Gazeteci Fehmi Koru: "İki ortaklı iktidarın büyük ortağı ortaklıktan memnun değil; CHP lideri ve suikasta kurban giden Sinan Ateş’in eşiyle görüşerek bunu dünya aleme ilan ediyor."
Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.
Gazeteci Fehmi Koru, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve öldürülen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile görüşmesinin sıradan birer gelişme olmadığına dikkat çektiği yazısında, “İki ortaklı iktidarın büyük ortağı ortaklıktan memnun değil; CHP lideri ve suikasta kurban giden Sinan Ateş’in eşiyle görüşerek bunu dünya aleme ilan ediyor” ifadelerini kullandı.
“MHP ile kurulan ortaklık olmasaydı, görüşmeleri gerektirecek bir ortam ortaya çıkar mıydı?” sorusunu yönelten Koru, “Çıkmazdı.
AK Parti’de de bu yolda değerlendirmeler yapıldığını sanıyorum. MHP’nin de bunun farkına vardığını… Görüşmeler bu sebeple ‘sıradan’ sayılmaz. Merak ettiğim şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan konuğu Özel’den beklediği teşviki aldı mı?” dedi.
İki görüşmeyi birbiriyle bağlantılı görmek gerektiğini belirten Koru, “Olağan bir ortamda ‘sıradan’ sayılabilecek bu iki görüşme, Türkiye’nin içinde bulunduğu günümüz ortamında, göründüğünden çok daha fazla anlamlar taşıyor olabilir. Lafı fazla uzatmadan gelişmeye verdiğim anlamı aktarayım: İki ortaklı iktidarın büyük ortağı ortaklıktan memnun değil; CHP lideri ve suikasta kurban giden Sinan Ateş’in eşiyle görüşerek bunu dünya aleme ilan ediyor” değerlendirmesini yaptı.
Koru, Karar‘daki yazısında şunlara dikkat çekti:
“Birlikte düşünelim: AK Parti’nin MHP ile ortaklığı doğal bir yakınlaşmanın sonucu değildi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önünde hiçbir işaret de vermeksizin, devamlı en ağır suçlamalara muhatap ettiği AK Parti’ye, ondan daha da ağır sözleri layık gördüğü Tayyip Erdoğan’a, sürekli karşı çıktığı başkanlık sistemi konusunda el uzatarak, aniden, “Gelin bunu birlikte gerçekleştirelim” deyiverdi. Bu tavır değişikliğin sebebini biliyor muyuz?
MHP ile AK Parti’nin yakınlaşmasının, Tayyip Erdoğan’ın “Sayın Cumhurbaşkanımız” diye hitap edilecek bir öneme kavuşturulmasının, Türkiye’nin bir felaketle karşılaşacağına inandırıldığımız başkanlık sisteminin benimsenmesinin sebebiyle ilgili bilgiye sahip miyiz?
Devlet Bahçeli, o sıralarda sistem değişikliğini ağzına almaktan vazgeçmiş Tayyip Erdoğan’a, sebebini açıklamadan gösterdiği yakınlıkla, Türkiye’yi ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ ile tanıştırdı. Peki, değişiklik iyi mi oldu? MHP için iyi olduğu tartışılmaz.
‘HEPSİ MHP İLE ORTAK OLDUĞU DÖNEMİN SORUNLARI’
MHP kendisinin üçüncü kez aday olabilmesine destek verdi ama, son cumhurbaşkanlığı seçiminde ancak ikinci turda seçilebildi Tayyip Erdoğan… Sistem değişikliğiyle zaten eksikli olan denge ve denetleme mekanizması bütünüyle ortadan kalktığı için, ekonominin ne hale geldiği ortada. Türkiye’yi uluslararası örgütlerin değerlendirmelerinde en arkalara sürükleyen, kurucularından olduğu Avrupa Konseyi’nin yaptırımlarına muhatap olabileceği bir duruma düşüren bir sürü gelişme de yaşandı. Neredeyse hepsi, AK Parti’nin MHP ile ortak olduğu dönemin sorunları…
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Ayşe Ateş’in Külliye’ye taşıdığı şikayet konusu da öyle. Bir lahza düşünelim: MHP ile kurulan ortaklık olmasaydı, görüşmeleri gerektirecek bir ortam ortaya çıkar mıydı? Çıkmazdı. AK Parti’de de bu yolda değerlendirmeler yapıldığını sanıyorum. MHP’nin de bunun farkına vardığını… Görüşmeler bu sebeple ‘sıradan’ sayılmaz. Merak ettiğim şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan konuğu Özel’den beklediği teşviki aldı mı?”
