‘Deprem OHAL’indeki siyasi planı anlamak için 15 Temmuz gecesine gitmek lazım’

Ersan Atar: 'Erdoğan test etmişti. 15 Temmuz’da neyse ki OHAL ilan edilmişti de kimseler darbenin nasıl olduğunu sorgulayamamıştı. Yarın başka bir hava eserdi... ne olur ne olmaz şu OHAL yetkileri cepte dursundu. OHAL, sonuçta süresi uzatılabilen bir şeydi ve “bu yıl artık seçim olmaz, seneye” dedirtirdi.'

KRONOS 10 Şubat 2023 GÜNDEM

Kısa Dalga yazarı Ersan Atar,  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deprem nedeniyle aldığı OHAL kararının yeni bir siyasi planın parçası olduğunu ve bu planı anlamak için 15 Temmuz gecesine gidilmesi gerektiğini öne sürdü.

Erdoğan’ın 15 Temmuz gecesi olduğu gibi depremin yaşandığı 6 Şubat günü de Rusya lideri Putin ile görüştüğüne dikkate çeken Ersan Atar, ”15 Temmuz’da neyse ki OHAL ilan edilmişti de kimseler darbenin nasıl olduğunu sorgulayamamıştı… Yarın başka bir hava eserdi, belki yine 14 Mayıs’ta sandık kurulurdu ama ne olur ne olmaz şu OHAL yetkileri cepte dursundu. OHAL, sonuçta süresi uzatılabilen bir şeydi ve “bu yıl artık seçim olmaz, seneye” dedirtirdi.” ifadelerini kullandı.

Deprem sonrası Saray’da ‘Enerjimizi seçime harcamayalım’ sözlerinin dolaştığını ve seçimlerin ertelenmesine bazı Altılı Masa liderlerinin de destek verebileceğini savunan Kısa Dalga yazarı Ersan Atar şunları yazdı:

..

5 Şubat’ı 6 Şubat’a bağlayan geceden sonraki iki günde çizilmiş bir siyasi planın dışa vurumuydu… Bugüne ışık tutma nimetinden faydalanmak için 15 Temmuz akşamına gidelim. Gidelim ki bugünü anlayabilelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o gece Marmaris’ten Ankara’ya gelişinde bir şekilde Rusya vardı. Kiminin iddiasına göre “Darbeci F-16’lar Erdoğan’ın uçağını düşürecekti, Rus uçakları korudu”, kiminin iddiasına göre “Erdoğan o gece uçakta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü.”

Bunlar, 15 Temmuz’un gerçek tarihi yazıldığında ortaya çıkacak ayrıntılardı ama 6 Şubat’tan sonra Beştepe’de bir dizi gelişme oldu. Bunlardan pek de üzerinde durulmayanı elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesiydi. Görüşmeye ilişkin eş zamanlı açıklama yapılacaktı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, görüşmeye ilişkin “Türk tarafının ihtiyaçları önemli. En üst düzeyde yardımcı olmaya hazırız. Türk dostlarımızdan sinyal bekliyoruz” diyecekti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da görüşmeyi doğrulayacak, Putin’in Türkiye’de arama kurtarma ve afetle mücadele alanında yapacakları desteğe ilişkin bilgi verdiğini duyuracaktı. Peki sonra ne oldu?

Bu boyuttaki bir deprem, siyasi ve ekonomik kartların yeniden karılmasını gerektirirdi. Bir kez ağızdan “14 Mayıs” lafı çıkmıştı ama yeni duruma göre bu tarih bile yeniden gözden geçirilebilirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tam da böyle bir siyasi liderdi. Duruma göre anında karar verebilme özelliği vardı.

“Durum”ları, bazen kendisi yaratırdı, bazen bunlar “şahsı” dışında gerçekleşen durumlardı, bazen de kısmen kendisinin içinde bulunduğu, partnerleri olan durumlardı. Yazıya, tarih biliminin bize nimeti olarak 15 Temmuz gecesini hatırlatarak başlamamız da bundandır. Erdoğan işte o “durum”lara göre kartları yeniden karabilen bir siyasi kimlikti. O zaman da öyle yapmış ve bunları OHAL sayesinde gerçekleştirebilmişti.

6 Şubat gecesinden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Dün, “ayakları sayılan masa”ya bile farklı bakılabilirdi. Nitekim öyle oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce ortağı Devlet Bahçeli ile görüştü, ardından…

Depremden sonra saatler 72 saat sonrasına kurulmuştu. O gece, hadi bilemediniz ertesi günün gecesinde ulaşılan ulaşılacaktı, ulaşılamayan donacaktı. 72 saatten sonra artık ne askere ihtiyaç duyulacak ne kurtarma çabası kalacaktı. O zaman artık sadece kefen lazım olacaktı! Saatler ilerliyordu, “OHAL ilan edilsin” diyenlere müjdeli haber Beştepe’den bir türlü gelmiyordu! Bu görüşte olanlara göre yardım daha koordineli yapılabilirdi, asker kazma küreği alıp enkaza girebilirdi.

Ama OHAL yine de gerekliydi. Bugünün yarını vardı. O enkazın altından yarın donmuş cesetler çıkacaktı. Cesetler Hatay’ın Atatürk Caddesi’nde öylece boylu boyunca yatıyor olacaktı. Sahipsiz. Günler geçecek bir gazeteci, günlerdir uğranılmayan enkazın başından yayın yapacaktı belki de. Belki de yarın deprem paralarının nerelere harcandığı kalem kalem yazılır olacaktı.

Şu sosyal medya yok mu şu sosyal medya, durmayacaktı. Nerede bir olumsuzluk görülse “tweet”lenecek, “retweet”lenecekti. Bu “kuş”un bir an önce susturulması gerekecekti. Hatay sokaklarındaki o cesetleri çeken gazeteci bir an önce durdurulmalıydı. Gerekirse yayın kuruluşu bile kapatılabilmeliydi. OHAL gerekliydi.

Bugünün daha yarını vardı. Bu enkazın altından cesetler çıkacak, “sahipsiz mezarlıkları” göz alabildiğine uzanacaktı. Onların mezar taşı olmayacak, başlarına nereden çıkarıldıklarını gösteren kodların olduğu tahta parçaları dikilecekti. Bunlar ve daha fazlası, konsoloslukları kapatılan ülkelerin yardım çağrılarını kabul etmeyen büyük Türkiye’ye hiç de yakışan görüntüler olamazdı. OHAL çok elzemdi!

Bu enkaz öyle kolay kalkmayacaktı. Enkazı kaldırmak kolaydı, dayanırdı makine yüklerdi ama yüreklerdeki enkaz kolay kalkmayacaktı. Bu ortamda seçim yapılmasa mıydı? E sandık bekleyen yurttaşa ne denilecekti?

İşte Beştepe koridorlarında bir fısıltı dolaşıyordu: Enerjimizi seçime harcamayalım. Evet sihirli slogan bu olabilirdi: Enerjimizi seçime harcamayalım. Bu sloganı bir yere not etmekte fayda var. Şu enkaz fiziken biraz kalksın belki de sık sık duyacaksınız, şimdilik sadece Beştepe koridorlarında sayıklanır gibi söylenip dil alıştırılan bu sloganı: Enerjimizi seçime harcamayalım.

AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bunları “dün”den test etmişti. 15 Temmuz’da neyse ki OHAL ilan edilmişti de kimseler darbenin nasıl olduğunu sorgulayamamıştı. Kimse o zaman kanun hükmündeki kararnamelere sesini çıkaramamıştı. Öyle ya, devlet temizleniyordu.

Yarın başka bir hava eserdi, belki yine 14 Mayıs’ta sandık kurulurdu ama ne olur ne olmaz şu OHAL yetkileri cepte dursundu. OHAL, sonuçta süresi uzatılabilen bir şeydi ve “bu yıl artık seçim olmaz, seneye” dedirtirdi.

Ve belki de bu, üç beş güne açıklayacağı adaya, “Sen ne diyorsun” denileceğinden endişe duyan muhalefetin bir kısmının da işine gelirdi. Hem belki de o bu, açıklanacak adaya sırf 6’lı Masada olunduğu için kerhen destek vermek zorunda kalıp da partisinde homurdanma oluşmasından endişe eden liderleri de rahatlatırdı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com