman aşımından düşürülmesine ilişkin açıklama yapan Diyarbakır Barosu, “İnsanlığa karşı işlenen suçlar zaman aşımına uğramaz” dedi.
Baro, “1990’lı yıllarda kamu görevlilerince işlenen başta yaşam hakkı olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine konu suçlarda, yargının cezasızlık pratiği maalesef sistematik bir devlet politikasına dönüşmüştür. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımının işlemeyeceğini bir kez daha hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı. Diyarbakır Barosu, Yargıtay’ın kararıyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
YARGITAY, DAVAYI ZAMAN AŞIMINDAN DÜŞÜRDÜ
“Kulp ilçesi Alaca köyünde, 1993 yılında 11 sivil insanın operasyona çıkan askeri birlik tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybettirilmesi davasında; Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Eylül 2018 tarihinde açık tanık beyanları ve somut delillere rağmen sanık hakkında beraat kararı vermişti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 5 yılı aşan istinaf ve temyiz sürecinden sonra zaman aşımı gerekçesiyle dosya hakkında düşme kararı vermiştir.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
‘YARGININ CEZASIZLIK PRATİĞİ, DEVLET POLİTİKASINA DÖNÜŞTÜ’
1990’lı yıllarda kamu görevlilerince işlenen başta yaşam hakkı olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine konu suçlarda, yargının cezasızlık pratiği maalesef sistematik bir devlet politikasına dönüşmüştür. Benzer birçok dava dosyası güvenlik gerekçesiyle önce ülkenin batı illerine nakledilmiş, sonrasında tek tek beraat ya da zaman aşımı gerekçesiyle cezasızlıkla sonuçlanmıştır.
Diyarbakır Barosu olarak insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımının işlemeyeceğini bir kez daha hatırlatıyor, ilk günden beri takip ettiğimiz ‘Kulp Katliamı Davasında’ hukuk mücadelesini sürdürmeye devam edeceğimizi kamuoyuyla paylaşırız.”