Patronların kaçış planı hazır!

Adnan Dalgakıran'ın ikazı hafife alınırsa Türkiye ağır bedel ödemeye hazır olmalı. Patronlar siyaset ormanında herkesten daha iyi koku alır. İlk turuncu alarmı duyar duymaz tası tarağı toplayıp güvenli limana doğru seyrüsefere çıkacaklar. Patronların sessizliği fırtına öncesi sessizliği, yanıltmasın.

TURHAN BOZKURT 28 Eylül 2024 HABER ANALİZ

Makine Sanayicileri Federasyonu Başkanı Adnan Dalgakıran’ın son çıkışı Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’in “Çalışıyor.” dediği Orta Vadeli Program’ın (OVP) firmaları uçurumun kenarına getirdiğini gözler önüne serdi.

Dalgakıran, “Hiç kimse yüzde 50 faizle rakiplerle mücadele edemez.” sözleri ile esasında OVP’nin duvara tosladığını ilan etti. Programın hiçbir hedefi tutmadığı gibi reel sektör ismi konulmamış bir krizin girdabında çırpınıp duruyor.

Bıçağın kemiği delip geçtiğini ima eden Dalgakıran özkaynakları zayıf şirketlerin dünyanın en yüksek faizine daha fazla mukavemet edemeyeceğini işaret etti. Koç Holding’in patronu Ömer Koç ne demişti: “Elzem değilse, harcamalarınızı erteleyin!”

Sabancı Holding’in 2024 yılının ilk 6 ayında zararı 7,6 milyar Türk Lirası. Aynı dönemde Koç’un net kârı yüzde 95 azaldı ki üçüncü ve dördüncü çeyrek bilançoları daha beter olacak.

Koç ve Sabancı bu vaziyette ise, diğerleri yüksek faiz cenderesinde çok daha ağır bedel ödüyor demektir.

KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR!

Büyük bir ekonomik çalkantının ayak sesleri işitilirken, Şimşek, Londra tefecileri için kur garantili carry trade mekanizmasında ısrar ediyor.

Makina imalatı gibi sermaye yoğun sektörlerin, yüksek faiz maliyetlerine karşı rekabet gücünü kaybetmesi, fabrikaların başka memleketlere taşınması umurunda bile değil.

Onun tek derdi 12 aylık vadede ödenmesi icap eden 235 milyar dolar tutarındaki dış borcun taksitlerini aksatmamak. Ne de olsa alacaklılar kendisini bu yüzden her mecrada alkışlıyor.

Ana akım ekonomi medyasını elinde tutan para baronlarının desteği olmasa Şimşek de selefleri gibi şimdiye dek koltuğunu çoktan kaybetmişti.


 

Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizinin yüzde 50 gibi yüksek seviyeye çıkarınca bankalar da ticarî kredinin yıllık faizini bir ara yüzde 65’e kadar yükseltti.

Şirketler sermaye ihtiyaçlarını karşılayamaz hâle gelirken, mevcut borçlarını da çeviremeiyor. Dalgakıran’ın işaret ettiği tehlike esasında patronlar için fırtınadan kaçış planı. Uzak Doğulu ve Batılı firmalar yok pahasına şirket satın almak için fırsat kolluyor.

ÇİN’E VERİLEN TAVİZLERİN BEDELİ AĞIR OLACAK

Son dönemde Çin’in elektrikli otomotiv firmalarından BYD ile Cherry’nin hamleleri yanıltmasın.

Bu firmalar Türkiye’de imalat sanayiine teveccüh gösterdikleri için sanayi sitelerini gezmiyor. Türkiye’nin Gümrük Birliği avantajını kullanabilmek için nihaî montajı Türkiye’de yapmanın yollarını arıyorlar.

Ne de olsa Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik ittifak BRICS’in kapısından içeri girebilmek için Çin’e taviz üstüne taviz verecek.

Bu şekilde teknoloji transferi son derece mahdut kalacağı gibi katma değerli bir imalat zemini de tesis edilemeyecek. Başka bir ifade ile Türkiye, Çin’in lojistik ve montaj aparatına dönüşecek.

Patronlar siyasî ve jeopolitik riskleri dikkate alarak, finansman maliyetinde ve enflasyonda iki-üç yıldan evvel bir düşüş beklemiyor.

Aksine yeni anayasa, Ekrem İmamoğlu’na siyasî yasak gelme ihtimali ve CHP’nin kararsız seçmeni ikna edebilecek bir değişim iradesini mücessem hâle getirememesi gibi başlıkların etrafında tur atan Türkiye kısa vadede umut vaad etmiyor.

PATRONLAR FIRTINAYA HAZIRLANIYOR

Patronlar fırtına kopmadan kaçış için hazırlık yapıyor. Türkiye’nin 1 numarası Koç Holding, Mısır’da 110 milyon dolara mal olan beyaz eşya tesisinde imalata başladı. Koç yeni otomotiv yatırımları için Romanya’yı üs olarak seçti.

Yüksek faiz ve yüksek enflasyon altında rekabet avantajını kaybeden sanayiciye örtük (zımnî) kur çıpası ile ölümcül darbe indirildi.

Dolar ve euro sudan ucuz. Dış pazarlarda bu kurla rekabet etmeleri mümkün değil. Pazar paylarını yıllardır mücadele ettikleri rakiplerine kaptırıyorlar.

Koç Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç yeni yatırımlarda aslan payını yurt dışına ayırıyor.

Koç gibi bir devin dahi yeni yatırımlar için sınırların ötesini tercih etmesi Türkiye’de sanayi üretim kapasitesini ve istihdamı aşağı çekecektir.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kredi kartı borçlarına yönelik 60 ay vade ve asgari ödeme tutarının yüzde 40’tan yüzde 20’ye düşürülmesi gibi kararları en azından tüketicilere can simidi atma vakti geldiğine ikna olduklarını gösteriyor.

ERDOĞAN’IN ÖNCELİĞİ TÜRKİYE DEĞİL, SİYASÎ İKBALİ

TCMB’nin kredi kartında aylık azamî akdî faiz oranlarını düşürmesi faiz indiriminin ilk adımları. Artık frenlerden yanık kokusu geliyor. Bu hamlelerin yüksek enflasyon ikliminde ne kadar yeterli olacağı şimdilik sır.

Oy oranlarındaki düşüşü durdurmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi düğmesine her an basabilir.

Erdoğan daha önce düşük faiz politikalarının büyümeyi teşvik ettiğini birçok kez dile getirdi. 17 Ekim’den itibaren eski ayarlara dönülmesi şaşırtıcı olmaz.

Adnan Dalgakıran’ın ikazı hafife alınırsa Türkiye ağır bedel ödemeye hazır olmalı. Dünyanın endüstri 4.0 hamleleri ile baş döndüren bir hızda ilerlediği günlerde Türkiye, 40-50 yıllık tesisleri bile kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya.

Yüksek faiz oranları, özellikle sanayiciler için büyük bir yük hâline geldi. Acilen çare bulunmazsa Türkiye elinde avucunda kalmış son sanayi tesislerini de yabancılara kaptıracak.

Patronlar siyaset ormanında herkesten daha iyi koku alır. O yüzden en kötüsüne göre hazırlık yapıyorlar.

İlk turuncu alarmı duyar duymaz tası tarağı toplayıp güvenli limana doğru seyrüsefere çıkacaklar. Patronların sessizliği fırtına öncesi sessizliği, yanıltmasın. Konuşmanın veya dikbaşlılık etmenin maliyeti bizzat Saray tarafından ilan edildi.

Boydak ailesinin mallarını yağmalamakla kalmayan iktidar ailenin erkeklerini hapse atarak, büyük-küçük her işadamına “Ayağını denk al” ihtarı verdi.

Pekâlâ yandaşlar ne yapıyor? Onlar her fırsatta İsviçre’den İngiltere’ye Virjin Adaları’ndan Lüksemburg’a taşıyabildikleri kadarını taşıyor.

Tesis mesis veya katma matma değer umurlarında değil. Ekseriyeti kamu müteahhiti. Yolcu, araba, hasta garantisi ile aldıkları ihalelerin safasını sürüyorlar.

Onların planı ilk günden hazır: “Yukarısı” ne diyorsa öyle adım at! Yap-pahalıya sat-kurtul! Yükte hafif, pahada ağır varlıkları tercih ediyorlar.

Yandaşlar her gün kaçıyor, kaçırıyor!

—————————————

İletişim için:

https://www.youtube.com/turhanbozkurt

Twitter: @turhanbozkurTV

https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/

e-posta: [email protected]

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com