Covid 19 hastası hükümlü üsteğmen: Üretim izni olmayan ilaçlar üzerimizde deneniyor

51 aydır Silivri Cezaevi'nde bulunan Üsteğmen Y.S. eşine yazdığı mektupta, koronavirüs nedeniyle 44 kişi kaldıkları karantina koğuşunda kendilerine üretim izni olmayan, açık, reçetesiz, prospektüsü ve kutusu olmayan ilaçların verildiğini kaydetti.

TUBA DEMİR 10 Aralık 2020 KRONOS ÖZEL

15 Temmuz sonrasında tutuklanan ve 51 aydır Silivri Cezaevi’nde bulunan üsteğmen Y.S. yakalandığı Covid 19 hastalığı nedeniyle karantina koğuşuna alındığını ve 44 kişilik koğuşta kendilerine “Firma ve üretim ruhsatı, doktor onayı olmayan, reçetesiz, prospektüssüz, kutusuz, ambalajsız, plastik poşetler içinde getirilen ne olduğunu bilmedikleri” ilaçların verildiğini duyurdu.

Hükümlü Üsteğmen Y.S. eşine yazdığı mektupta ‘Karantina koğuşunda gayri resmî kimyasalla tedavi, toplu tıbbi deney, toplu ölüm, sistematik ve nitelikli işkence ile öldürmeye, soykırım yapılmaya çalışılmıştır” ifadelerini kullandı.

Üsteğmen Y. S., cezaevinde devlet eliyle ayrımcılık yapıldığına belirterek “Pandemi nedeni ile tutuklular tahliye edilmiş, hükümlüler ise izinli salıverilmişti, ancak savunması dahi alınmadan hüküm giyen ben hala tahliye edilmedim. Devlet; Ayrımcılık Yasağı, Eşitlik İlkesi, Yaşam Hakkı başta olmak üzere ulusal ve uluslararası haklarımı ihlal ederek sistematik ve nitelikli suç işliyor” dedi.

“ACIMASIZ VE İNSAFSIZCA”

Kapasitesinin çok üzerinde kalabalık olan koğuşlarda ve yetersiz hijyen şartlarında, banyo ve tuvalet ihtiyaçlarını gidermede sıkıntı yaşadıklarını, temel ihtiyaçlar giderilemediği için yaşanan ortamın çok gergin ve yemeklerin yetersiz olduğunu kaydeden Y. S., “Resmen ölüme terk edildik” dedi.

Üsteğmen Y.S. kapılar paslı olduğu için tetanoz, banyo yosunlu olduğu için cilt hastalıkları, kırık fayanslar arasındaki kurtçuk ve parazitler nedeniyle bulaşıcı hastalık riski ile karşı karşıya olduklarına dikkat çekerek “Hayatımız tehlikede ancak ihtiyaçlarımız giderilmiyor. Devlet eliyle sıkıntı yaşıyor ve çözümsüzlüğe sürükleniyoruz. Acilen tahliye edilmemiz gerekiyor” çağrısı yaptı.

“SABREDECEK GÜCÜMÜZ KALMADI”

Hükümlü üsteğmenin eşi A. S. ise 4 yıldır adalet beklediklerini ama sabredecek güçlerinin kalmadığını dile getirerek “Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid 19 nedeniyle görüş yasağı / kısıtlaması var ancak bir koğuşta onlarca kişi bir arada kalıyor. Bu şartlarda nasıl bir tedbir alınabilir? Bunun adı ölüme terk etmektir” şeklinde konuştu. 9 aydır açık görüş yapamadıklarını kaydeden A.S.  sevdiklerinin böyle bir ortamda olmasının kendilerinde travmalar oluşturduğunu söyledi.

“YETKİLİLER TARAFINDAN ENGELLENİYORUZ”

En temel yasal haklarını dahi kullanamadıklarından belirten A. S., “Dilekçelerimiz ya işleme alınmıyor ya da gerekli önlemler alınıyor gibi genel geçer cevaplarla geçiştiriliyor. Eşim sürekli yetkililer tarafından engelleniyor. Adalet öğrencisi olmasına rağmen hukuk kitapları verilmediği için okulunu dondurmak zorunda kaldı. Ancak bu yaşananlar bizi yıldırmayacak. Yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım.” diye konuştu.

“TAHLİYE İSTİYORUZ”

Tutuklu ve hükümlüler arasında ayrım yapılamayacağını kaydeden A. S., açık ya da kapalı tutuklu ya da hükümlü ayrım yapmadan ev hapsi, elektronik kelepçe gibi tedbirlerle tahliye sağlanması gerektiğini vurguladı. “Yaşam hakkımız elimizden alınamaz” diyen A. S., acil tahliye istediklerini söyledi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com